Gönderi

341 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Aslolan istikrardır.
Uzun zamandır kendime rutin oluşturmak istiyorum ama şu an kendimi hala bundan uzakta hissediyorum. Bazı şeyleri her gün yapmak, alışkanlığa çevirmek istiyorum o yüzden bu kitabı gördüğümde çok ilgimi çekti. Rutinlerle alakalı başka birçok kitap araştırdım, onları da okuyacağım. Bu kitabın içinde gerçekten yardım ettiğini düşündüğüm bakış açıları ve teknikler var. Bakalım bundan sonra nasıl olacak? Temel olarak her şey şöyle: İyi alışkanlıklar için- Görünür kıl, Cazip kıl, Kolaylaştır, Tatmin edici kıl Kötü alışkanlıklar için- Görünmez kıl, İtici kıl, Zorlaştır, Tatmin edici olmaktan çıkar. Bunlar dışında iki dakika kuralı, küçük karar anları, zinciri koparmamak, ortam tasarımı, küçük hileler, ritüeller, ilerlemeleri kaydetmek, alışkanlık takibi.. Aslında kitap boyunca yazarın yapmaya çalıştığı en önemli şeylerden biri de kelimelerimizi ve cümlelerimizi değiştirmek. Çünkü beynimize karşı net olmamız gerek, beynimiz mizahtan, imadan, olumsuz cümlelerden anlamıyor ve hoşlanmıyor. İsteği ve hedefi net bir şekilde cümleye koymak gerek. Beynine ‘pembe fili düşünme’ dediğinde pembe fili düşünüyor. O yüzden kendinizi nasıl şartladığınız ve beyninize nasıl komut verdiğiniz gerçekten çok önemli. Kitapta da buna çok fazla örnek vermiş. Kendinize ‘Koşuya çıkmam gerek’ yerine ‘dayanıklılık ve hızlanma zamanı’ deyin demiş mesela. Egzersiz yapmalıyım değil ‘ben egzersiz yapan ve egzersizlerini kaçırmayan bir insanım.’ Syf 36 daki sigara örneği de çok güzel, ‘sigarayı bırakmaya çalışıyorum değil, ben sigara içmem’ demek. Bir insanın kelimeleri ve cümleleri nasıl kullandığından, onun hakkında bazı analizler yapılabilir. S-38 ‘Hedef bir kitap okumak değil, okuyan birine dönüşmek. Hedef bir maraton değil, koşucuya dönüşmek..’ S-22 Bilgi birleşmesi. ‘Bilgi böyle işler, bileşik faiz gibi birikir.’ -Warren Buffet. s 22 deki tabloyu gerçekten çok beğendim. bütün her şey bileşik faiz gibi katlanıyor. Buna bir örnek felsefe öğrenmek olabilir. İnsanlar genelde önyargılı ve okuduklarında anlamadıklarını söylüyorlar, bu yüzden de okumuyorlar. Oysa hangi kitapla ve neyle başladığının pek bir önemi yok. Yıllar içinde okudukça anlıyorsun ve ne kadar okursan o kadar çok anlıyorsun. Bu çok basit bir kural, sen kendini bilmiyor gibi hissetsende şu an okuyup anladığın bir kitabı 3 sene önce okuduğunda belki de anlamayacaktın. Bu 3 sene içinde okudukların sen farketmesende farkındalığını ve anlama kapasiteni arttırdı. Bilginin bileşik faizi deyince ben bunu anlıyorum. S-27 ‘Skor kendi kendini halleder.’ S-75 ’Bir alışkanlığı ne zaman ve nerede gerçekleştirecekleri konusunda detaylı plan yapan insanların o işi tamamlamaları çok daha olasıdır.’ Uygulamaya koymaya niyetlenmek demiş buna kitapta. 