Gönderi

A.Gülfem Özer- Değirmen Yaşı
marangoza birkaç parça bıraktım bugün eşikler kedi kokuyor, ağzım süt bir içgüdünün varlığına tutunduğum gibi ışıkları titreten rüzgâra tutunuyorum nasıl ki bu esrimiş dünyada bir tek gölgeler kendi renginde senin gölgene öylece sığıyorum hem bilmiyorsun, neler kaktım sandığıma bilmiyorsun, çok dolaştım küpelerle onca kulaksız arasında yeşile çalandın, kayırdın bizi yıldız haritalarından korudun ve tüm kötü sözcükleri şimşirin dizdin ipe allı boncuk dizer gibi öyle ayarsız yakarmalara filan katmadın bir değirmen taşı gibi çevirdin başını şölendi seninle ondan dokuz çıkarmak bin etmek sonra kalan biri beşik gibi sallandıysan da fır dönmedi hiç başın sen yeşile çalacaktın, babam doğumunda anladı büyüklenmenin, büyüklüğüne ters olduğunu sana kimseler anlatmayacak dik çatıları tutsaklıktan sayacaksın beş on yıl balığın ağzında sindirilmeyi beklerken bir anda dökülen safranın tanrı'nın sana düğün hediyesi olduğunu ıslanana kadar yalnızca rüya sanacaksın ben marangozun alnına silah dayadım bugün masanın bir ayağını kısa yapmış diye ve yaşımı halifelerden yana tuttum sen bir peygambersin diye şimdi tercih et kapanları ve allah'ı bana anlat uyurgezerlikten bu yana sürünmediğin tuzları öyle bizden değil ki, tercih et ekinoksları ve doğurduğun istekleri, sokağa çıkmak gibi şekerli bir hamuru ziyandan korur gibi son lokmaya kadar bana anlat bugün mırlıyor içim, biri kısa biri uzun kollarımı kavuşturamıyorum bu yüzden.
·
83 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.