Gönderi

325 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
“lütfen Algernonun arka bahçedeki mezarına birkaç çiçek koyun olurmu”
Algernon’a Çiçekler, düşük IQ sahibi Charlie Gordon’un zihinsel engelliden dahiye, dahiden tekrar zihinsel engelliye evrilişinin ilerleme raporları ile gün gün kaydedilen hikayesini anlatıyor. Ailesi tarafından -normal insanlar gibi olamadığı gerekçesi ile- bakım evine terk edilen Charlie’nin yolu önce amcası sayesinde işçi olarak bir fırına, ardından ise denek olarak bir laboratuvara düşüyor. Algernon isimli bir fare ile kontrol edilerek ilk deneyimleri elde edilmiş bir zeka geliştirme, IQ yükseltme deneyi sunuluyor Charlie’ye, ki bu teklif akıllı olmayı bitmeyen bir umutla hayal eden Charlie için kaçırılmayacak bir fırsat. Ancak Charlie denek olarak girdiği labirentin dahilik sokaklarında gezinse dahi yolunun Warren Bakımevi’nde sonlanacağından habersiz. Öncelikle, okuma sürecine etkisinin daha büyük olduğuna inandığım için eserin üslubu ve kurgu şeklinden bahsetmek mantıklı olur. Kurgunun ilerleme raporları -ya da ilerneme rapurları- ile aktarılması bence çok başarılı, hatta başka türlüsünü yakıştıramazdım anlatıma. Düşük zekalılık ve dahilik arasındaki gelgitlerin aktarıldığı tüm bu uzun süreç boyunca ele alınan gelişimler ve gerilemelerin bizzat şahidi olmak gerçekçiliği arttırmış. Başta okurken kısmen rahatsız eden, fakat çoğunlukla empati duygusunu kamçılayan tüm yazım yanlışları, özensiz ve yanlış kelime seçimleri, çocuksu bir dünya görüşü ve düşük algı seviyesi biz okurları da derinliğine çekerek üzerimize büyük bir sempati yüklüyor. Hatta zihinsel engelli bir bireyin çevresinde büründüğü mağduriyet kimliği sempatimizin yükünü ağırlaştırıyor. Çoğu yerde çevreyi kınayıp sinirlenmek yerine kendim yaşıyormuşçasına ezik ve dışlanmış hissettim. Ama denek Charlie’nin ilerleme raporlarındaki gelişimini fark etmeye başladığınız bir an var; kelimeler daha kaliteli, cümle yapıları ve kalıpları daha düzenli ve komplikeleşmiş, çocukça bir bakıştan mantıklı ve olgun bir adamın algılayışına erişmişiz. İnsan müthiş rahatlamış ama aynı zamanda gergin de hissediyor, okumamız kolaylaşıyor çünkü edebi değeri artmış anlatımın; ama içten içe minik bir endişe de kaynıyor beynimizin gerisinde; tekrar yazım hatası görme endişesi. Kaldı ki bu endişe kitabın sonlarına doğru patlak veriyor, üstelik baştaki rahatsızlık hissi katbekat artmış olarak. Nedeni yazımın sonlarında kendiliğinden açıklanır sanırım. Deneye gelirsek, Algernon’un -bir farenin- üzerinde test edilen zeka geliştirme deneyini Charlie’de kullanmayı etik gören bilimciler Charlie’yi Algernon ile aynı kefeye koyarak test ediyorlar, tüm bu süreçte ise ilerleme raporları yazmasını sağlayarak gelişimi kaydetmek niyetindeler. Deneğin psikolojisi sürecin gidişatını oldukça etkiliyor, öyle ki Charlie Algernonu kıskanma, ona imrenme, hayran olma veya ondan nefret etme hisleri arasında bocalamaktan bitap bile düşüyor. Müthiş bir şekilde olumlu giden deney Charlie’nin üstün zekası ile bocalıyor aslında, ya da zaten düşmeye mahkum olan ilerlemelerin çöküşü Charlie’nin zekası ile hız kazanıyor. Her konuda inanılmaz bir bilgiye sahip olan Charlie onlarca dil öğreniyor, onlarca makale ve araştırma yayımlıyor; çocukluğundan beri öğrenmeye ve okumaya aç beynini tıklım tıklım dolduruyor kısaca. Fakat duygusal zekası gelişemezken sahip olduğu