Gönderi

"O SENİN DENGİN Mİ?"
"O Senin Dengin mi?" (Benim dengim sizin denginize gelene kadar rahat etmeyeceksiniz galiba. Ama o zaman kendim olamam ki!) BİR ZAMANLAR BİRİNDEN bahsederken "İyi bir insan," derdik ve iyi bizim için çok şey ifade ederdi, büyük ölçüde kişi hakkındaki kanaatimizi tamamlardı. İyi insan bugün literatürde sosyal-duygusal becerileri yüksek kişiler olarak anlatılmaya çalışıyor. Bizim kültürümüzde empati dâhil tüm beceriler " hâlden anlayan" ifadesiyle özetlenirdi. Mesele hâlden anlayan insanlar yetiştirmek...Bir zaman geldi, iyi insan tanımı bizim için yetersiz kalmaya başladı; artık insanlarımızın "kaliteli" olmasını arzuluyoruz ve birbirimizden bahsederken "Çok kaliteli biridir," diyoruz. İnsanı duygudan, ruhtan, kalpten sıyırıp bir elbise gibi kabul etmenin ve üzerine kalite etiketi yapıştırmanın en yalı hâli gibi geliyor bana. Üstelik rayicini de gram cinsinden hesaplıyoruz. Eski bir ölçü birimi olan ve 0,80175 grama tekabül eden "denk" e göre insanları tartıyor ve çocuklarımıza "O senin dengin mi?" deyiveriyoruz. Başka bir gün, aynı çocukla arkadaşlığın önemi hakkında konuşup ahkâm kesecek olanlarsa yine biziz. Ah şu bizler ah! Çoğumuzun yalnızlıktan dem vurduğu yetişkinler dünyasında neredeyse hepimizin "arkadaş" kelimesiyle yeniden tanışmaya, arkadaşlığı yeniden anlamaya, arkadaşlığa yeniden başlamaya ihtiyacı var. İnsanların birbirleri hakkındaki vizyonlarını, tasavvurlarını, konumlandırmalarını, etiketlemelerini, tanımlarını tam tekmil bir muayeneden geçirmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Tanımı da bizzat çocuklardan almalıyız. Bir çocuk için arkadaş; dili, yaşı, cinsiyeti, konumu, kimin çocuğu olduğu, nerede oturduğu, nelere sahip olduğu gibi pek çok hastalıklı merak konusundan uzaktır. Orada gerçek ve öz bir iletişim vardır. İnsan insana iletişim..İletişimin bu türü bugün bize çok uzak geliyor. Çünkü insanı insan olduğu için sevme cevherini büyürken bir yerlere kaldırdık ve nereye koyduğumuzu da unuttuk, kaybettik, şimdi bulamıyoruz. Bazılarımız kaybettiğinin bile farkında değil, bazılarımız hiç aramadı, bazılarımız hâlâ "Nereye koymuştum acaba?" diye arıyor. İyi ki de arıyorlar. Oysa ne kadar tanıdık bir duyguydu hepimiz için insanı insan olduğu için SEVMEK. Velhasılı değer kalptedir, önem zihindedir. Değer kalıcıdır, önem geçicidir. Değeri pusula bilip önemli işlere kıymet vermekte yarar var. Muhabbet, sohbet, güvenmek, anlaşmak belirler arkadaşlığı. Bir çözüm arıyor ve buna hemen başlamak istiyorsak çok da uzak olmayan bir geçmişe, çocukluğunuzun sınıflarına, çocukluğunuzun arkadaşlığına uğramakta fayda var. Belki o zaman dengimizi değil, dengemizi aramamız gerektiğinin farkına varabiliriz. Bir de dengimizi değil, dengemizi aramamız gerektiğinin farkına varabiliriz. Bir de dengimiz olmadığı düşünülen kişilerle dengeyi kuran çocukların varlığını düşünüp şu yetişkin dünyasının ezberini bozmak da var demek geliyor içimden.
·
28 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.