Gönderi

Üşüyor sesim, üşüyor nefesim ağustos ortasında. Cümleler yüreğime kesik, sızlıyor yarınlarımda. Kumdan kaleler yapmışım çorak toprakların ortasında. Ve umutlarım urgan, aldığım her nefes bir pranga. Kurtuluş belki de bir beyaz elbisenin arkasında... İşte ben, karşınızdayım parça parça. Ölü bir ruhun ayak izleri var bastığım topraklarda. Ve beklediğim bir an var, gelecek biliyorum. Zaten ben, o gün için yaşıyorum. Tanyeri ağarırken unutuyorum ben kimsesizliğimi, İnsanlar uyanırken ben uyutuyorum hislerimi. Sonra... Sonrası bir facia, Kırılıyor tüm aynalar. Duruluyor sesler, duruluyor zehirler... Kırlangıçlar gökyüzünde, her zamanki gibi sessizler. Yıldızlar yere düşüyor, Gelenlerin hepsi birer birer gidiyor, Deniz fenerleri yanıyor sabahın ilk ışıklarıyla Ve sular taşıyor her gece, kimseler görmüyor. Harap oluyor mabetler, inananlar susuyor. Zamansızlık, yaklaşıyor durmadan. Sıcak bir nefes, ensemde her zaman. Bir mum kadardı ömrüm, Yaktılar ben doğmadan. Unutma gölge, Sen yaşadıkça ölecek ruhun durmadan.
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.