Gönderi

127 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 9 days
Dünya Müslüman Alimler Birliği'nin eski başkanı yakın zamanda vefat eden, "dünya çapında tanınmış alim" Yusuf el-Karadâvî'nin 1998 yılında kaleme aldığı kitap, Kudüs'ün İslam için olan öneminden başlayarak şehrin Yahudileştirilmesi, işgal örgütüyle yapılan savaşın hakikati, Yahudilerin Kudüs üzerinde hak iddia etmelerinin tarihi boyutuyla birlikte batıl oluşu ve Siyonizm, Siyonizm ve ABD dostluğu gibi konulara değiniyor. Kudüs ve Filistin Davamıza dair genel anlamda bilgilerin öğrenilebileceği, azami olmamak kaydıyla, ortalama olarak faydalanılabilecek bir kitap(Yalnızca yazarın ünü sebebiyle 20 küsür baskı yapmış bence, başka bir büyüsü yok. Konuyla ilgili daha nitelikli kitaplar okunabilir bunun yerine). Bundan sonra ise eleştirilerime geçmek istiyorum -ki bu konuda oldukça doluyum... Kitabın ilk başında ve genelinde "Kudüs Sorunu" olarak işleniyor mesele ve bu yanlış bir tanımlama. Kudüs bir sorun değil, Kudüs Meselesi denilebilir ancak. Her bir kelimenin hatta noktanın dahi bilinçaltında yer ettiği düşünüldüğü zaman bu tanımlamanın ne kadar yanlış olduğu bir kez daha anlaşılacaktır. Bunu en başta yazmam gerekirdi ama ben ikinci sırada yazmak istedim. Mide bulandıracak kadar(en azından bana göre) bir milliyetçilik var, ben gerçekten çok rahatsız oldum, kitaba-ilme hürmetim olmasa 20 sefer kaldırıp duvara fırlatmıştım sanırım. En az 20 yerde "Arap ve Müslümanlar" diyerek başlıyor konuşmaya el-Karadâvî. Bir Müslümana, hele ki Dünya Müslüman Alimler Birliği'nin başkanlığını yapan, dünya çapında bir "alim" böyle bir şeyi yapmamalı, ayrıştırıcı dillerden uzak durmalıdır. Lakin Yusuf el-Karadâvî hayatının sonuna kadar bu tavrını sürdürdü ve sanki Araplar Müslümanlardan ayrı bir toplulukmuş gibi her seferinde kavmini Müslümanların önüne geçirdi. Belki milliyetçilik vesair kastı yoktur, doğrusunu Allah bilir, lakin ben son derece rahatsız oldum bu ayrıştırıcı dilden. Dikkat edilmesi gereken bir başka husus dalâlet ehlinin başını çekenlerden reformist Muhammed Abduh için "imam" sıfatını kullanıp, bir başka ehli dalâlet reformist Reşid Rıza içinse rahmet okuyup "allâme" yakıştırmasını yapıyor. Kendisini "mezheplerüstü" görerek herhangi bir mezhebe tabi olmaya yanaşmayan el-Karadâvî, Amerika'yı da bu kitabında yerden yere vururken; "Allah Resulü(aleyhisselam) hayatta olsaydı NATO'ya biat ederdi" şeklinde sarfettiği sözleri de akıllara geliyor. Konu onun itikadi yönü vesair olmadığı için daha fazla girmek istemiyorum. Kitap hakkındaki düşüncelerim bu yönde. Günahıyla sevabıyla, Rahmân'a vasıl oldu. Allah teâlâ seyyiâtını hasenâta tebdil eylesin.
Her Müslümanın Ortak Davası Kudüs
Her Müslümanın Ortak Davası KudüsYusuf el-Karadavi · Nida Yayıncılık · 20212,194 okunma
·
57 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.