Hayat cidden bir oyundur.
Kitabı okumaya başlamadan önce birçok kişi gibi ben de ön yargılıydım. Ama sonrasında kitabın birçok yerde tavsiye edilmesi ve Sürekli olarak karşıma çıkması sonucu okumaya başladım. Ve şu an söylediğim tek şey "İyi ki okumuşum." oldu.Çünkü gerçekten hayata karşı olan bakış açımı tamamen değiştiren bir kitap oldu ve en kısa zamanda 
Matt Haig ' in diğer Kitaplarını da alıp okumayı çok istiyorum.
Nora Işsizlik ve maddi durumun yanında aslında sevgisizlik ve yalnızlıktan çok sıkılmıştır. Ve tüm bunları sonlandırmak için kendini intihar etmeyi bir yol olarak görmektedir. İntihar ettikten sonra gözlerini kapattığı an yaşamla ölüm arasındaki bir kütüphane olan Gece Yarısı Kütüphanesinde kendini bulur. Orada zaman hiçbir şekilde ilerlemez ve kitapların her birinde Nora'ın farklı bir hayatı yazılıdır. Başka kararlar verseydi, yaşamış olabileceği hayatlar ,farklı kariyerler, farklı eşler, farklı arkadaşlar, farklı şeyler arasında gidip gelen Nora'ın aklı sürekli sorularla dolmaktadır ve hiçbir zaman mutlu olduğu hayatı bulamamaktadır.
Asıl soru şudur ; yanlış giden her detayın sorumlusu gerçekten biz miyiz?
Nora, tüm bu hayatları deneyimleyerek bu sorunun cevabını aslında okuyucuya çok güzel bir şekilde yansıtıyor.
Kısaca kitabın vermek istediğin mesaj bence şu ;
Hayatta elimizde olmayan olumsuzluklar yaşanabilir ama bu bizim yüzümüzdenmiş gibi davranıp kendimizi, kendi psikolojimizi yıpratmamıza gerek yoktur. Elimizdekilerle ve çevremizdekilere yetinmeyip sürekli daha iyisini ararsak daha fazlasının peşine düşersek hiçbir zaman mutlu olamayız.
Tıpkı Dan'ın dediği gibi " Yapamadıklarımıza değil, yapmak istediklerimize odaklanmalıyız."
Elimizdekilerle yetinmeyi öğrenmeliyiz.
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.