Gönderi

348 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Dengesiz Adam Aleksi Zorba
Karmakarışık, iyi desen değil, kötü desen değil, bazen hazcılığıyla, bazen filozofvari tavrıyla ama çoğu zaman dürtüsel, çocuksu, kafasına estiği gibi davranan, mutlaka samimi ancak bir şeylere öfkeli olduğu için inadına muhalif davranan bir karakter Aleksi Zorba. Romanlarda genelde yazılmayan, alışılmışın dışında bir karakterdi bence. Bunun en temel sebebi karakterin hem dünyanın neden var olduğunu sorguluyor olması hem de hayattan olabildiğince zevk almaya bakması, anın tadını çıkarması, iyi mi davranmış kötü mü davranmış çok da üzerine düşünmemesi ve yer yer Tanrı'ya inanıp dua edip yer yer ona lanet okuması, Tanrı'nın olmadığını söylemesi ve ondan korkmadığını dile getirerek "özgürce" yaşaması... Zorba'nın özgürlüğü aradığını, özgür olma isteğini kitap boyunca görüyoruz. Birinci kişi ağzından yazara da "Özgür değil miyim?" "Ölecek miyim?" tarzında sorular soruyor. Sorduğu bu felsefi sorularla hepimizin derdine değiniyor Zorba. Bu yönünü çok sevdim onun. Fakat bir yandan da pusulasını çok şaşırmış durumda. Bir insan hiçbir şeye, hiç kimseye, hiçbir fikre bağlanmadığı zaman mı özgürdür gerçekten? Ya da böyle olsa bile özgür olarak mı mutlu oluruz? Zorba böyle bir adam. Hayattan olabildiğince keyif almaya bakıyor fakat acı çekiyorsa da acısında samimi. Ama hiçbir fikrin yolcusu değil gibi ya da her fikirden biraz biraz koymuş hayatına ve o kadar parçalı, dağınık ve haz odaklı bir hayatı var ki özenemiyor insan ona. Yine de yazar ondan çok etkilenmiş (gerçekte de varmış böyle birisi). Kitapta beni en çok düşündüren konu Tanrı ve Şeytan oldu. Tanrı en iyi midir? En iyiyse kötülüğü kapsamayacağı için Tanrı dememiz ne kadar doğru? Öyleyse Tanrı'ya en iyi veya en kötü dememiz yetersiz kalır, çünkü bir Tanrı tüm bu kavramları kapsayan bir konumda olmalıdır ki mutlak olsun. Zorba da yazarla konuşurken bu konudan bahsediyor. Toplumda Tanrı ve Şeytan birbirine zıt iki şey olarak görülür ama o "Tanrı ve Şeytan birdir." diyor mesela. İyi Tanrı fikrine karşı. Ve Tanrı'ya öfkeli bir yandan. Tanrı'nın isanların acı çekmesine neden izin verdiğini anlayamıyor. Tanrı'yı insan yerine koyup bir çocuk gibi ona öfkelenerek onu affetmeyeceğini söylüyor. Tüm dünyanın neden var olduğuna bir anlam veremiyor. Kitap boyunca bu sorularıyla hem bir çocuk gibi hem de filozof gibi göründü gözüme. Kitapta olaylar yazarın Girit'e giden bir vapura binip Aleksi Zorba'yla tanışmasıyla başlıyor ve iyi yürekli, daha içe dönük bir insan olan yazar, Zorba'nın hayata bu bakış açısından çok etkileniyor. Bu yönüyle biraz
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in Portresi
'ndeki Dorian ve Lord Henry ilişkisi gibi düşünülebilir ama Zorba çok gelgitli bir karakter. Belli fikirlerin adamı değil. Dengesiz bir ruh hali var. Biraz bana
Yalan
Yalan
kitabındaki Erkek Cemile karakterini de anımsattı. Daha sonra da iki karakter beraber yaşamaya başlıyor. Girit'teki köylülerle tanışıyorlar. Zorba'nın kadınlarla rastgele ilişkileri de çok fazla. Aslında çok kaçıngan bağlanan bir karakter. Sonlara doğru yazarla bir manastıra gidiyorlar ve oradaki ritüelleri gözlemliyorlar. Bu ritüeller üzerinden yine Zorba'nın dünya görüşünü okuyoruz. Bu arada Zorba'nın kadınlara dair fikirlerini hiç beğenmedim elbette. Ama toplumlarda böyle insanlar da var maalesef. Kitap bence gereğinden fazla uzundu ama böyle bir karakter okumak ilginçti açıkçası.
Zorba
Zorba
Nikos Kazancakis
Nikos Kazancakis
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016.2k okunma
·
68 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.