Gönderi

Şükründen Âciziz...
Kalbimiz ortalama olarak dakikada 70, günde 104.000 ve yılda 38 milyon kez kasılarak, içindeki kanı vücudumuza pompalıyor. Üstelik 280-300 gram ağırlığıyla sadece yumruğumuz büyüklüğünde!" Kalbimiz vücudumuza 1 dakikada yaklaşık 5.5 litre kan pompalıyor. Bu da; 1 günde 8 ton, 1 yılda 3.000 ton, 80 yılda ise 240.000 ton anlamına geliyor. İnsan ömrünün ortalama 80 yıl olduğu kabul edildiğinde pompalanan kan, yaklaşık 10 ton kapasiteli 24.000 tankeri dolduracak kadar çok." Bu gördüğümüz tüm kapakçıkların çok hassas ve ayrı ayrı görevleri varmış. Hem de belirli bir saniyede yapmaları gerekiyormuş. Bir düşünelim, şu muazzam yapının hangi işlevine, hangi görevine müdahil olmaya, değiştirmeye muktediriz? Hiçbirine değil mi? Aklı ya da beyni olmayan, ikame edemeyen, karar veremeyen bir et parçasının nasıl oluyor da böyle muazzam bir düzenle çalıştığını hiç düşündünüz mü? Yoksa şükrümüz sadece yemek yedikten sonra Elhamdülillah demekten mi ibaret? Bir düşünelim, Allah bizi yarattığında bize vereceği nefes sayısını bildirseydi ve bunun yönetimini, idaresini bize verseydi. Bu nefesleri idareli kullan yoksa bittiği gün ölürsün deseydi,vallahi sadece nefesimizin muhasebesini yapmaktan ne ağız tadıyla yemek yer ne guler ne de hayatın tadını çıkarabilirdik. Hayat bize zehir olur, sürekli nefes kontrolü yapardık. Ama bakın nefesimiz, kalbimizin atışı, şu gördüğümüz ve daha adını dahi bilmediğimiz vücudumuzdaki o muazzam yaratılışın her bir zerresinin yönetimi Allah'ın elinde. Allah bizi yediriyor, yaşatıyor, gezdiriyor, rızıklandırıyor, ağlatıyor, güldürüyor... Peki bizden ne istiyor? Kulluk! Korkma diyor seni idame eden benim. Sen bana elest bezminde verdiğin sözünde dur. Dur ki seni rızıklandırmaya devam edeyim. Seni kendime yakınlaştırayım.
·
1 artı 1'leme
·
168 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.