"Yedi deli kadın. Yaşamak yetmez onlara. Yemek,uyumak ve düğme dikmek, bütün yaşam bundan ibaret olabilir mi, diye sorarlar kendilerine." Kim bu aykırı kadınlar; Her ne kadar ilk zamanlar erkek mahlası kullanarak yazsa da, imkansız aşkını dönemin tüm normlarına karşı gelerek cesurca kaleme alan, adeta dünyaya başkaldıran Emily Bronte. Babasının aşk ve sanat işleriyle olan meşguliyeti sebebiyle büyüdüğü çiftlikteki tüm erkek işlerini bileğinin ve yüreğinin gücüyle yapan ve benim henüz tanışmadığım Djuna Barnes. Kusursuz bir eş olma baskısıyla tüm yaratıcılığını ve özgürlüğünü bir evin mutfağına hapsetmek zorunda kalmış, tüm bu kısıtlanmalara ve erkek egemen edebiyat dünyasındaki kayıtsızlığa rağmen üretmeye devam etmiş, ruhu sancılarla dolu, kapatıldığı akıl hastanesinde işkence gibi türlü türlü tedavi yöntemine dayanmaya çalışmış, fakat mevcut parlak ışığını en sonunda kendi kendine söndürme kararı almış Sylvia Plath. Ailevi normları bir kenara iten, tutkunlarının peşinden giden cesur kalem, dişi kedi Colette. Hayat hikayesi ile beni çok hüzünlendiren, ne ülkesinde ne de gittiği yerlerde yaşamasına ve üretmesine izin verilmemiş, ömrü sürgün ve yargılamalarla geçmiş hüzünlü kadın Marina Tsvetaeva. Benim çok geç tanıştığım, fakat hayran olduğum, hayatı kayıplarla dolu, kızgın ve bir o kadar da yaralı, melankolik, kafasındaki seslerle baş edemeyince susturmak için nehre atlayan güzel kadın Virgina Woolf. Ve son olarak benim hala tanışmadığım, bu kitaptan sonra özellikle merak ettiğim, ailedeki nazi varlığına rağmen görüşlerini tam tersi yönde oluşturmuş, edebiyatı bir süsten ibaret olmaması gerektiğini, gerçeğe etki etmesi gerektiğini savunmuş İngeborg Bachmann... Bu deli kadınların hepsinin oluşturduğu eserler bir çığlıktır, edebi kapıları aşıp kırar, alt alta istekler sıralamazlar, ağlayıp sızlanmazlar; fakat düzen karşıtıdırlar, protesto ederler, duvarları yumruklayıp yıkmak isterler. Salt biyografi değil aslında Yedi Kadın, yazar Lydie Salvayre onların hayata dair tüm duygularını, tabi ki en başta da yazıp üretmek duygusunu, umutlarını ve umutsuzluklarını, aşırılıklarını ve çoğunlukla yetinmek zorunda oldukları daha azını edebi bir dille aktararak onları tüm gerçekliğiyle, somut bir biçimde önümüze koyuyor. Bu yazarların haklarında daha fazla bilgi edinmek isterseniz daha kapsamlı biyografilere bakmanızı öneririm. Ben çok çok sevdim.

Yedi KadınLydie Salvayre · Alakarga Sanat Yayınları · 201644 okunma

·

32 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ecem İspir