Bir katre içen çesme-i pürhûn-ı fenâdan
Başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan
Asûde olam dersen eğer gelme cihâna
Meydâna düşen kurtulamaz seng-i kazâdan
Sabit-kadem ol merkez-i me'mûn-ı rızâda
Vâreste olup dâire-i havf u recādan
Dursun kefi hükmünde terâzû-yı adâlet
Havfın var ise mahkeme-i rûz-ı cezādan
Her kim ki arar bûy-ı vefâ tab'-ı beşerde
Benzer ana kim devlet umar zll-ı hümâdan
Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez
Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan
Erbâb-ı kemâlî çekemez nākıs olanlar
Rencîde olur dîde-i huffâş ziyâdan
Her âkile bir derd bu ålemde mukarrer
Râhat yaşamış var mı gürûh-ı ukalâdan
Halletmediler bu lügazın sırrını kimse
Bin kāfile geçti hükemādan fuzelādan
Kıl san'at-ı üstâdı tahayyürle temâşa
Dem urma eğer ârif isen çün ü çirâdan
İdrāk-i meâli bu küçük akla gerekmez
Zirâ bu terâzû o kadar sıkleti çekmez
ikbâl için ahbâbı siâyet yeni çıktı
Bilmez idik evvel bu dirâyet yeni çıktı
Sirkat çoğalıp lâfz-ı sadâkat modalandı
Nâmūs tamam oldu hamiyyet yeni çıktı
Düşmanlara ahbâbını zemm oldu zerafet
Dildârdan ağyâra şikâyet yeni çıktı
Sâdıkları tahkîr ile red kaide oldu
Hırsızlara ikrâm ü inâyet yeni çıktı
Hak söyleyen evvel dahi menfūr idi gerçi
Hâinlere ammâ ki riâyet yeni çıktı
Evrak ile ilân olunur cümle nizâmât
Elfâz ile terfih-i ra'iyyet yeni çıktı
Âciz olanın ketm olunur hakk-ı sarîhi
Mahmîleri her yerde himâyet yeni çıktı
İsnâd-ı ta'assub olunur merd-i gayūra
Dinsizlere tevcîh-i reviyyet yeni çıktı
İslâm imiş devlete pâ-bend-i terakki
Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı
Milliyyeti nisyân ederek her işimizde
Efkâr-ı Firenge tebaiyyet yeni çıktı
Eyvâh bu bâzîçede bizler yine yandık
Zirâ ki ziyân ortada bilmem ne kazandık
Her millet için bir düzüye adlini âm et
Fikr-i gazab-ı hazret-i ma'bud-ı enâm et
Bevvâl-i çeh-i zemzemi la'netle anar halk
Sen Kâbe gibi kendini hürmetle benâm et
İncinmemek istersen eğer mülk-i fenâda
Bir kimseyi incitmemeğe hasr-ı merâm et
Bir yerde ki yok nağmeni takdir edecek gûş
Tazyi'-i nefes eyleme tebdil-i makām et
Avret gibi mağlûb-ı hevâ olma er ol er
Nefsin seni râm etmeye sen nefsini râm et
Manend-i şecer nâbit olur sâbit olanlar
Her kangı işin ehli isen onda devâm et
Noksânını bil bir işe yâ başlama evvel
Yâ başladığın kârı pezîrâ-yı hitâm et
Uğrarsa sabâ râhın eğer semt-i Irâk'a
Bağdat iline doğru dahi azm ü hırâm et
Merdân-ı sühandânı ziyâret edip andan
Ādab ile git ravza-i Rûhĩ'ye selâm et
Tahsînini arz eyleyip evvelce Ziyẫ'nın
Bu beyti huzûrunda oku hatm-i kelâm et
Meydân-ı sühânda yoğ iken sen gibi bir er
Bir şâir-i Rûm oldu sana şimdi berâber
......
Yokluğun kan dolu çeşmesinden bir damla içen, bir daha başını belā yağmurundan kurtaramaz
Eger rahat olayım dersen bu dünyaya gelme, dünya meydanına düşen kaza taşından kurtulamaz.
