"Seven sevdiğini bir sevgili, bir canan sanırsa yanılır; oysa bilmelidir ki sevilen sevenin cananı değil bizzat canıdır." Şimdi Türkçe öğretmeni gibi sormak istiyorum; bu cümleden ne anladınız? İlk bakışta kelime kalabalığı gibi görünüyor. Ama #iskenderpala 'yı bilen asla böyle düşünmez. Derinlik vardır o cümlede. Bu arada bu kitap benim tanışma kitabım. Sevgili Niloşun hediyesitanıştırdı bizi. Üste yazdığıma istinaden bir kitabını okumuş olsam da asla kelime kalabalığı düşünemem. Tabi yeni nesil kelime kirliliklerini okuya okuya küf bağladık. #türkedebiyatı 'nın tadı eskilerde kaldı sandık. "Aşk, göz ile kalp arasında bir maceranın tanımıdır ki Evveli yalnızca bir bakıştır; gerisi vesairedir... O ilk bakıştan sonra aşık durmadan sevgili seyretme, ona bakma arzusu duyar. Çünkü göz, ruha açılan büyük bir penceredir." Hiç böyle düşündünüz mü? Gözüm tutmadı, deriz bazen. Neye istinaden böyle diyoruz? Ya da gözlerinden belli mutluluğu, yalanı, üzüntüsü deriz. Haklı değil mi? "Kelimeler, basit anlamları altında ne derece derin fikirler, duygular, Hayaller barındırırsa o ölçüde şiire yaklaşmış, şiir olmuş demektir." Evet, o yüzden yeni nesil şairlerin dilinden hiç anlamıyorum. Bu alıntıları neden seçtim biliyor musunuz? Kitap aslında ilahi aşkı anlatıyor. Ama sadece aşk olarak değil, ilahi aşkı anlatan ve anlatma yönü olan alabildiğince her şeyi anlatıyor. Gözler, kalp, şiirler, beyitler, sözler, hikayeler... Edebi başarılarıyla dünyada isim yapmış, Türk Edebiyatı'nı yüceltmiş ve bir markaya dönüşmüş İskender Pala'yı eleştirmek ne haddimize. Önümüzü ilikleriz efenim ve naçizane açıklamaya çalışırız söylevlerini. Çok beğendim kalbimi bıraktım Dehşet ve ibretle tavsiye ederim

Aşka Dairİskender Pala · Kapı Yayınları · 20202,530 okunma

·

71 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gülcan Bülbül