Gönderi

Kâzım Karabekir Paşa'nın Ermenilerle Alâkalı Görüşleri Ermenilerin Türklerle olan târihî münasebetleri ve geçirdikleri hayat muhtasaran: Türk-Ermeni birliğinin dış eller tarafından nasıl bozularak araya düşmanlık sokulduğu ve bunun doğurduğu felâketler de tafsilâtıyla görülecektir. 1927 yılında Cemiyeti Akvam tarafından Ermenistan'a gönderilen Fridtjof Nansen eserinde şöyle demiştir: 'Avrupa politikasına karıştırılan Ermeni milletine yazık oldu! Bir Avrupa diplomatı tarafından isminin hiç telaffuz olunmaması kendi için daha hayırlı olurdu!' İstikbal için dahi bu düsturun ehemmiyeti eserimde hâdiselerin şahadetiyle gösterilmiştir. Çünkü Ermeni milletini siyasî menfaatleri uğrunda kullanmak isteyenler vardır. Hâlâ bu çalışkan milletin sükûn ve rahatını bozmakta berdevam olunduğunu gösteren emâreler eksik değildir. Türklerle pek yakın münasebetlerini bilen ve hakikati öğrenen bu vatandaşlarımızın eski Türk-Ermeni samimiyetini iadeye çalıştıkları da şükran ile görülmektedir! Ben çocukken Van'da, Harput'ta Ermeni komşularımızla ve hele çocuklarıyla pek samîmi idik. Daha o zamandan tanıdığım Ermeni milletiyle Cihan Harbinde ve İstiklâl Harbi'nde daha geniş mikyasta tanıştım. Günden güne türlü türlü tahrik ve teşviklerle bozulan Ermeniler; vakit vakit memleketimizin içindeki isyanlarını, Cihan Harbi'nde dıştan ve içten Türklere karşı müthiş bir darbe ile tamamlamak istediler. Cihan Harbi'nde Rus ordusundaki muntazam Ermeni zâbit ve askerlerinin yekûnu 180.000 kişi idi. Ermeni kolordu kumandanları ve Erkân-ı Harbiye Zabitleri de vardı. Ayrıca Filistin'de bile karşımızda 4.000 Ermeni gönüllüsü bizimle harp etti. Bunun yarısından fazlası da Amerika'dan gelmiş idi. Ruslar çekildikten sonra ileri hareketimizde Erzincan ve Erzurum istirdadını kolordumla temin ederek, olan biten faciaları gözlerimle gördüm. Daha sonra Sarıkamış, Kars, Gümrü ve Erivan civarlarındaki muharebelerde de Ermeni ordusunu ve Ermeni halkını daha iyi tanıdım. Gümrü'de iki taraf delegeleri samimi ahbab olmuştuk. Onlar Ermeni milleti namına bize artık derin samimi duygular va detmişlerdi. Çünkü pek tehlikeli vaziyetlerinde biz Ermenistan devletini ilk olarak tanımıştık. Fakat elim bir mütäreke devrine düştüğümüzü gören bu dostlarımız sözlerinde durmadılar. Türklüğü mahvetmek için daha büyük bir hızla harekete geçtiler. Büyük devletlerin siyasî ve askerî istilālarını kolaylaştırmak için bütün cihanda aleyhimize feryadlara başladıkları gibi ecnebi üniformasını da giyerek onlara kılavuzluk ettiler ve ön saflarda o üniformanın verdiği kuvvet ve kudretle müthiş mezalim yaptılar. Adana'da, Urfa'da, Maraş'ta, Antep'te çok feci işler oldu. Şarkta ise Ermeni devleti hudutlarından taştı, ordusuyla üç ilimizi (Elviye-i Selāse) istila etti ve eski hudutlarımıza dayanarak: 'Erzurum'a! Sivas'a!' diye haykırışmaya başladılar. Tälihim yine beni bu sefer de onların karşısına çıkarmıştı. Kendilerine çok nasihatlar ettim, dostluk diledim. Fakat onlar kan ve ateşle cevap verdiler. Neticede tekerrür eden gafletlerinin pek yaman cezasını gördüler. Fakat bu sefer yine Türk Milleti, Ermeni mevcudiyetine hürmet etti ve onun istiklâlini bitirmedi. Muharebelerde esir aldığımız generalleri ve zâbitleriyle, Gümrü ve Kars muahedeleri sıralarında yeniden bazı Ermeni ricaliyle ve kumandanlarıyla tanıştım. Pek kat'i söz verdiler ki; artık (Türk-Ermeni) dostluğu ebedi kalacaktır. Çünkü Ermeni milletini yaşatacak ancak Türk dostluğu olduğunu bir daha gözleriyle gördüler. Kararları şu idi: 'Ermeni edebiyatının esası bundan böyle Türk düşmanlığı değil Türk dostluğu olacaktır. Ermeni ordusuyla muharebelerimizde Ermeni halkına karşı nasıl hareket ettiğimizi Amerikalıların Kars'taki çocuk bakan heyetlerinin 31 Ekim 1920 de Amiral Bristol'a yazdıkları şu vesika da gösterir: 'Kars'taki tüm Amerikalıların durumu iyi ve Türk ordusu bize mükemmel özen gösteriyor ve her türlü düşünceyi gösteriyor. 1. organizasyona eskisi gibi devam etme iznimiz var - Türk askeri disiplinlidir ve herhangi bir katliam yaşanmamıştır. Edvard Fox bölge komutanı N.E.B. Kars' Türk ordusunun zabt-ı rapta málik olduğunu ve katliâm yapılmadığını ve Ermeni çocuklarına karşı gösterdiğimiz şefkati cihana ilân eden Kars'taki bu Amerika heyetinin emrinde 6.000 fakir veya kimsesiz Ermeni çocuk vardı. Gümrü'de aynı vaziyeti muhafaza ettirdik. Bu Ermeni çocukları şimdi birer delikanlı oldular. Haklarındaki Türk şefkatini unutmamış olduklarını ümit ederim. Bunu oralardaki Ermeni halkı da yakından bilir. Ermeni yetimlerinin bana 'Yetimler Babası' hitabiyle hediye ettikleri kara kalem resmimi, samîmi bir hatıra olarak hususi müzemde saklıyorum. Hiç bir telkin altında kalmadan serbestçe yazılmış olun şu vesika da Ermeni milletinin ruhundan kopup gelen bir samimiyet taahhüdüdür: En Büyük Kumandana Bugün Ermeni esir zâbitleri ve efradı için mes'ut bir bayramdır. Bugün on iki ay süren esåretten sonra biz artık ailemize ve vatanımıza kavuşuyoruz. Bizim en büyük âmirimiz olmak hesabiyle zatıâlilerine ve maiyetleri zabitanına biz Ermeni zâbit ve neferleri Türkiye'de hakkımızda gösterilen hüsn-ü muameleden dolayı bütün kalb ve ruhumuzla arzı teşekküre musarrat eyliyoruz. Biz buradan hareket ederken güzel hatıraları da birlikte götürmekteyiz. Biz emin bulunuyoruz ki, bundan sonra Ermeni askeri size karşı silâh bedest olarak bulunmayacaktır. Ve taraf-ı âilelerinden bizlere tebliğ edildiği üzere 13 Ekim 1912'de Kars'ta bu husus her iki milletin evliyayı umuru arasında takrir ve temin edilmiştir. Biz dahi bundan eminiz. İki memleket arasında Türklerle Ermeniler birbirine karşılıklı yardım edecek ve birlikte yekdiğerini müdafaa ve sıyanet eyleyeceklerdir.
·
112 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.