Gönderi

140 syf.
10/10 puan verdi
·
27 günde okudu
Hayal Perdesi
Sinema üzerine bir şeyler okumak istiyorum, hem çok dolu olsun hem de akademik bir anlatımla beni boğmasın diyenlere! Türk sineması özelinde beni dert sahibi kılan isimlerin başında Murat hoca geliyor. Kendisi kabullenemediğim ve ait olduğumu kati suretle reddettiğim bu dünyaya bakan bir pencere açarak seyre dalmamı sağladı, ben de bu seyir sayesinde Türk sinemasına karşı beslediğim ön yargıları yıkmaya başladım. Bu gün olmasa bile, Murat hocanın günün birinde fikirleriyle ve duruşuyla Türk sineması için gerçek bir ekolün kurucularından olacağına inancım sonsuz. Yüksek lisans tezinin karagöz hacivat ile ilintili olduğunu biliyor olsam da yüz küsür sayfalık bu tezi açıp okumaya pek niyetimin olduğunu söyleyemem fakat bu haliyle kitabı okumayı kendime borç sayarak okumaya başladım. Beklemediğim kadar anlaşılabilir ve sade bir dil kullanarak hem tezini bizim kolayca anlayabileceğimiz bir metne dönüştürmüş hem de sahip olduğu sinema deneyiminin bir miktarını bu kitap vesilesiyle bize aktarmış Murat Hoca. Sinema ve gölge oyunu özelinde hacivat karagözün ortak noktaları olan hareket üzerinden bir kıyaslamayla sıradışı bir bakış açısı sunuluyor. Bu bakış açısı her ne kadar hareketi merkeze alsa da, tasavvuftan tarihe, fotoğraftan ayna bahsine, “gerçek”ten gölgeye... Bambaşka meselelere değinerek sinemayı o yüce(!) sanat kürsüsünden hayatın içine, doğduğu yere, geri alıyor. Hacivat Karagöz'ün oyun oluşuna odaklanan bir bölümle başlıyor kitap. Yapısal incelemelerin ardından bir perde/gölge oyunu olan bu gösteriye nasıl da haksızlık ederek bir nostalji unsuru haline getirdiğimizi, ne kadar sığ baktığımızı, "bizim" olarak gördüğümüz bu oyun hakkında ne kadar fikirsiz ve bilinçsiz olduğumuzu idrak ediyor ve sinemayla olan özdeşlikleri karşısında hayrete düşmeye başlıyoruz. Benzerliklerin yalnızca perde, karakter, diyalog, hareket unsurlarından ibaret olmadığının farkına varıyoruz. İkinci kısımda sinemayla özdeşliklerini artık biliyor olduğumuz bu "basit oyunu" hatırda tutarak sinemayla daha çok yakınlaşıyoruz. Türk ve Dünya sineması üzerine de fikir sahibi olabildiğimiz bu bölümde sinemamızın farklarını idrak ediyor ve aslında ne kadar biricik olabilme potansiyeli taşıdığını sezinliyoruz. Murat hocanın derslerde de sıkça değindiği özdeşleşme bahsi, kültürümüzün sesli anlatım üzerine kurulu oluşu, gelenek bahsi, bir karakterden nasıl bütün insanlığın anlatılabildiği... Altını çize çize bir hal olduğumuz bu satırların ardından çekmiş olduğu uzun metrajlarla ilgili hatıralarının bir kısmına değindiği sayfalarla kitap son buluyor. Ek olarak ilgilisi için bir örnek hacivat karagöz oyunu da var. Ve son olarak şu cehaletime de dem vurmadan geçmek istemem; hayal perdesi ismi hem sinema atölyesinin hem de bisav öncülüğünde çıkarılmış sinema dergisinin ismi olarak karşıma çıktığında bu ismin, sinema perdesine bir atıf olarak konulduğunu kesin bir kanaat olarak zihnime yerleştirmiştim. Hacivat karagöze ses veren kişiye hayali ve kullanılan perdeye de hayal perdesi isminin verildiğini bu kitapla öğrendim... Her şey nasıl da daha anlamlı oluverdi... Teşekkürler hocam!
Yar Bana Bir Eğlence
Yar Bana Bir EğlenceMurat Pay · Büyüyen Ay Yayınları · 20231 okunma
·
87 görüntüleme
Yasemin Durmaz okurunun profil resmi
Ne kadar güzel, tek tek, tane tane yazmışsın incelemişsin.Kalemine sağlık
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.