Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı şiddetle okumanızı tavsiye ederim. Çok sürükleyici bir kitap bence. Bu kitabı eğer aranızda izleyenler varsa "Sadakatsiz" dizisine benzettim. Karakterler olarak Suphi, Volkan'ı; Sırrı Cemal, Derin'i; Zehra ise Asya'yı hatırlattı bana. Ama Zehra ile Asya arasında bir fark var. Asya, kendisini aldatan kocası olan Volkan'ı geri kazanmak için çabalamadı. Zehra ise elinde tutmak için çok çabaladı. Suphi'nin babası olan Kadri Bey, eğitime çok önem verdiği için Suphi'yi okutmuş. Kadri Bey, Suphi'yi diplomasını aldıktan sonra çok güvendiği, zengin bir tüccar olan Şevket Bey'in yanına kâtip olarak yerleştirir. Şevket'in şımarık, kıskanç bir kızı (Zehra) vardır. Kıskançlığı günden güne artmaktadır. Şevket, öksüz büyüyen kızını ne yaptıysa kıskançlıklarından vazgeçirememiştir. Şevket, yanında çalışan Suphi'ye çok güvendiği için bu durumu ara sıra ona da anlatır. Suphi, yüzünü daha görmeden bu Zehra'yı çok merak etmekte, hep hayaline getirmeye çalışmaktadır. Bir gün tesadüfen Zehra'yı görür ve ona aşık olur. Zehra da Suphi'yle göz göze gelince onu beğenir. Suphi, tam bu bakışma esnasında patronu Şevket'e yakalanır. Çok kızacağını tahmin eder, ama durum tam tersine gelişir. Şevket bu duruma sevinmiş. Suphi ile konuşmuş, kızını ona vermiştir. Hatta Zehra lüks hayatından mahrum olmasın diye onlara bir de köşk vermiştir. Zehra, evleneceği için kıskançlık, şımarıklık huylarını bir kenara bırakması gerektiğini düşünür ve değişir. İkisi evlenir. Başlarda çok mutlu bir evlilikleri vardır. Günlerden bir gün Zehra, Suphi'yi bir kadınla yakalar ve uzun süre önce bastırdığı kıskançlık duygusu geri gelmişti. Gerçeği kim olsa kocasını bir başka kadınla görse kızar, kıskanır. O günden sonra Zehra hayatından tat almamaya başladı. Bana kalsa böyle bu durumda o kocayı anında boşamak gerekir, ama Zehra boşamamıştır. Hatta tam tersine artık gözünü ondan ayırmamaya başlamıştır. Sürekli kocasına şüpheyle bakmıştır. Suphi'nin annesi olan Münire Hanım, oğlu ve geliniyle yaşamaktadır. Münire Hanım oğlu ve gelininin mutlu olması için her şeyi yapan bir kadındır. Bir gün Münire Hanım evlatlarının hizmetleri daha iyi karşılansın diye eve bir cariye alır. Ama cariye olan Sırrı Cemal de adeta bir güzellik sembolüymüş. Zehra, böyle güzel bir kızın evinde kalmasını istememektedir. Kocasının gönlü kayar diye korkardı. Hatta o kadar çok korkardı ki eski hizmetkarları olan Nazikter'le bir olup Suphi ve Sırrı Cemal'i göz hapsine almışlardır. Nazikter de yılların hizmetkarı olduğu halde yeni gelen cariyenin kendisinden daha güzel ve çok göz önünde olduğu için içten içe kıskanır. Hani derler ya kadınlar aldatıldığını hisseder diye. Tam da öyle oldu. Suphi, Sırrı Cemal'e aşkını itiraf eder. sırrı Cemal de kendisinden hoşlandığını söyler. Bu durumu Zehra'dan gizli tutmaya karar verirler. İlk başlarda ahlaklı olan cariye, sonrasında ahlakı bozulmuştur. Boşuna ateşle barut yan yana durmaz dememişler. Çok geçmeden Sırrı Cemal, Suphi'den hamile kalır. Artık saklanacak bir durum kalmayınca Suphi, Sırrı