1- zaman ve yeri tayin etmek 2- planı sesli dile getirmek. Bunu uygulamaya çalışıyorum bence etkili. Mesela gece yatmadan önce yarın yapmak istediğim bir şey varsa bunu dile getiriyorum. ‘Yarın sabah kalkar kalkmaz evde yoga yapacağım’ veya ‘yarın mutlaka en az 1 saat kitap okuyacağım’ diyorum. En azından kendimi söyledikten sonra daha kararlı hissediyorum. ‘Daha sağlıklı besleneceğim veya daha fazla yazacağım diyoruz ama bunların ne zaman ve nerede olacağını söylemiyoruz. Pek çok insan motivasyon sıkıntısı çektiğini sanır oysa aslında netlik sıkıntısı çekmektedir.’ Çok doğru. Beynimiz netlikten hoşlanıyor kesinlikle, böyle şeyler belli belirsiz ve bulanık. Beynine net bir şey söylersen onu biraz da komut gibi algılıyor,kendini ona hazırlıyor ve yapma ihtimali artıyor bence. Beynine karşı net ol. -S-88 ’İnsanlar genellikle ürünleri, oldukları şey yüzünden değil, oldukları yer yüzünden seçerler.’ Çok güzel bir tespit. Burada bir kafeteryada yapılan deneyi de anlatıyor. Daha görünür yerlere daha çok su şişesi koyuyorlar ve şişe su satışı yüzde 25 kadar artıyor. ‘Ortam insan davranışlarını biçimlendiren görünmez eldir’ demiş. Nice. ‘Birazcık disiplinin bütün sorunlarımızı çözeceği fikri kültürümüze derinlemesine işlemiştir. ‘ evet bütün suçlu biziz, kendimizi kontrol edemiyoruz diye düşünüyoruz hep. S-101 ‘Zihne kodlanmış bir alışkanlık alakalı durumun ortaya çıktığı her an kullanıma hazırdır.’ Bu cümle ve burada anlattığı ufak hikaye beni çok etkiledi, hiç unutmuyorum. Çünkü Rana ile sigara içme muhabbetimizde aynı şekilde. Bir adam genellikle arkadaşıyla her ata bindiğinde sigara içiyormuş. Sonra ata binmeyi de sigara içmeyi de bırakmış. Yıllar sonra tekrar ata bindiğinde canı uzun zaman sonra ilk kez sigara çekmiş. Rana ile de bunu o şekilde kodlamışız, mesela ayrıyken veya başka zaman canımız çekmiyor ama oturup muhabbet ediyorsak ikimizde çay sigara istiyoruz, kafamızda onu sürekli yaşadığımız keyifli muhabbetle kodlamışız. Bunu bırakmak zor olacak gerçekten. S-103 ‘olumsuz bir ortamda olumlu alışkanlıklara tutarlı bir şekilde bağlı kalabilen kimseyi görmedim.’ İşyerinde dışarı çıktıkça daha çok sigara içmeye başladım. Önemli olan işarete maruz kalma oranını azaltmaktır. Görünmez kıl. Markete gitmeyip uygulamadan sipariş verdiğim için fark etmeden birçok zararlı şeyi almadığımı gördüm. Tüketmememin sebebi onları görmemem, abur cubur hayatımdan çıkmış oldu, artık yemiyorum, çok nadir. Çünkü aklıma gelmiyor, çikolatayı gördüğümde canım çekiyor görmediğimde çekmiyor. Bu bazı insanlar için böyle olmayabilir ama benim için öyle. S-129 Daha iyi alışkanlıklar inşa etmek için yapabileceğiniz en etkili şeylerden biri, arzulanan davranışın normal davranış olduğu bir kültüre katılmaktır, etrafınızı sizde olmasını istediğiniz alışkanlıklara sahip insanlarla çevreleyin, birlikte yükselirsiniz demiş. Acayip hoşuma gitti, çünkü şu anki temel hedefim bu. Etrafımı kaliteli insanlarla donatmak. Ama nasıl? Ha deyince olmuyor, kolay değil ki. Üzerine gerçekten çabalamak gerek, ayrıca şansın da yanınızda olması gerek. Büyüdükçe farkettim ki insanların çok büyük bir kısmının farkındalığı, bilgi seviyesi ve analiz kabiliyeti