Öncelikle Sinan Sabri Çepik hakkında birkaç cümle yazmak istiyorum.
Av.Sabri Çepik, hukukçu,şair. 1950, Siverek/Urfa doğumlu. 1968 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. 1970 yılında Türk Ceza Yasası'nın 141. maddesine muhalefette bulunmak iddiasıyla tutuklandı. Dört yıla yakın tutuklu kaldıktan sonra 1974 yılında çıkan
Af Yasası ile serbest kaldı. Yarım kalan hukuk eğitimini 1976 yılında tamamladı. 1977 yılından itibaren Urfa Barosuna bağlı olarak serbest avukatlık yaptı..
Gelelim bu kitaba. Bu kitapla olan maceram bulunduğum şehrin Kitap Fuarı'nda
Kürt Edebiyatı Antolojisi kitabını alırken kitabı poşete koyup bana uzatırken Xalo'un "başka bir isteğin ya da aradığın bir kitap var mı kızım?"demesiyle başladı :)
Bende ona, "aslında uzun zamandır bana dokunacak güzel , konu ve temaları beni derinden etkileyecek bir şiir kitabı arıyorum amca" diyince, hiç düşünmeden bu kitabı bana uzattı. Aramızda bu diyalog geçmeden önce de birkaç şiir kitabına göz atmıştım ve açıkçası bu kitabı görmemiştim. O uzatınca, bende "Emin misin xalo sanki daha güzel kitaplar var zaten cebimde az miktarda para var beni pişman etme" dedim gülerek :))
O da bana bu yaşıma kadar onlarca şiir kitabı okudum, beni etkileyen çok az şiîr kitaplarından biridir ve şu an elimde olan kitapların en ilgi duyulan ve en çok sattıklarımdandır diyince, Xaloya güvenip kitabın ismi de ilgimi çekince almaya karar verdim ve o sırada bana Türk mü Kürt mü olduğumu Kürtçe bilip bilmediğimi sordu Kürt olduğumu öğrenince o zaman sana hediyem olsun dedi diğer kitabın yanında. Şaşırdım biraz ama hiç naz yapmadan tamam dedim:d
Sonra Xaloyla biraz sohpet edip eve gelip kitabı okumaya başladım ve bitirdim..bitmesini hiç istemeyerek her bir şiiri okuyunca kontrol ediyordum kaç sayfa kaldı diye:)) Xalo pişman olamazsın demişti ve gerçekten pişman olmadım. Sonsuz teşekkürlerimi ve bolca sevgi saygı gönderiyorum ona burdan:)) umarım hisseder.
Elimdeki bu şiir kitabı, yazarın iki ayrı şiir kitabını birleştirilmiş hali.
"Belasına Sevdalandığım Bebek"
"Baharı Yok Say" adlı iki şiir kitabının..
Şairin kalemiyle ilk kez bu kitapta tanıştım.
Haksızlığın, zulmün, acının kök saldığı zor bir coğrafyayı anlatırken, yazarken kelimeler akan bir sel gibi , çığlık çığlığa, acı acı kendisi de diyor ya
"Anlaşıldı
acıyı sevmek gerek çıldırasıya..." diye.
Acıyı da teker teker sayfalara işlemiş.
Daha fazla uzatmayıp son sayfasında yer alan şiiri aşağıya aktarıyorum :
Saat kaç?
kaçı zamanın umurunda
hiçle hepin ortasındayım
eskimiş bir yüzle
yağmura seslen beni yıkasın
kim ne arar
ateşin közün ve çeliğin potasında
aşkın önüne bir nokta koydum
gölgemi taşımaktan
çok haklı çıkmaktan
sığ sularda boğulmaktan yoruldum
ranzalar yordu beni
kadınlar yordu
beyazı seçtim sarı kızardı
sarıyı seçtim beyaz kirlendi
soluksuzum
yorgunum
beni uyut
yeni ayaklanmış bir bebek gibi
düşerim
elimi tut...
YORULDUM.
Yeni güne merhaba... Şiirle kalın.