Cemal'e bir ev tutar. Suphi, Zehra'yı artık görmemektedir. Tüm ilgisini Sırrı Cemal'e vermektedir. Olaylar bu haldeyken Zehra için kıskançlıktan deliriyor denilmesine asıl ben delirdim. Aldatılan Zehra, ama boş yere yaygara çıkartan da Zehra oluyor. Zehra ise kocasını hâlâ sevdiği için ondan kopamıyor malesef ki. Suphi ise "Sadakatsiz" dizisindeki Volkan misali "İkisini de ayrı seviyorum, ikisinden de kopamıyorum" demektedir. Hatta bazen iki kadının kendisi için tartıştığını görünce bu durum onun hoşuna bile gitmektedir. Kendisini iki tavuk tarafından paylaşılamayan bir horoz olarak görür. Suphi'nin Zehra'yı da sevmesi Sırrı Cemal'i çileden çıkartıyordu. Sırrı Cemal, bir gün cesaretini toplayıp Suphi'ye bir daha Zehra ile görüşmesini istemediğini söyler. Suphi de bu durumun böyle devam edemeyeceğini ve iki kadından birini feda etmesi gerektiğini düşünür. Zehra'ya acıyordu, kimsesiz kalmıştı. Zehra babasını da kaybetmişti. Ama Sırrı Cemal'den de ayrılamayacağını anlayınca Zehra'yı feda edip onu boşadı. Ama (güya insanlık yapmış, bak hele) Suphi, Zehra'nın tüm masraflarını karşılayarak ona karşı yine büyük bir iyilik yapmış ve insanlık göstermiş. (Allah razı olsun ya) Zehra başlarda intikam ateşiyle yanıp tutuşmaktadır. Öyle bir intikam alacak ki hem Suphi hem de Sırrı Cemal zarar görecekti. Önceleri hizmetkarları olan Nazikter ile plan kurardı, ama anladı ki ondan fayda yok. Bu sefer başka birinden yardım almaya karar verir. Bir gün, önceleri de evlerine gelen bir bohçacı gelir. Zehra, bu kadınla plan kurup intikam almak ister. Kadının elinden bu tür şeyler gelir diye. Durumu bohçacıya anlatınca bohçacı da karşılığında para alacak diye teklifi kabul eder. Planları ise şudur: Bohçacı çok güzel bir kız bulup bir şekilde bu kızı Suphi ile tanıştıracak, Suphi de bu kızdan etkilenecek ve o kızın peşinden giderek Sırrı Cemal'i terk edecek. Ama aynı zamanda Suphi'nin paralarını da tüketecek, beş kurşsuz bıracaktı. Plan istenildiği gibi gitti. Suphi kızı görür görmez vurulur. Ona da ayrı bir ev açar, her türlü masrafını karşılamaktadır.Suphi, Sırrı Cemal'e işim var diye o gece eve gelemyeceğini söyler. Halbuki yeni bulduğu kadına gitmektedir. Aradan iki gün geçer, ama Suphi eve dönmez. Sırrı Cemal de kesin Zehra'nın yanına gitmiştir, onunla eskisi gibi olmuştur. Kendisine bir güvence vermeden onu terk ettiğini düşünür. Zehra'ya karşı öfke, kıskançlık besler. (İnsan yaşattığını yaşamadan ölmüyormuş meğer. Ohh iyi olmuş.) O sinirle Zehra'nın evini basar. "Kocamı geri istiyorum" diye ortalığı inletir, ama orda olmadığını anlayınca asıl düşmanının kim olduğunu merak eder ve ordan ayrılır. Zehra ise Suphi'nin aslında nerde olduğunu bildiği için Sırrı Cemal'e güler, alay eder. Sırrı Cemal eve döner. O da artık Zehra gibi kocasından ve sevgilisinden intkam almak için planlar düşünür. Ama kocasının nerde olduğunu bilmiyor, kimseyi tanımadığı ve onlara verecek parası olmadığı için kimseden de yardım isteyemiyor. İlk başlarda eve uğramasa de işyerini güvenip teslim ettiği Muhsin'le kendi evine para yollatırdı. Suphi