Gönderi

Şimdi "Mona Lisa ya (resim 194) yeniden dönersek, onun gizemli etkisini biraz anlayabiliriz. Leonardo, sfumato yöntemini büyük bir dikkatle kullanmıştır. Bir insan yüzü çizmek girişiminde bulunan herkes, şunu bilir ki, bizim ifade dediğimiz şey, özellikle iki noktada, ağzın köşeleriyle gözlerin köşelerinde gizlidir. İşte Leonardo da, özellikle bu noktaları yumuşak bir loşluğa daldırarak belirsiz bırakmıştır. Bu nedenle biz, "Mona Lisa"nın nasıl bir ruh durumuyla bize baktığından tam olarak emin olamayız. Yüzündeki ifade her defasında elimizden kaçıyormuş gibidir. Doğal olarak, bu etkiyi yaratan sadece belirsizlik değildir. Bunun gerisinde yatan birçok etken daha vardır. Leonardo belki de sadece kendi ustalığında bir ressamın cesaret edebileceği bir şey yapmıştır. Tabloyu dikkatle gözlemlersek, iki yarısının birbiriyle simetrik olmadığının farkına varırız. Bu durum, en belirgin bir biçimde, arka plandaki düşsel doğa görünümünde göze çarpıyor. Soldaki ufuk çizgisi, sağa göre daha alçakta gibidir. Bu yüzden dikkatimiz, tablonun sol tarafına odaklaşınca, kadın bize daha uzun boylu ve dik görünüyor. Yüzü de, odaklaştığımız yöne göre değişiyor, çünkü yüzde bile iki yan, birbiriyle aynı değil. Eger Leonardo, nereye kadar gitmesi gerektiğini kesinlikle bilmeseydi, doğadan korkusuzca ayrılışını, insan tenini mucizevi bir biçimde vermeye çalışarak dengelemeseydi, bütün bu oyunlar, büyük bir sanat yapıtı yerine, ustaca hazırlanmış bir sihirbazlık ürünü koyardı ortaya. Figürün elini ya da giysi kollarının ince kıvrımlarını nasıl hacimlendirdiğine dikkat ediniz. Leonardo, doğanın sabırlı gözleminde, kendisinden önce gelen herhangi bir sanatçı kadar kılı kırk yarabilirdi. Ama o, sadece doğanın sadık bir tutsağı değildi artık. Çok uzun zaman önce, insanlar portrelere korkuyla bakıyorlardı, çünkü sanatçının, bir insanın benzerliğini yakalarken, bir şekilde ruhunu da yakalayıp, portrenin bünyesinde koruduğuna inanıyorlardı. Şimdi ise, koca bilgin Leonardo, imgelerin bu ilkyaratıcılarının düş ve korkularından bazılarının gerçekleşebileceğini göstermişti. Sihirli fırçasının sürdügü renklere yaşam veren büyüyü yakalamıştı.
Sayfa 303 - toskana vee roma, 16.yüzyıl başları
·
300 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.