ÜLKELER FETHETMİŞ I.SELİM, NEDEN BİR ŞEHRİ FETHETMİŞ II. MEHMED’TEN DAHA ÇOK GÜNDEME GELİR?
Seninle küçük bir hayal kuralım. Dedeniz çok zengin hatta bulunduğunuz şehrin yarısı dedenizin olduğunu düşleyin. Zamanla babanız ve amcalarınız, dedenizden kalan büyük sermaye ve yatırımları hiç uğruna veya elde bulunan sermayeyi büyütmek için giriştikleri birkaç yanlış yatırımlarla dedenizden kalan sermayeyi bertaraf etmiş. Dedenden sana kalan ziraatsiz, kimsenin uğramadığı ve şehrin uzak konumunda bulunan küçük bir tarla parçası…
Büyük dedenizin kazanmış olduğu paralar, dükkânlar, topraklar sana ulaşamadan baban ve amcaların tarafından harcandı. Peki, bundan sonra sen dedeni nasıl hatırlayacaksın? Konusu geçerse belki aksi halde aklına bile gelmeyecektir. Lakin kurduğumuz hayalin tam tersi olduğunda muhtemelen değil kesin, dedenizin kurmuş olduğu holdingin ya koridorda ya odanda bir yerde illaki kocaman fotoğrafı bulunacaktır. Hatta bünyende çalışan işçilere benim dedem, şöyle büyük böyle büyük diye dedeni durmadan yâd edeceksin. Kısacası elinde bulunan objelerle ve olgularla hareket edip hayatını ona göre şekillendireceksin.
Hayali kenara bırakıp konumuzla bu olayı sentezlersek eğer, elimizde bulunan obje, olgu ve şehir İstanbul’dur; Mısır, Hicaz, Suriye veya Filistin değildir. Dolayısıyla Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim’den daha çok gündeme gelir ve gelmeye devam edecektir. Bu durumu Cumhuriyet’le birleştirecek olursak Fatih Sultan Mehmet’i bu kadar fazla yâd edip kendisiyle bu kadar çok övünüyorsak bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi İstanbul’u tek kurşun atmadan işgalcilerden kurtaran Mustafa Kemal Atatürk’tür diyebiliriz.
Üst soyun isterse dünyaları kazanmış olsun, önemli olan senin elinde bulunandır.