yüksek IQ ona sadece eziyet etmekte. Zamanında moron damgası ile alay konusu olduğu, beraber güldüklerini sandığı arkadaşlarının aslında kendi haline gülen yabancı kişiler olduğu farkındalığı yeterince acı verici iken ulaştığı zirvede yine yalnız olduğunun bilincine varıyor. Hitap edebileceği bir kitleden yoksun, yine yalnızlığa mahkum. Eski Charlie Gordon gibi binlercesine umut ışığı olabilmek adına duygusal zekasını göz ardı ederek tam anlamıyla bilime adıyor kendini. Denekten ziyade insan olarak tanımlanmak istiyor, kaldı ki düşük zekalıyken de normal insan olarak görülmemiş, dahi olduktan sonra da görülmüyor. Kendisini insan olarak kabul ettirebilmek adına çok direnç gösteriyor, gösterebilsin ki diğer tüm Gordon’ların da insanlığını kanıtlamış olsun. Bu uğurda bilim camiasını dahi karşısına alarak Algernon’u kaçırarak yeni bir hayat kuruyor kendine. Farklı bir yer, farklı kişiler, farklı yaşayış tarzı, ama en önemlisi farklı bir benlik. Bu kısım bilimle o kadar da kafayı bozmayan biri olarak beni en çok etkileyen yerlerden birisi oldu. Kurduğu yeni dünyada, yeni benlikte eski Charlie’den asla kurtulamıyor yeni Charlie. Kendisi bu deneyimi “Charlie Gordon geçmişte yaşıyor ve geçmiş bir gerçek... Eskisini yıkmadan bir arsanın üzerine yeni bir bina dikemezsin ve o eski Charlie de bir türlü yıkılmıyor.” şeklinde ifade ediyor. Benliğinin en hassas tecrübelerini kuytu ve karanlık köşelerde sessizce bekleyen eski Charlie’nin göz hapsinde yaşıyor. “Entelektüel olarak büyüdüğüm bütün bu aylar boyunca, çocuksu Charlie’nin duygusal kablolarını taşıyordum.” Üstüne ne yazsam bilmiyorum, mükemmel bir aktarım. Göklere ulaşan IQ’sunun dalları ve yaprakları çocuk Charlie’nin köklerinden beslendiği sürece benliği bir balta darbesine bağlı, varlığını daimi sürdürecek olan ise çocuk Charlie. Charlie Gordon karakteri hep terk edilen bir karakter aslında; zaten en başında aklı terk etmiş onu. Elalem ne düşünür düşüncesi ile kafayı bozmuş annesine göre çok zeki bir çocukmuş Charlie, çevresi nazar değdirmiş ona. - Ne var ki doğuştan düşük zekası - Aklından sonra ailesi terk ediyor Charlie’yi, bir fırına sığınıyor, ama sahip çıkanı da var sayılmaz. Sonra bilim sahipleniyor onu, kendini bilime adıyor. Bilim adamlarının ilhamını besleyerek dahi Charlie’yi oluşturan çok sevdiği Algernon’u terk ediyor onu. Terk etmeden önce ise hızla gerilediği zekası ile Charlie’nin sonunun da fragmanını vererek acısını ikiye katlıyor. O andan itibaren ise Charlie çaresiz uğraşlarla ilerleme raporlarını yazmaya devam ederek bilimin de onu terk edeceği kaçınılmaz sonu bekliyor. Önce öğrendiği diller tek ediyor onu, sonra hatırladıkları, sonra ise “lütfen okumayı unutmayım” yalvarışlarına rağmen okuma yetisi. Küçük Charlie için dahi iken ziyaret ettiği bakımevi yolları görünüyor tekrardan. Bu aptallık önceki aptallıktan daha acı verici üstelik, çünkü Charlie artık okuma hevesi ve hayali ile büyüyen Charlie değil; akıllı olmanın da ötesinde, dahilik zirvesinden dibe çöken Charlie. “Herne ise galiba bütün dünyada bilim için önemli bişey yapan tek aptal insan benim. Ben bişey yaptım ama ne yaptımı hatırlamıyorum.” Vaktiniz olursa siz de Charlie’nin mezarına iki çiçek koymayı unutmayın, düşük zekalı ve dahi Charlie için iki çiçek.
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201515,4bin okunma
90 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.