Gönderi

·
Puan vermedi
#OkudumBitti #EliasCanneti #Körlesme 565 sy #SelYayınları KÖRLÜK ; Zamanı ve mekânı alt etmeye yarayan bir silahtır; varlığımız tek dayanağını duyularımızla, gerek yapıları, gerekse kapsamları bakımından pek yetersiz olan duyularımızla kavradığımız birkaç kırıntının dışında, sonsuzluğa dek uzanıp giden bir körlükte bulur. Evrende egemen olan kuram, körlüktür. Körlük, birbirlerini görmeleri halinde beraberlikleri düşünülemeyecek nesnelerin ve yaratıkların yan yana bulunabilmelerine olanak tanır. Zamanın artık çekilmez olduğu, taşınması olanaksız bir yüke dönüştüğü noktada koparılabilmesi, ancak körlüğün yardımıyla düşünülebilir. _______________________ • Yaşama / hayata karşı mesafemiz ne kadar • Kendi yaşamımıza karşı peki • Çevremizdeki ve hayatımızdaki insanlar ile ne derece yüz göz olup , içlerine giriyoruz yada ne derece mesafemizi koruyoruz /koruyabiliyoruz • Ne derece iyinin ve kötünün çatışmasını yaşıyoruz içimizde • Ne kadar bencil ve aç gözlüyüz • Ne kadar doyumsuz ve kanaatkarız • Ne kadar kör cahil ,ne kadar bilgili/ kültürlüyüz • Ne kadar haklı ne kadar haksızız • Gerçekler ve hakikatler karşısında ne derece körleşebiliyoruz • Peki kendimize ve çevremize karşı tabiri caizze ne derece üç maymunu oynuyoruz Tüm bunları ve çok daha fazlasını okkalı bir tokat gibi yüzümüze çarpan, Elias CANNETİ, sınıfsal farklılıkları ve aydın kesime karşı eleştiri oklarını karakterler üzerinden cömert bir şekilde bizlere sunarken diğer bir taraftan da Almanya'ya sivri göndermeler yapmayı ihmal etmemiş KÖRLEŞME eserinde Yazar ; karakterler üzerinden gelişen olay örgülerini öyle vurucu ve kusursuz bir şekilde işleyip hayat vermiş ki .. Tek kelime ile şahane idi Detaylı / kapsamlı tespitleriyle, derin / ince analizleriyle, kapitalist ve faşist sisteme karşı hodri meydan dediği.. Bireysel olmak üzere, toplumsal ve milletçe ne de güzel üç maymunu oynuyoruz değil mi.. Eserin kırmızı çizgisi de olan. - Önce gözlerimizi kapatır, hiçbir şeyi görmek istemeyiz hatta görünenlerden kaçarız.. - Sonrasında kulaklarımızı kaparız.. Hiç bir sesi , gürültüyü, duymayız/ duymak istemeyiz.. Sonrasında susarız her şeye , hiçbir şeyi dile getirmeden, konuşmadan ,sesimizi duyurmadan .. Peki ya sonra.. !! Tüm bunların içinde bütün benligimizle yitip gideriz.. Olan bitene öylece , sessizce, kayıtsızca kalarak.. Tıpkı ana karakterimiz prof. Kien gibi.. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın misali.. Ve sonumuzu farkında olmadan üç maymunu oynayarak böyle hazırlarız..!! (Tüm bunlar ise ince bir düşünceyle görsele dönüşen kitap kapağının vücut bulmuş hali) _______________________ KÖRLEŞME ; Elias Canetti'nin 26 yaşında kaleme alıp 30 yaşında yayımladığı baş yapıtıdır.. Kitap, I. Dünya Savaşı ile II. Dünya Savaşı arasındaki dönemde, Almanya'nın ilk dünya savaşının yenilgisini üzerinden atamadığı ve yenilgi psikolojisinin faşizme önayak olduğu bir dönemi, bu dönemde faşizme taban olacak sıradan insanları tüm çıplaklığıyla anlatır. Uygarlığın yıkılışıyla insanoğlunun aşağılanması romanın yapı taşını oluşturuyor. Canetti, bütün bunları ve fazlasını romanın kahramanı, döneminin