Gönderi

TERKÎB-İ BEND'DEN
Bir katre içen çesme-i pürhûn-ı fenâdan Başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan Asûde olam dersen eğer gelme cihâna Meydâna düşen kurtulamaz seng-i kazâdan Sabit-kadem ol merkez-i me'mûn-ı rızâda Vâreste olup dâire-i havf u recādan Dursun kefi hükmünde terâzû-yı adâlet Havfın var ise mahkeme-i rûz-ı cezādan Her kim ki arar bûy-ı vefâ tab'-ı beşerde Benzer ana kim devlet umar zll-ı hümâdan Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan Erbâb-ı kemâlî çekemez nākıs olanlar Rencîde olur dîde-i huffâş ziyâdan Her âkile bir derd bu ålemde mukarrer Râhat yaşamış var mı gürûh-ı ukalâdan Halletmediler bu lügazın sırrını kimse Bin kāfile geçti hükemādan fuzelādan Kıl san'at-ı üstâdı tahayyürle temâşa Dem urma eğer ârif isen çün ü çirâdan İdrāk-i meâli bu küçük akla gerekmez Zirâ bu terâzû o kadar sıkleti çekmez ikbâl için ahbâbı siâyet yeni çıktı Bilmez idik evvel bu dirâyet yeni çıktı Sirkat çoğalıp lâfz-ı sadâkat modalandı Nâmūs tamam oldu hamiyyet yeni çıktı Düşmanlara ahbâbını zemm oldu zerafet Dildârdan ağyâra şikâyet yeni çıktı Sâdıkları tahkîr ile red kaide oldu Hırsızlara ikrâm ü inâyet yeni çıktı Hak söyleyen evvel dahi menfūr idi gerçi Hâinlere ammâ ki riâyet yeni çıktı Evrak ile ilân olunur cümle nizâmât Elfâz ile terfih-i ra'iyyet yeni çıktı Âciz olanın ketm olunur hakk-ı sarîhi Mahmîleri her yerde himâyet yeni çıktı İsnâd-ı ta'assub olunur merd-i gayūra Dinsizlere tevcîh-i reviyyet yeni çıktı İslâm imiş devlete pâ-bend-i terakki Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı Milliyyeti nisyân ederek her işimizde Efkâr-ı Firenge tebaiyyet yeni çıktı Eyvâh bu bâzîçede bizler yine yandık Zirâ ki ziyân ortada bilmem ne kazandık Her millet için bir düzüye adlini âm et Fikr-i gazab-ı hazret-i ma'bud-ı enâm et Bevvâl-i çeh-i zemzemi la'netle anar halk Sen Kâbe gibi kendini hürmetle benâm et İncinmemek istersen eğer mülk-i fenâda Bir kimseyi incitmemeğe hasr-ı merâm et Bir yerde ki yok nağmeni takdir edecek gûş Tazyi'-i nefes eyleme tebdil-i makām et Avret gibi mağlûb-ı hevâ olma er ol er Nefsin seni râm etmeye sen nefsini râm et Manend-i şecer nâbit olur sâbit olanlar Her kangı işin ehli isen onda devâm et Noksânını bil bir işe yâ başlama evvel Yâ başladığın kârı pezîrâ-yı hitâm et Uğrarsa sabâ râhın eğer semt-i Irâk'a Bağdat iline doğru dahi azm ü hırâm et Merdân-ı sühandânı ziyâret edip andan Ādab ile git ravza-i Rûhĩ'ye selâm et Tahsînini arz eyleyip evvelce Ziyẫ'nın Bu beyti huzûrunda oku hatm-i kelâm et Meydân-ı sühânda yoğ iken sen gibi bir er Bir şâir-i Rûm oldu sana şimdi berâber ...... Yokluğun kan dolu çeşmesinden bir damla içen, bir daha başını belā yağmurundan kurtaramaz Eger rahat olayım dersen bu dünyaya gelme, dünya meydanına düşen kaza taşından kurtulamaz. Korku ve ümit dairesinden kurtul, hâlinden memnun olmanın güvenli merkezinden ayrılma. Öteki dünyadaki mahkemeden korkun var ise, adalet