Yola veya yollara dair söylenecek yada söylenmiş çok söz vardır..
Ahmet Turan esin'in dile getirdiği sözde olduğu gibi" Sakin ol, çıktığın yol sukûnet ve sabır ister..
Yola çikarsın, ya yol arkadaşı vardır, ya da yanlızsındır.
Yolun her haline hazırsın ki yola çıkmışsın..
Sakin ol, sabret, seyret, dalma fazla yolcusun unutma..."
Sözümün başinda da ifade ettiğim gibi yola çıkmaya dair söylenecek çok söz
Vardir.
Ìnsanin kendi iç dünyasina yapacağı yolculuktan, Yaratıcısına yapacağı yolculuğa ve buna benzer söyleyebileceğimiz bir çok söz..
Öncelikle şunu söylemek gerekiyor ki,
Kendi iç yolculuğunu tam gerçekleştirememiş [ ama gerçekleştirmek adına samimiyetle yola çıkmış bu yolda mücadele ve çaba vereni istisna tutarak]yolculukta yolda kalmak kaçınılmaz olabilir.
Ama zaten bu yolculuğu göze alan kendini ve Rabbini daha iyi tanir, bunun sonucu da onu bu yolculuk varacağı doğru istikamete ulaştırır.
Buraya kadar yol ve yola çikana dair bir kaç cümle ifade etmeye çalıştım.
Ben bilhassa konuyu bir kaç âyet ile bağ kurmaya çalışarak örneklendirerek ifade etmek istiyorum.
Kur' an' dan iki sureden örnek vererek..
Birinci âyet Hucurât süresi 14.
Ayette geçen ifade şöyle: "Bedeviler, biz imana erdik "derler.Deki onlara (ey muhammed) siz daha imana ermediniz.
Biz (zahiren )teslim olduk demeniz daha doğrudur.Çünkü ( gerçek) inanç henüz kalblerinize girmiş değil."
Evet anlaşıldığı üzere teslim olmuş ifadesi biz türkçede olumlu mânâda teslimiyet göstermek tam anlamıyla teslim olmak mânâsiyla anlamlandiririz.,
bu doğrudur. Fakat burada bir nöans farkını görmemiz gerekiyor.
Ayette Ìslâmin bariş, esenlik, huzur veren o dairesine iknâ oldunuz isteyerek veya istemeyerek , yani kabul etmek zorunda kaldiniz.Bu böyle olunca gerçek kalbe oturmuş bir iman sahibi olarak değil, iknâ edilmiş bir insan olarak yoldasiniz demektir.Tabi ki bunu gerçek imana dönüşmesi sizin iradenize isteğinize bağlı..
İkinci vereceğim örnek âyet ise:
Tahâ süresi/ 83- 94 kadar.
Bu âyetlerde, geçen yaşanmış olan örnek
Îse Musa peygamberin fıravunun zulmünden kurtardığı ona inanmış bir toplulukla çıkmış olduklari bu yolculuk esnasında konakladıkları bir yerde, Tur dağına Rabbinle konuşmasına yani vahyi almak için gittiği fakat tekrar onunla beraber yola çıkmış olanlarin yanına geldikten sonra ki o topluluğun bir çok mücizeyi , (kızıldeniz ' in yarilmasindan ve başka diğer muziceler rağmen) görmeleri onlarin sapkın bir anlayiş ve buzaği heykeline tapmalarina engel olamamış ve musa a.s şaşkınlığına ve kizmasina sebeb olan bir hadise olmuştur.
Insan faktörü malesef inancın kalblere tam oturmamiş olması durumunda çok daha hızlı bir sapma eğilimi içine girebilecek bir davraniş ortaya koyuyor.
Sözün özü yola iknâ edilmişlerle değil,
Yola inanmışlarla çikmak bizi doğru istikamette tutacak ve varacağimiz yere ulaştiracaktir diye düşünüyorum.