en ünlü sinoloğu olan Prof. Kien ile bizlere sunar. __________________________ KİTABIMIZIN KONUSUNA şöyle bir baktığımızda; Kendini insanlardan tamamıyla soyutlamış, insanları değersiz ve küçük gören, Viyana’da 25 bin kitabı ile beraber yaşayan, “odası dünyası kadar büyük” olan Prof. Kien’in tek tutkusu kitapları ve bilimdir. Özellikle kadınlardan nefret etmesine karşın, hayatına son derece sıradan, cahil, açgözlü ve bencil bir hizmetçi kadın girer. Therese... Profesör, bu kadından kurtulmaya çalışırken, sineklerden bile değersiz bulduğu, yaşama haklarını bile fazla gördüğü insanların oyuncağı olur ve yıkıma sürüklenir. ______________________ Roman ise üç bölümden oluşmaktadır; ➜Dünyasız Bir Kafa ➜Kafasız Bir Dünya ➜Kafadaki Dünya İlk bölüm; Kitabın ana karakteri olan Kien'i tanıyoruz. Bölüm, Kien'ın Therese ile olan ilişkisini vede evliliğini anlatılırken; 2. bölüm ise Prof. Kein'in dış dünyaya açılmasını anlatıyor. Bu dış dünyada ise satranç ustası, kambur Fischer ile dostluğu işlenir. Dostluğun ilk adımı, Kien'ın karısı Therese tarafından evden kovulması ile başlar. Fakat Kien'in bilmediği birşey vardır , o da kamburla olan dostluğunun yine tek taraflı olmasıdır. Çünkü Kambur da tıpkı Therese gibi çıkarcıdır. 3. Ve son bölüm ise, Emekli polis memuru ve aynı zamanda da Kien'in kapıcısı olan Benedikt'i yakından tanırken, ilk sayfalardan itibaren adını duyduğumuz ,fakat son sayfalara kadar ortaya çıkmayan Prof. Kien’in doktor kardeşi George kurguya dahil olur, körleşmeyi tercih eden abisi Kien'in gözlerini açmak amacıyla.. Son olarak romanda beni ciddi anlamda rahatsız eden bir konu kadınlara bakış açısı oldu. Kadınlara karşı aşağılamaların, küçük görmelerin hatta ve hatta onlara şiddeti hak görenlerin sıkça olması idi.. Oğuz Atay’ın Türkçe’ye çevrilmesi için uğraşlar verdiği bu başyapıtı sizlerde mutlaka okumalısınız derim ______________________ KİTAPTAN ALINTILAR On beş yaşındayken iradem öğrenmeye yönelikti.Otuzuma geldiğimde, yolumu sapıtmıştım.Kırkımda artık kuşku diye bir şey kalmamıştı içimde, kulaklarım ise ancak altmışımda açıldı. İnsan her zaman kendisini kitleden ve onu oluşturanlardan korumasını bilmelidir, onlar tehlikelidir, çünkü bilgisizdirler ve dolayıslayla da akıl denen şeyden yoksundurlar. Kişi, öteki insanlardan uzaklaştığı ölçüde hakikate yaklaşır. Günlük yaşam, yalanlardan kurulu yüzeysel bir düzendir. Durgun sular derin olur. Yuva herkesin yaşamı için gerekli olan bir şeydi. Ama önemli olan yuva kavramının içerdiklerini saptamaktı. Bir kitapçı, bir kraldı. Ama bir kraldan hiçbir zaman kitapçı olamazdı. Akıllıların yapmaktan korktukları işlere aptallar saldırır. Bir şeyi ölü olarak nitelendirmek, bir zamanlar onunda bir yaşamı olduğunu kabullenmekten başka bir şey değildi Tek bir tutkusu vardı: Tüm yaşamı boyunca; gerçekte ne ise, o olarak kalmak; kendi kişiliğini salt bir ay ya da bir yıl süreyle değil, ömrünün sonuna dek yitirmemek. Sonunda alevler kendisine eriştiğinde yüksek sesle kahkaha attı, tüm yaşamında böyle gülmemişti.
Körleşme
KörleşmeElias Canetti · Sel Yayıncılık · 20213,585 okunma
·
192 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.