Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

bu kent kuşların intiharını umursamıyor artık.
kuşlar… kuşlar haber getirmiyor bu sabah senden. tüm bu kuşlar, yapayalnız bir bahçede, yediğim bir zehirli mantar. döner benim başım, ulaşamadım. hep bu mesafeler beni eksiltiyor… eksik ediyor. sözün, sözün yok. duyuyorum, kalmadı yankısı dilinde ama senin yüzün… yüzün yok. görüyorum, çekildi gölgesi yüzümden. ben artık yürüyorum bilmediğim sokaklarda, yabancılarda gözüm yok. tozu kalktı salonda, yaktığın fotoğrafların. söz vermiştin bana, unuttun mu yoksa? sözün, sözün yok. duyuyorum, kalmadı yankısı dilinde ama senin yüzün… yüzün yok. görüyorum, çekildi gölgesi yüzümden. ben artık yürüyorum bilmediğim sokaklarda, yabancılarda gözüm yok. ben artık gittikçe yalnızlaşıyorum, bir sen varsın. karşılığı olmayan sorular düşüyor aklıma ve kuşların intihar tasarısından söz ediliyor kentte. soğuyan ellerinde kalıyorum bir kırlangıç gibi, ellerin bir mecnun yurdu, upuzun bir sessizlik ancak birlikte okuduğumuz kitaplar kadar sımsıcak da biz bu kitapları ne zaman okuduk ve niçin her satırını çizip notlar düştük kıyılarına? dünya upuzun bir çöl sanki, bir buzul kütlesi. karşılık bulamıyorsun aklıma düşen sorulara ve düşüşüp duruyor kırlangıçlar, üşüyorum. bir yolcu hüznüyle geçip gidiyor ömrümüz ve sesine bir esmerlik düşüyor parçalanıyor yüzün, kayıp gidiyor parmaklarımın arasından bir aşkı anlatmak için seçtiğim sözcükler. nasıl oluyorsa hep yanlış numaralar düşüyor telefonlarda ve kaçırıyor korkulu bakışlarını eski tanıdıklar. bir sen varsın, kurtulursam bu aşkla kurtulurum. gülüşü süt mavisi insanlar vardı… nerdeler şimdi? çoğunun adını unuttum zaten, çoğunun da kimliğinde kazınmış adresler. nevin canına kıydı geçen gün, şiir gibi bir kızdı bilirsin. öner enfarktüs geçirmiş içerde, kesik kesik öksürürdü eskiden. ayşe ise acemi bir sokak yosması artık. üşüyorum, ama sen anılarla sarma beni ve anlat yalnızlığımızı. bu kent kuşların intiharını umursamıyor artık ve göğsüm buz kesmiş bu üşüten yalnızlıkta. birlikte çay içtiğimiz sokaklarda yürüdüğümüz o süt mavisi gülüşler güz solgunluğunda şimdi unuttum çoğunun adını çoğu voltalarda yıllardır. nasıl da sessiz yaşanıyor gürültüler ortasında… bir daha hiç öpüşmeyecek gülçin, o çok sevdiği porselen fincanla çay içemeyecek ve uzatamayacak saçlarını sevgilisinin istediği gibi. gittikçe yalnızlaşıyorum, üşüyorum, unuttum sanıyordum. yazılsa destan olacak bir aşkın serüveni. şiirimde bir dipnot olacak şimdilik. -k.s. ve a.t.’nin kaleminden.
·
140 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.