Gönderi

Terapilere ve Terapistlere Atfedilen Tanrısallık ve Omnipotentlik ve Para!
Terapilere ve Terapistlere Atfedilen Tanrısallık ve Omnipotentlik ve Para! .. Belki bu yorum ironi taşıyor olabilir ama yine de bu yorumla beraber bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Sadece bireysel tedavilerle (psikoterapi, farmakoterapi) her şeyin çözüleceğini düşünmek ve terapistte bu gücün olduğunu ifade etmek terapiste tanrısallık, tüm güçlülük (omnipotentlik) gibi durumlar atfetmek anlamına geliyor. Ayrıca sadece bireysel müdahale düşüncesi de toplumsal sorunları görmezden gelmek veya daha az ciddiye almak gibi bir riski de içinde barındırıyor. Bu noktada “bireysel müdahale” ve “toplumsal müdahale” gibi iki durumu “Ana akım Psikoloji” ile “Eleştirel Psikoloji” bağlamında ele alabiliriz, hatta bu ayrım tarihsel olarak bireye yönelik “muhafazakar (belki liberal)” ve topluma yönelik “sosyalist” bakış açıları olarak da karşımıza çıkabilir. İhtiyaç olması halinde farmakolojik ve psikolojik müdahalelerin (farmakoterapi ve psikoterapi) yapılması gerektiğini ve “hangi terapi?” gibi bir konuyu kapsam dışı bırakarak terapinin önemli ve değerli olduğunu da belirtmek istiyorum. Bu noktada vurgulamaya çalıştığım şey, tek tek bireyleri terapötize ederek “İhtiyaçlar hiyerarşisi”nden beklenen sonucun alınamayacağıdır. Özellikle toplumsal anlamda reform olup ekonomi iyileşmedikçe terapi bağlamında da beklenen “ihtiyaç” karşılanamayacaktır. Yani ekonominin kötü olması durumunda bireyler daha az terapi seansına gidecek ve terapiden beklenen fayda görülemeyecektir. Bunun neticesinde; hem uygulayıcıları hem de halk tarafından büyük değerler atfedilen terapi ve terapistlik küçümsenecektir, hatta “hiçbir işe yaramıyor” gibi anlatılmaya ve anlaşılmaya başlanacaktır. Özetle; para yoksa terapi seans sayısı daha az olacak ve terapinin terapötik gücü azalacaktır. Bu bağlamda insanı tam anlamıyla “biyopsikososyal” bir varlık olarak görüp; gerektiği zaman biyolojik (farmakolojik), psikolojik (Psikoterapi), sosyal (sosyokültürel-ekonomik) bağlamlara dikkat ederek insana yaklaşmalıyız. Bu şekilde düşünürsek “ilaçlar işe yaramıyor!”, “terapi falan saçmalık!”, “terapi hiçbir şeye yaramıyor!”, “oturduğu yerden para kazanıyorlar!” gibi yorumlara da cevap verme gücü bulabiliriz. Son olarak… İnsana dair bütün psikolojik bilgileri bulduğunu, bildiğini düşünen; insanı sadece kendi kalıplarında görüp sosyal medyada ahkam kesen kişilere karşı “Doktor, sen [önce] kendini iyileştir. (Medice, cura te ipsum)” diyerek bu küçük yazıyı burada bırakıyorum. Not: Eleştirel Psikoloji, sosyal değişime genellikle toplumsal psikopatolojinin önlenmesi veya tedavi edilmesi olarak bakar. Eleştirel psikologlar genellikle ana akım psikolojiyi, bir anlamda kabullenilmiş pratikleri üreten ve toplumdaki baskın iktidar yapılarıyla uyumlu fikirleri yayan politik bir girişim olarak tanımlarlar. -Çağrı ÖZPOLAT, 11.12.2023
·
246 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.