terazisini elinden bırakma. İnsanın yaratılıșında vefa kokusu arayan, hüma kuşunun gõlgesinden makam ve mevki bekleyen kişiye benzer. Gökyüzünden yağmur yerine inci ve elmas yağsa, talihi olöayanın bağına bunlardan bir damla bile düşmez. Kendilerinde eksiklik bulunanlar, olgun kişileri çekemezler, çünkü yarasanın gözü ışıktan rahatsız olur. Her akıllı kişinin bu dünyada bir derdi vardır, akıllı insanlardan dünyada rahat yaşamış olan var mı? Bu dünyadan gelip geçmiș binlerce bilgili kişi ve filozof, bu bilmecenin sırını çözemedi. Allah'ın gösterdiği sanatı hayretler içinde seyret, eğer anlayışlı bir kişi isen, nasıl ve niçin soruları üzerinde durma Onun yaptıklarını anlamak bu küçük akıl için gerekli değildir, çünkü bu terazi o ağırlığı tartamaz. lyi bir yere gelmek için dostları çekiştirmek yeni çıktı, daha önce böyle șey bilmezdik, bu beceriklilik yeni çiktı. Hırsızlık çoğaldı, bağlılık sözü moda oldu, namus bitti, böylesine onurluluk yeni çıktı. Dostları düșmanlara yermek zariflik oldu; sevgiliyi başkalarına șikâyet etmek yeni çıktı. Sadık kişileri aşağılama ve kovma kural oldu, hirsızlara ilgi gösterme ve yardım etme yeni çıktı. Doğruyu söyleyenlerden önceleri de nefret edilirdi, ama, hainlerin dediklerini benimsemek yeni çıktı. Yapilan düzenlemeler belgelerle açıklanır, söz söyleyerek halkın refaha kavușturulması yeni çıktı. Güçsüz olanın en açık hakkı bile elinden alınır, adamı olanları her yerde korumak yeni çıktı. Çalışkan kişiler geri kafalı diye suçlanırken, önemli işlerin yapılması görevini dinsizlere vermek yeni çıktı. Devletin yükselmesine İslâmiyet engel oluyormuş, önceleri yoktu, bu söylenti yeni çıktı. Her işimizde millî benliğimizi unutarak, Avrupalıların fikirlerine bağlılık yeni çıktı Eyvah, bu oyunda bizler yine yandık, çünkü zarar ettiğimiz açıkça belli, bilmem ne kazandık? Ayırım yapmadan adaletini her millete uygula, bütün varlıkların tapındığı Allah'ın öfkesini düşün. Halk, șöhret için Zemzem kuyusuna işeyen kişiyi lanetle anar; sen kendini Kâbe gibi saygıyla andıracak işler yap. Eğer bu geçici dünyada incinmemek istiyorsan, sen de hiç kimseyi incitmemek için elinden gelen çabayı göster. Eğer bir yerde sözünü dinleyecek kulak yoksa, bos yere nefesini tüketme, bulunduğun yeri değiştir. Kadın gibi arzunun esiri olma, er ol, nefsin seni kendine bağlamasın, sen onu idaren altına al. Kararlı olanlar, aynı yerde duran ağaç gibi verimli olur, hangi işi yapabiliyorsan onda devam et. Eksik noktanı bil, bitiremiyeceğin ișe hiç başlama, ya da bașladığın işi bitir. Ey sabah rüzgârı yolun Irak tarafına düşerse, Bagdad iline doğru da git. Söz ustalarını ziyaret ettikten sonra saygı ile Rûhĩ nin kabrine git ve selâm söyle. Önce Ziya'nın kendisine olan övgüsünü sun, sonra bu beyti huzurunda oku ve sözü bitir: Söz meydanında senin gibi bir usta yok iken, bir Anadolu şairi șimdi seninle aynı değerde oldu.
·
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.