Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

544 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
1 Kasım 1886'da Viyana'da doğdu. Babasının isteği üzerine aldığı mesleki eğitimi, 1907'de tekstil mühendisi olarak tamamladı. 1909'da Katolik olup evlendi ancak bir de çocuk sahibi olduğu bu evlilik 1923'te boşanmayla sona erdi. İlk edebi yayınının tarihi 1913'tür. 1927'ye kadar babasının fabrikasında yöneticilik yaptı, o yıl fabrikayı satıp Viyana Üniversitesi'nde matematik, felsefe ve psikoloji öğrenimi görmeye karar verdi. İlk romanı Die Schlafwandler ( Uyurgezerler) yayımlandığında 45 yaşındaydı. Robert Musil, Rainer Maria Rilke, Elias Canetti gibi birçok isimle arkadaştı. 1938'de Avusturya'nın Nazilerce ilhakı esnasında yanında sosyalist bir dergi bulundurması gerekçesiyle Gestapo tarafından tutuklandı. James Joyce ve arkadaşlarının girişimi sayesinde ABD'ye iltica etti. Aynı yıl bir radyo konuşması olarak yazmaya başladığı ama daha sonra birçoklarınca kendisinin başyapıtına dönüşen romanı, Vergilius'un Ölümü hem orijinal dilinde hem de İngilizce çevirisiyle beraber yayımlandı. 1950 yılında Nobel Edebiyat Ödülü adaylarındandı. Amerika'da sürgündeyken kitlelerin davranışları üzerine çalışmaya başladı ve siyasete dair yarım kalan çalışması demokrasi ve insan haklarını savunan çok daha büyük bir projenin parçası olacaktı. 30 Mayıs 1951'de New Haven, Connecticut'ta öldü. Kitap Aeneis yazarı dönemin en ünlü şairi Vergilius'un ağır hasta olan Vergilius'un Brundisium limanına varışından ertesi günü öğleden sonra Augustus'un sarayındaki ölümüne kadar geçen on sekiz saati anlatır. Üçüncü kişi anlatımının kullanılmasına rağmen gerçekte romanın tamamı şair, Vergilius'un iç monoloğundan oluşur. Bu nedenle kitap her şeyden önce şairin kendi hayatıyla bu hayatın ahlak açısından doğruluğuyla ve yanlışlığıyla, bu hayatın adanmış olduğu şiir sanatının yerindeliğiyle ve boşunalığıyla giriştiği bir hesaplaşmayı dile getirir. Vergilius'un Ölümü, her şeyden önce batı edebiyatında ve roman düzleminde sanata yöneltilmiş en temel ve aynı zamanda da en acımasız sorgulamalardan biridir. Eleştirilen sanat ile birlikte sanatçının işlevi, iktidarın erk tarafından kullanım tarzı, kitlelerin manipülasyonu gibi konular da kitap teker teker irdelenir. Şair Vergilius iç monoloğunda şiirleriyle, gerçekte acılarla, kargaşayla ve adaletsizliklerle dolu bir dünyada aslında neyi değiştirebilmiş olduğunu sorgular. Vergilius'a göre olup bitenler karşısında eleştirel tutum alamayan bir uğraş, sanat adını taşıyamaz, hele hele gerçekleri kısmen de olsa perdeleme amacına hizmet eden çabaların sanatın çatısı altında yer alabilmesi imkansızdır diye de ekler. Bir ömür yaratmak için uğraştığı eseri Aeneis'i bile yakılması için direten Vergilius Roma İmparatorluğu, halkı ve kendiyle son nefesine kadar tartışmıştır.. Yazarın Nazi zulmüne maruz kaldığını, sanat camiası içerisinde nasıl şeylerle uğraştığını bilerek okunduğunda bu kitabın sadece Roma döneminde geçmediğini anlamak çok kolay olur. Yazar kitleleri, idarecileri, savaşları tarihten bugüne kadar irdelemiş ve kitabında işlemiştir. Son zamanlarda okuyup ufkumu böylesine derinden etkileyen, şiirsel anlatımı ve gücüyle beni sarsan bu kitap herkesçe okunmalı anlaşılmalı..
Vergilius’un Ölümü
Vergilius’un ÖlümüHermann Broch · İthaki Yayınları · 2022353 okunma
·
1 artı 1'leme
·
1.103 görüntüleme
Wiss.. okurunun profil resmi
Enfes bir eser. 👏 İnceleme tam kıvamında.
Caner S. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 🙏🏻
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.