Gönderi

372 syf.
·
Puan vermedi
Devlet
Platonun kaleme aldığı ancak Sokrates’in fikir ve görüşlerinin beyan edildiği bu sebeple bu kitap Platon’a mı ait Sokrates’e mi ait diye tartışma konusu olan okunası bir eser. Bir gurup arkadaşıyla Başka bir gurupla, kime ait olduğu belli olan bir evde geçiyor hararetli tartışmamız. Tartışma soru ve cevap şeklinde akılları ikna ederek aşama aşama ilerliyor. Konuşma da ana hat “Doğruluk”(çevirmenin bulduğu en uygun kelime bu ancak yanlış kanımca, ben kitabı okurken bu kelime yerine “istikameti” tercih ettim, yazar doğruluğun karşısına “Eğriliği” koymuş, ben se daha doğru bulduğum “dalaleti” yerleştirdim ve kitabı öyle okudum) üzerinden terimler tanımlanıyor ve bir devlet ideası oluşturuluyor zihinlerde. En belirgin konu başlardaki “Haklı olan mı istikamettedir, yoksa kuvvetli olan mı istikamettedir”. Sokrates haklı olanı üstün tutarken karşısındaki gurup ise şaşılacak derecede Kuvvetli olanı üstün tutuyor ve bunun için ciddi argüman geliştiriyorlar. Mesela bir çoban ve sürüyü ele alalım, çoban kuvvettli olduğu için sürüye hakimiyet kuruyor ve onun hakkıdır ki istediğini kesip yiyebilir, istediğini cezalandırabilir. Eğer çoban bu kuvvete doğuştan sahip olmasaydı buna hakkı olmazdı dolayısıyla yaratılıştan gelen kuvvet onu üstün kılan bir özelliktir ki, dilediğini yapma hakkını elinde bulunduruyor. (Bu saçma argümanı o kadarda gülünç bulmayın lütfen, dünyada birçok devlet bu argümanla yönetiliyor ve sömürülerine devam ediyor) Sonra konu ideal devlet üzerine yoğunlaşıyor ve ideal devlet için neler olmalı ne yapılmalı konuşuluyor. Bekçi diye tarif ettikleri güvenlik güçleriyle devlette düzeni tesis ediyorlar, bu devlette her şey komin bir şekilde ortak, kadınlar herkesin , çocuklar herkesin, ancak bekçiler üstün haklara sahipler ki onlar diledikleri kadından çocuk sahibi olabilirler zira onların kumaşı altındandır. Kitabı okudukça bugün ki batı zihin alt yapısını anlayabiliyorsunuz. Sperm bankaları, ailenin değersizleştirilmesi, insanların sadece birey olarak var olması gerektiği, hatta bu yapıda hasta ve yaşlılara üretimde katkıları olmadığı için yer olmaması, batının ideal devlet düşüncesiyle sokratın ideal devlet düşüncesi örtüşüyor. Sokrat ve ekibi tartışırken kelimeleri mutlaklaştırıyorlar ve kelimeyi hep aynı etkisiyle kabul ediyorlar. Halbuki bizim kendi medeniyetimizden öğrendiğimize göre kelimeler fertten cemaate geçtikçe, makamlar değiştikçe başkalaşır. Örneklendirecek olursak, cömert kelimesi Sokrat tarafından sonsuz güzel bir kelimedir, ama bizde güzel kabul edilmesine karşın bir emanetçinin gözetimindeki maldan cömertlik yapması uygun görülemez. Veya affetmek kelimesi güzel bir kelimedir ancak zalimin affedilmesi mazluma zulümdür. Kitapta arayıp da bulamadığım en önemli husus da birçok konu dibine kadar tartışılırken yüzlerce Tanrının tartışmalara konu olmaması çok büyük eksikliktir. Konuşmalardan anladığımız kadarıyla yaratılış kabul edilmekte, Yaratıcı kabul edilmekte ancak, birçok Tanrı konular içinde bahsi geçmesine rağmen tartışılmamaktadır. Sokrat gibi bir dehadan beklerdim ki Tanrıların hakim güç olarak -nasıl birbirlerine hükmedemiyorlar, -onların sınırlarını belirleyen nedir yada -bu Tanrıcık saçmalığı nasıl yerleşmiş kültürlerine, bunlara hiç değinmemiş.
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,9bin okunma
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.