Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ya İnsanlık Ölümsüzlüğü Bulursa?
Bir an için on dört bin yaşında olduğunuzu, ölümün olmadığı bambaşka bir dünyada yaşadığınızı düşünün. Hayatın tadını çıkarmak için sonsuz vaktiniz, yaşayabileceğiniz sonsuz deneyimler olduğunu hayal edin. Bu hikaye size bir yerlerden tanıdık geliyor olabilir. Nitekim bu hikaye, 2007 yılında yayımlanmış ve yönetmenliğini Richard Schenkman’in üstlendiği "The Man from Earth," filminin ana karakteri John Oldman’ı anlatıyor. 14.000 yaşında olan John Oldman filmde yaşamın anlamını ölümün gölgesi altında ararken, önündeki sonsuzluğun hüznünü taşıyor. The Man From Earth filminde anlatılanlar her ne kadar hayal ürünü olsa da Yuval Noah Harari’nin insanlık tarihini evrimsel bir bakış açısıyla ele aldığı ve gelecekte insanların karşılaşabileceği büyük sorunları ve fırsatları incelediği "Homo Deus:Yarının Kısa Bir Tarihi” kitabında gelecekte insanlığın ölümsüzlüğü bulabileceğinden söz ediyor ve Harari konuyla ilgili şöyle diyor: “İnsanları tanrı mertebesine yükseltmek muhtemel üç şekilde ilerleyebilir: Biyoloji mühendisliği, sibor mühendisliği ve organik olmayan varlıkların mühendisliği.” Peki “Ya insanlık ölümsüzlüğü bulursa?” ya da soruyu bireye indirgeyerek ifade edersek “Ya ölüm hiç olmasaydı?” nasıl hissederdik? “Ölümü Hatırla!” İçinde yaşadığımız hayatı biricik kılan şey, her anın sadece bir kez yaşanabilecek olmasıdır. The Man From Earth filmindeki karakterimiz John Oldman’a geri dönersek; 14 bin sene boyunca binlerce iyi, kötü anılar yaşamış ve bundan sonra da aynı şekilde önünde sonsuz tane iyi kötü anılar olacak. Böyle bir insanın yaşadığı hayattan keyif alması ya da yaşadığı hayatta bir anlam bulabilmesi beklenebilir mi? Bu noktada ölümün, her ne kadar olumsuz bir anlam taşıdığını düşünsek de, hayatın değerini daha iyi anlamak noktasında önemli bir olgu olduğunu fark etmekte yarar var. “Ölümü hatırla!” anlamına gelen Memento Mori, kökeni Sokrat'a kadar uzanan “ölümü unutmama” uygulamasıdır. Ölümün hatırlatılması, insanları değerli anları takdir etmeye, önemli meselelere odaklanmaya ve hayatlarını daha anlamlı bir şekilde yaşamaya teşvik ettiğini düşünen Stoacılar için de temel kavramlardan biridir. John Oldman karakteri, ölümsüzlüğü ve sonsuz yaşamı deneyimlemiş biri olarak ölümün insan yaşamına getirdiği anlamı sorgulamaya devam eder film boyunca. Memento Mori kavramı da ölümün kaçınılmazlığını vurgular ve sonsuz yaşam fikrini ironikleştirir. Bu ironiyi filmimizin baş karakteri de iliklerine kadar hissetmektedir. Ölümü Hatırlamak,Özgürlüktür Çin felsefesine dayanan ve evrende zıtlıkların birleşimini temsil eden Yin ve Yang kavramı evrendeki zıtlıkların birbirini tamamladığı ve bu bir araya geldiğinde bir denge oluşturduğu düşüncesini ifade eder. Örneğin, gece ve gündüz birbirini tamamlar ve 24 saatlik bir günü oluşturur. Her iki zıtlık da birbirine bağlıdır ve birinin yokluğu, dengeyi bozar. Aynı şekilde Memento Mori kavramı ölüm ile yaşamın zıtlığına işaret ederek yaşam ve ölümün beraber var olduğunu vurgular. Sonsuza dek yaşayacakmış gibi davranan insan türü aslında bu düşünceyle kendi özgürlüğünü de sınırlamaktadır. Yaşamın bir sonu olduğunu sıklıkla hatırlamak, kısıtlı zaman içerisinde yapmak istediği eylemleri, ulaşmak istediği hedefleri, yaşamak istediği deneyimleri yaşamaya çalışır. Aslında ölümü hatırlamak, insan olarak özgürlüğümüzü hatırlayı da ifade eder. Ölümü düşünmeyi erteleyerek, özgürlüğümüzü de bir anlamda ertelemiş oluyoruz. Kısacası, Memento Mori, özgürlüktür. Özgürlük, yaşamın kıymetini bilmektir. O nedenledir ki Stoacı filozof ve Roma İmparatoru Marcus Aurelius, her gün kendisine ölümün hatırlatılmasını istemiş. En ünlü eseri olan ve "Kendime Düşünceler" olarak Türkçe’ye çevrilen günlüğünde de Aurelius, sürekli olarak ölüm ve ölümlülük temasına değinir. Ölümün kaçınılmaz bir gerçek olduğunu kabul eder ve bu gerçeği hatırlatarak insanların yaşamlarını daha bilinçli bir şekilde yaşamalarını teşvik eder. Gündüz Vassaf’ın “Cehenneme Övgü” eserinde de değindiği gibi ölümü unutma sürecinde hareket serbestimizi yitiriyoruz. Hep yaşayacakmışız gibi yaşadığımızdan dolayı miskinleşiyor, yapmak istediklerimizi öteliyor ve cesaretimizi yitiriyoruz. Kurduğumuz gerçekçi olmayan tekdüze hayat içerisinde sıkışıp kalıyoruz. Memento Mori bize ölümü hatırla diyerek, şu an hayatta olduğun için hareket et ve cesur ol diyor. Kendimizi sınırladığımız o güvenli alan içinden dışarı çıkmamız için davet ediyor. Marcus Aurelius’un dediği gibi: “Zamanın şu anki koşullarıyla sınırla kendini. Senin ve diğerlerinin başına gelenlerin farkında ol. Her şeyi, altlarında yatan maddi ve nedensel kısımlara kadar araştır. Yaşayacağın en son saati düşün. Bırak sana karşı yapılmış hata, yapıldığı yerde kalsın.” “Hata yapan insanları sevmek insana has bir özelliktir. İnsanların akraban olduğunu, cehaletten ya da istemsizce hata yaptıklarını, kısa bir süre sonra herkesin öleceğini ve hepsinden önemlisi sana hiçbir zarar veremediklerini, çünkü yönetici ilkeni değersizleştiremediklerini ya da öncekinden daha kötü yapamadıklarını düşünürsen, onları seveceksin.” “Ölmüş gibi, yaşamın şimdiye kadarmış gibi, kalan günlerini doğaya uygun yaşamalısın.” Kaynak: (static.bundle.app/studio/f70c5457...)
·
209 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.