Her şey yalnızca senin tasarladığın eşikte bitmez...
~~~ Benim için sorun, bir sorunun yanıtını vermekti, ürkütücü bir sorunun, şimdiye kadar dünya da kimsenin son nefesine kadar yanıtsız bırakamadığı bir sorunun yanıtını vermekti."
"Hangi sorunun?"
Ölü olan kim, yaşayan kim?' sorusunun~~~
Garip bir şekilde atmosferi sürekli değişen bir kitap olan Sirte Kıyısı, komşu barbar ülke Fargestan'la uzun süredir bir sessizlik döneminde olan, itibarını yitirmiş, hayali ülke Orsenna'da geçer. Tüm savaşlara yaklaşık 300 yıl önce son verilmesinin ardından sürekli olarak askıya alınmış bir çıkmaz gibi taraflardan hiçbiri ne teslim olmaya ne devam etmeye yanaşır, ne de barış koşullarını görüşmeye gönüllü olur. Ancak savaş efsaneleri, şairlerin üretkenliğini, durumun yaratması beklenenden fazla bir ilham sunarak kamçılar. Aristokrat bir aileden gelen, genç ve maceracı Aldo, aşkta hüsrana uğrar ve paranın sağladığı zevklerden usanır; münzevi ve sade bir hayata özlem duyar. Böylece, uzun süredir kullanılmayan bir kale olan Amiralliğin, tamamen sembolik bir mevcudiyete sahip olduğu sınırdaki askeri bir kışlada Gözlemcilik görevini üstlenir. Yalnızlığı seven şair Aldo burada, uyuşukluğundan silkinme ve anayurdunu güçlendirme çabasıyla bir deniz manevrası başlatarak feci bir şekilde sonuçlanan çatışmaları yeniden canlandırır. Gracq, kahramanı Aldo gibi, kent merkezlerinde olduğu gibi, bu durumda Paris'in, kısır kültürel ortamını hor görür.
~~~var olmak; başka bir yerde olana, daha sonra olacak olana ciddi bir itirazdır~~~
~~~Bu dünyada her şey iki kez ölür, ilk kez kendi işlevi içinde, ikinci kez gösterge olarak; ilk kez, nelere hizmet ediyorsa onların içinde, ikinci kez, bizden istemeyi sürdürdüğü şeylerin içinde~~~
Julien Gracq eğer bu romandaki onuru reddetmemiş olsaydı, Sirte Kıyısı 1951 yılında Prix Goncourt ödülünü almış olacaktı. Sessiz ortam, tedirgin bekleyiş içinde olan "Sirte Kıyısı" ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasında olup çok severek okuduğum kitaplar arasında yerini almıştır...
~~~Ne mutlu kayığını akıntıya bırakana... Ne mutlu kaçana ve kendinden vazgeçene ve karanlığın tam ortasında o derin oluşumdan başka bir şeye hayranlık duymayana~~~