Bu kitabı okudum bitirdim demektense ben bittim demek istiyorum. Bu kitabı anlatmadan önce hiçbir toplumun dini,dili ve ırkı yüzünden şiddete maruz kalmasını onaylamıyorum. Savaşı da onaylamıyorum.. Bu yaz Polonyada ki Auschwitz Toplama Kampını gezip görme şansım olduğu için hem orayı gezerken orada ki yaşananları rehberden duyduklarımın kitabı okurken anlatılanlar ile birebir uyması sebebiyle tekrar tüylerim diken diken oldu diyebilirim. 14 yaşındaki Dita,Auschwitz'de Naziler tarafından esir alınan pek çok tutsaktan biridir.Anne ve babası ile birlikte Prag'daki Terezin gettosundan alınan Dita,kampta rutin hayatın bir parçası haline gelen dehşet ve korkuya uyum sağlamaktadır. Bu kampta çocuklar ve ailelerin bir arada kalmasına izin verilen 31.blokta mahkumlar gizli bir okul kurarlar. Kitapların tamamen yasak olduğu bu kampta attıkları her adımı kontrol etmeleri gerekmektedir. Alman asıllı bir Yahudi olan blok sorumlusu Fredy Hirsch,bir gün Dita'ya mahkumların muhafızlardan gizleyerek içeriye soktukları 8 kitaptan bahseder ve bu kitapları koruyup saklayıp onları öğretmenlere ders öncesi dağıtma işini teklif eder.Dita teklifi kabul eder ve böylece Auschwitz 'in kütüphanecisi olur. Bu kamp ölüm makinesi gibiymiş. Kapalı vagonlarda günler süren yorucu bir yolculuk sonrası trenden inince sağlam yani işe yarar kişiler ile çocuklar, yaşlı, hastalıklı ve hamileler bir kenara ayırıp sağlamlar kampa gönderilip diğerleri de dezenfekte edileceği söylenerek çırılçıplak soyduktan saçlarını kestikten sonra boş bir odaya konulup zehirli gaz verilerek öldürüyorlar ve sonra da yakılıyorlar.Koğuşlara alınan kişiler ise açlık, pislik ve hastalık ile mücadele ediyorlar. Sabahları sadece çay, öğlenleri içinde doğru düzgün sebzesi olmayan çorba ve akşama kuru ekmek veriliyor. Belli saatte koğuş da olunacak her koğuşun bir kaposu var onlar yoklama alıyorlar. Aç kalmamak ve hayatta kalmak için bazı kadınlar vücudunu satıyorlar veya SS subayları ile sevgili oluyorlar. Şiddete, kötülüğe ve en önemlisi korkuya boğun eğmeyen, korkunç savaş ortamında tek silahı kitaplar olan insanların cesaretine ,gücüne ve hiç kaybetmedikleri inanca dair bir direniş öyküsü okuyacaksınız.

Auschwitz KütüphanecisiAntonio González Iturbe · Pegasus Yayınları · 20201,836 okunma

·

14 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

ebru turhan çavuş