Gönderi

Lambalı Ka­dın,
Ruhi Su'yu ölümünden birkaç gün önce hasta yatağında ziyaret eden Halim Şefik, ozanın ricasını kırmayarak çok sevdiği "Kömür" adlı şiirini eğilerek kulağına okur. İşte, o şiirden birkaç dize: Bu küçük salkım söğüt Harem kapısında limanın Yukarıda Selimiye Kışlası İkide bir gözüme ilişiyor Selimiye Kışlası Sana sesleniyorum Selimiye Kışlası 1854 yılındaki Kırım Savaşı sırasında Selimiye Kışlası nice insana ölüm döşeği olur. Ingilizler ve Fransızlar ile birlikte Ruslara karşı Kı­rım'da savaşan dönemin padişahı Abdülmecid, hastahane olarak kullanılmak üzere Selimiye Kışlası'nı Ingilizlerin hizmetine verir. Aynı yılın Kasım ayında Kırım'dan taşınan yaralı Ingiliz askerlerine bak­mak amacıyla 39 İngiliz hemşire İstanbul'a gelir. Hemşirelerin ara­sında oldukça zengin bir ailenin kızı da vardır. Çay toplantılarından ve sohbetlerinden sıkılan genç kız ailesinin itirazlarına aldırmadan Almanya'ya gitmiş ve orada hemşirelik eğitimi görmüştür. Selimiye Kışlası'na yerleşip hastalara yardım için emek harcayan hemşire, adını doğduğu kentten almış olan Florance Nightingale'dir!.. Yaralılarla dolup taşan Selimiye Kışlası'nda durum hiç de iç açıcı de­ğildir. Suyun bulunmadığı hastanede tıbbi malzemeler yetersiz, ya­tak ve battaniye sayısı son derece sınırlı ve gıda çok azdı. Bütün bu olumsuzluklar yetmiyormuş gibi hastanede dizanteri ve kolera sal­gını başgösterir. Ingiliz ordusunun yetkilileri sorunlarla ilgilenmedik­leri gibi askerlere kötü davranıyor, bencil doktorlar ise hemşireleri horluyorlardı. Florance Nightingale tam bir karabasanın içindeydi. Yaralı hastaların ve kanlı sargı bezlerinin arasında hiç durmaksızın lambayla gezindiği için "Lambalı Kadın" adı verilen Florance Nigh­tingale, öncelikle olumsuz koşulları Ingiltere’ye duyurup desteğini alır. Hastahanenin kirliliğine, pisliğine karşı savaş açan Lambalı Ka­dın, çarşafların düzenli olarak yıkanması kurallarını koyarak hasta­nenin, sıhhi işler komisyonu tarafından denetlenmesini sağlar. Ken­di parasıyla hastalara yatak ve giysiler alıp onlara besin değeri yük­sek olan bir rejim uygulamayı başarır. Hemşirelik mesleğine emeğiyle saygınlık kazandıran Nightingale ça­lışmalarının karşılığını alır ve Selimiye Kışlası'nda kolera salgınını yener. İki yıl boyunca hem bürokrasi hem de hastalıklara karşı giriştiği savaşı kazanan Lambalı Kadın'ın biyografisini yazan Cecil Woodham Smith şöyle söz eder kendisinden: "Kanın, kirin, ıstırabın ve yenilgilerin ortasında bir devrim yarattı." Sağlık alanında bir devrime tanık olan Selimiye Kışlası'nın 12 Eylül'de devrimcilere zindan olması ne acıdır!.. Gördüğü işkence ve al­dığı darbeler sonrasında hücrelerde uzananlar bilsinler ki, o esnada alınlarında duydukları serin el, ıstırabın ve yenilgilerin ortasında bir devrim yaratan Florance Nightingale'in elidir!.. Hemşirelik mesleğinin temelini İstanbul'da atan Nightingale, Ingilte­re'ye dönünce sağlığının bozulmuş olmasına rağmen son nefesini verdiği 90 yaşına kadar hastahane koşullarını düzeltmekle uğraşır. Lambalı Kadın'ın ışığı 1910 yılında söner...
Sayfa 27 - Çınar Yayınları, 8. Basım İstanbul, Mayıs 2002Kitabı okudu
·
59 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.