Korku ve ümit dairesinden kurtul, hâlinden memnun olmanın güvenli merkezinden ayrılma.
Öteki dünyadaki mahkemeden korkun var ise, adalet terazisini elinden bırakma.
İnsanın yaratılıșında vefa kokusu arayan, hüma kuşunun gõlgesinden makam ve mevki bekleyen kişiye benzer.
Gökyüzünden yağmur yerine inci ve elmas yağsa, talihi olöayanın bağına bunlardan bir damla bile düşmez.
Kendilerinde eksiklik bulunanlar, olgun kişileri çekemezler, çünkü yarasanın gözü ışıktan rahatsız olur.
Her akıllı kişinin bu dünyada bir derdi vardır, akıllı insanlardan dünyada rahat yaşamış olan var mı?
Bu dünyadan gelip geçmiș binlerce bilgili kişi ve filozof, bu bilmecenin sırını çözemedi.
Allah'ın gösterdiği sanatı hayretler içinde seyret, eğer anlayışlı bir kişi isen, nasıl ve niçin soruları üzerinde durma
Onun yaptıklarını anlamak bu küçük akıl için gerekli değildir, çünkü bu terazi o ağırlığı tartamaz.
lyi bir yere gelmek için dostları çekiştirmek yeni çıktı, daha önce böyle șey bilmezdik, bu beceriklilik yeni çiktı.
Hırsızlık çoğaldı, bağlılık sözü moda oldu, namus bitti, böylesine onurluluk yeni çıktı.
Dostları düșmanlara yermek zariflik oldu; sevgiliyi başkalarına șikâyet etmek yeni çıktı.
Sadık kişileri aşağılama ve kovma kural oldu, hirsızlara ilgi gösterme ve yardım etme yeni çıktı.
Doğruyu söyleyenlerden önceleri de nefret edilirdi, ama, hainlerin dediklerini benimsemek yeni çıktı.
Yapilan düzenlemeler belgelerle açıklanır, söz söyleyerek halkın refaha kavușturulması yeni çıktı.
Güçsüz olanın en açık hakkı bile elinden alınır, adamı olanları her yerde korumak yeni çıktı.
Çalışkan kişiler geri kafalı diye suçlanırken, önemli işlerin yapılması görevini dinsizlere vermek yeni çıktı.
Devletin yükselmesine İslâmiyet engel oluyormuş, önceleri yoktu, bu söylenti yeni çıktı.
Her işimizde millî benliğimizi unutarak, Avrupalıların fikirlerine bağlılık yeni çıktı
Eyvah, bu oyunda bizler yine yandık, çünkü zarar ettiğimiz açıkça belli, bilmem ne kazandık?
Ayırım yapmadan adaletini her millete uygula, bütün varlıkların tapındığı Allah'ın öfkesini düşün.
Halk, șöhret için Zemzem kuyusuna işeyen kişiyi lanetle anar; sen kendini Kâbe gibi saygıyla andıracak işler yap.
Eğer bu geçici dünyada incinmemek istiyorsan, sen de hiç kimseyi incitmemek için elinden gelen çabayı göster.
Eğer bir yerde sözünü dinleyecek kulak yoksa, bos yere nefesini tüketme, bulunduğun yeri değiştir.
Kadın gibi arzunun esiri olma, er ol, nefsin seni kendine bağlamasın, sen onu idaren altına al.
Kararlı olanlar, aynı yerde duran ağaç gibi verimli olur, hangi işi yapabiliyorsan onda devam et.
Eksik noktanı bil, bitiremiyeceğin ișe hiç başlama, ya da bașladığın işi bitir.
Ey sabah rüzgârı yolun Irak tarafına düşerse, Bagdad iline doğru da git.
Söz ustalarını ziyaret ettikten sonra saygı ile Rûhĩ nin kabrine git ve selâm söyle.
Önce Ziya'nın kendisine olan övgüsünü sun, sonra bu beyti huzurunda oku ve sözü bitir:
Söz meydanında senin gibi bir usta yok iken, bir Anadolu şairi șimdi seninle aynı değerde oldu.