işinin başındayken çok iyi kazanıyordu, ama yeni sevgilisi olan Ürani'nin peşinden gittiğinden beri iş yerine uğramamış, işini tamamen Muhsin'e devretmişti. Muhsin de onun yokluğunu fırsat bilip para tırtıklamaya başlar. İşler de iyice kötüye gider. Ürani de Suphi'yi alıp sürekli bir yerlere gittikleri için elde avuçta pek para kalmaz. Suphi artık kitap hesap yapmak zorunda kalır. Kendi eşine para göndermeyi keser. İyice sinirleri bozulan Sırrı Cemal bir süre sonra hastalanır, arada baygınlık geçirir, ama bu durumu önemsemez. Zaten çok geçmeden bu olanlara dayanamayıp intihar eder. Bunu duyan Zehra mutluluktan uçuyordu. Planının bir kısmı gerçekleşmişti. Ama planın daha Suphi kısmı vardı. Suphi için hazırladığı plan ise; Zehra, Suphi'nin güvendiği, Zehra ve Sırrı Cemal'e arada para göndermesi, ve işlerin başında durması için görevlendirdiği Muhsin ile evlenerek hem paralara çökeceklerdi hem de (sözde) Suphi, Zehra'yı kıskanacak, ona geri dönecekti. Söz konusu para olunca Muhsin'in de işine geldiği için Zehra'nın teklifini kabul eder. Evlilik meselesi Suphi'nin kulağına gider, ama Suphi hiç umursamaz bile. Çünkü o, Ürani'siyle mutluydu. Ürani öksüz, yetim biri olarak halasının yanında büyümüştür. Halası hayat kadınıdır. Kendine bile zor bakarken Ürani'yi yanında tutmak istemese de sırf çok güzel olduğu için ileride ona çok para kazandırır umuduyla onu büyütür. Ürani de daha 14 yaşındayken bu işe bulaşır. Sürekli farklı bir erkeğin yanındadır. Sıkıldıkça yeni birinin yanına giderdi. Suphi ile de birkaç ay geçirmiştir. Birlikte gittikleri her yerde Ürani, çok güzel olduğu için etraftaki erkeklerin dikkatini çeker. Kendisi de herkese fazla samimi gülücükler atar. Bu durumdan rahatsız olan Suphi de sürekli ona müdahale etmeye çalışır. Bu durumdan iyice sıkılan Ürani artık onu terk etmek ister, ama halihazırda dost edinecek biri olmadığından ve de Zehra'ya verdiği sözden dolayı bir süre daha idare etmeye çalışır. Ürani, bilerek Suphi'ye sürekli bir şeyler aldırarak parasının tükenmesini sağladı. Lüks bir ev, lüks eşyalar aldırdı. En son paralar suyunu çekince Ürani, Suphi'ye onu evden kovarak tekmesini atar. Kendisine yeni bir dost edinir. Gurursuz olan Suphi bu durumu öğrendiği hâlde sürekli Ürani'ye gider yalvarır onu eve alsın, bağışlasın diye. Ama her seferinde reddediliyordu. Bunca zamandır aklına gelmeyen annesini, dara düşünce hatırladı. Annesini bulmaya gittiğinde komşulardan duyduğu kadarıyla Zehra evlendikten sonra annesini ortada bırakmış. Zavallı kadın da elde avuçta bir şey olmadığı için millete avuç açmak zorunda kalmış ve dilenmiş. Kim bilir nerdeydi. Bu durumu öğrenen Suphi, içinde en ufak bir acıma bile olmadı. O yine Ürani'sinin yanına gitmek istedi. Ama yine red cevabı alır. Bu sırada Suphi ise cebinde çok az parası kaldığı için yaşanması güç, geceliği ucuz olan bir yerde kalmaya başladı. En son parası kalmayınca bir işe girdi. Hatta yavaş yavaş Ürani'yi de unutmaya da başlamıştı. Ama o işi pek sevemedi, yapamadı. Kendisini iyice içkiye verdi. Sürekli serseri gibi sokakta dolaşıyordu. Kendini