"BU DÜNYA HERKESİN İHTİYAÇLARINI KARŞILAYABİLİR AMA HİÇ KİMSENİN AÇGÖZLÜLÜĞÜNÜ GİDEREMEZ." Domates,semizotu, muz, yeşil- kırmızı elma ve diğerleri her birinin ayrı bir hikayesi, tohumluktan başlayıp buzdolabına girişi, midemize kadar inişi sonunda da çöpe atılana kadar ki yolculukları aslında hayatımız sadece bunlar değil aldığımız bütün eşyalarımız da bizimle konuşmuyorlar mı? ama bizler görmek duymak istemiyoruz empatı yaparak bunu sağlasak ve de yürekten gerçekten duysak ve görseydik dünyamız daha güzel olmaz mıydı? Bence çok güzel olur du. İncelememize geçecek olursak kitap çok güzel konuyu ele almış ben biraz felsefi baktım olaylara okurken de baya etkilendim, işlediği konu başlıklarında üzüldüğüm yerler çok oldu bazı gerçeklerin değişmediğini tekrar tekrar anladım burada ne gibi dediğinizi duyar gibiyim cevabı AÇGÖZLÜLÜK bununla ilgili de yaşadığım bazı olaylar canlandı gözümde şöyle ki, arkadaşımın evine aniden misafir geliyor sırf gösteriş için marketten onlara inat gerekli gereksiz herşeyi alıp israfınamı, yalnız yaşayan ananemin (Nur içinde yatsın) bir kilo domates, salatalık yerine ucuzmuş deyip 3 kilo alıp onların dolapta küflenene kadar bekletip çöpe atması mı? Daha neler neler gördü bu gözler ama işte insanoğlu nefsinin esiri olmuş yazarın ince dokunuşu o kadar etkiledi ki beni anlatamam okurken çok etkilendim, bakış açısı çok güzel, akıcı bir dili var bu yazarımız burada kendine öyle güzel bir dünya kurmuş ki hayran kaldım kendi kurduğu bağ'ına misafir olmak çok güzeldi ve ben bu bağa bir tohum ektiğim için çok mutluyum sizde bir tohum ekmek isterseniz kitabı okumanızı tavsiye ederim .YAZARA NOT :Kalemine, o güzel yüreğine sağlık yolun açık olsun. Yazmaktan sakın vazgeçme içinde ki o ışık gökkuşağının renkleriyle parlatsın seni.İyi ki tanımışım seni