başka kadınlara adamaya başlar. Hatta bu uğurda kavgaya bile girdi. Bu yüzden hapse bile girdi. Çıktığında mahvolmuş durumdaydı. Bütün bu olanlar hep Zehra'ya rapor veriliyordu. Zehra intikam almak istiyordu, ama işlerin bu raddeye geleceğini düşünmemişti. Suphi için üzülüyordu, çünkü hâlâ seviyordu. Ama bir yandan da hakkettiğini düşünüyordu. Suphi, yine bir gün öylesine gezinirken yanından bir araba geçer. Arabanın içinde Ürani ve bir adam olduğunu fark eder. Bu duruma çok sinirlenen Suphi, Ürani'yi öldürmek ister. Suphi, o gece çok içip sarhoş olur ve Ürani'ye aldığı evin bir köşesinde saklanarak onu öldürmek için beklmeye başlar. En son evden Ürani ve adam çıkar. Suphi de ikisine de kamayı saplar, öldürür. Öldürdüğü gibi kaçar. Polisler, olay ile ilgili araştırma yaparlarken Ürani'yle ilişkisi olduğu öğrenilen Suphi'yi bulur ve mahkemeye çıkarılır. Suphi, Ürani ile olan ilişkisini reddeder. Ama bulunan deliller ve şahitler ile yalan söylediği ortaya çıkmıştı. Kaçtığı gece bir kadın tarafından görülmüş, o gece meyhanede içtiğine ve eski iş arkaşlarına Ürani'den sevgiyle bahsettiğine dair şahitler vardı. Üstelik bir ara Suphi, Ürani onu affetsin diye ona bir meltup da yazmıştı. O mektup da ortaya çıktı. Her ne kadar mektubu kendisi yazdığını inkar etse de bir şekilde onun yazısı olduğu anlaşıldı. Tabi bir de kama vardı. Ama kamada hiçbir parmak izine rastlanmadı. Kan bulaştığı gömleğini de yaktığı için herhangi bir delile ulaşılmadı. Bu durum ağır ceza mahkemesine taşındı. Ağır ceza mahkemesi de kanunen gereken kanıya ve karar hâsıl olamaması sebebiyle Suphi'nin şartlı tahliyesine karar verdi. İstanbul Emniyet Genel Müdürlüğü de böyle bir serseriyi İstanbul'da bulunmasını istemediği için onu Trablusgarp'a sürer. Her olay gibi bu durumlar da Zehra'nın kulağına gitti. Hâlâ deli gibi aşık olduğu adamı bir daha göremeyeceği için üzülür ve yaptığı planlardan pişman olur. Sırrı Cemal'de kalsaydı keşke en azından bazen görürdüm onu diye düşündü. Bu acıya dayanmak istemeyen Zehra, intihar etmek ister, ama günah olduğunu bildiği için vazgeçer. Muhsin'le hiçbir zaman mutlu olmamıştır. Onunla evliyken bile aklında, kalbinde hâlâ Suphi vardır. Muhsin de artık ona katlanmak istemediği için onu terk eder. Zehra bir gün yolda yürürken bir kalabalıkla karşılaşır. Durumu öğrenmeye çalışmak için ordaki birine sorar. Meğer yaşlı bir kadın düşüp ölüvermiş. O an aklına Münire gelir. Kadıncağızı bir başına bıraktığı için pişman olur. Meğer ölen kadın Münire imiş. Zaten bu hikayede yanan tek isim varsa o da Münire'dir. Zehra, Münire'yi görünce çok üzülür, ağlar. Zehra bu düşüncelerle yatağa düşer. İntihar edemiyorum madem bari böyle öleyim diye doktorları reddediyordu. Zaten bu hastalığa otuz beş gün dayandı sonra o da öldü. Suphi'nin sadakatsizliği yüzünden onca insanın hayatı mahvoldu. Allah, herkesi gönlüne denk kişilerle karşılaştırsın inşallah. Kalbiniz gibi kalplerde olun inşallah.
Zehra
ZehraNabizade Nazım · Sis Yayıncılık · 201011,3bin okunma
·
114 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.