düşük, dünyanın hangi ülkesinde olursanız olun. Bu yüzden bir süre karamsarlığa kapıldım açıkçası. Çünkü çoğunluk böyle olduğu için onların birbirlerini bulmaları ve anlaşmaları o kadar zor olmuyor. Ama benim için beni anlayan bir insan bulmak hep zor oldu. Sonra, az da olsa akıllı ve harika insanlar olduğuna ve onları bulmak istediğime odaklandım. Umarım hayalimdeki çevreye ulaşırım birgün. Sizi geliştiren ve sizin de onları geliştirdiğiniz, hayatı beraber anlamlandırmaya ve yaşamaya çalıştığınız ilişkiler. İnsanın obez olma ihtimalinin, obez bir arkadaşı olması halinde %57 artması çarpıcı bir gerçek,etkilendim :D S-131 Sosyal Normlara Uymak bölümünde anlattığı Solomon Asch’ın deneyine bayıldım. Çizgilerin boyunun farklı olmasına rağmen kendi gözlerine inanmak yerine fikir değiştirip kalabalığa uymaları.. Ben ne yapardım acaba diye düşündüm gerçekten. S-154 ‘Yazmak istediğim makaleler için yirmi fikir sıralıyorsam bu harekettir, gerçekten oturup makale yazmamsa eylemdir.’ Buraları okuyunca biraz üzüldüm çünkü devamlı hareket halindeyim ve eyleme geçtiğim çok nadir. Sosyal medyaya 'zihinsel şeker' demesi çok hoşuma gitti. Telefon bağımlılığı konusunda ben de sıkıntı yaşıyorum açıkçası. Kitaptaki gibi farklı odaya çekmeceye filan koyuyorum, görmeyince ve yanımda olmayınca çok daha az kullanıyorum. Ne olacak bu işin hali bilmiyorum, küçük çocuklara üzülüyorum, bu nesil büyüdüğünde dikkat eksikliği had safhaya ulaşacak gibi görünüyor. Bunun sonuçlarını da hep birlikte göreceğiz. S-202 ‘Beynin yaşıyla mukayese edildiğinde modern toplum çok yeni kalmaktadır. Son yüzyıl içinde arabanın, uçağın televizyonun, kişisel bilgisayarların, internetin, akıllı telefonların ve Beyonce’nin yükselişine tanık olduk. Dünya son yıllarda çok değişirken insan doğasında büyük bir değişiklik olmadı.’ yazıyor. Bir anda çok major değişikliklere maruz kaldık, sistemlerin, ilişkilerin her şeyin dinamiği değişiyor. Burada bahsetmek istediğim bir şey var, ben yurtdışına çıktığımda ilk gün başım dönüyor resmen. Aynı şey kendi şehrime geri döndüğümde de oluyor. Beynim bu ani değişime hemen ayak uyduramıyor sanki. Bu başka kimseye oluyor mu bilmiyorum ama çok yakın bir arkadaşım da aynı şeyi yaşadığını söylemişti ve demişti ki ‘insanlık tarihinde hiçbir zaman bu kadar hızlı yer değiştirmedik, bu hep zaman alırdı günler, aylar.. Ama şimdi birkaç saat içinde hop başka bir yerdesin ve bu olalı daha 100 yıl bile olmadı. Sanki beynimiz buna alışamamış gibi.’ Her ne kadar bu dünyaya doğmuş olsakta, uçağa küçükken binsekte, bazı şeylerin çok hızlı olmasına henüz adapte olamamışız gibi geliyor. S-204 Burada altta yazan küçük açıklama beni çok etkiledi. Beynimiz neden küçük şeyleri abartıp asıl önemli olan şeyleri küçümsüyor? ‘Beyin yakın bir tehdit gibi görünen ama aslında gerçekleşme ihtimali neredeyse sıfır olan her şeyin tehlikesini abartarak tahmin eder; azıcık türbülansta uçağın düşmesi, siz evde yalnızken eve hırsız girmesi, bindiğiniz otobüsün bir terörist tarafından havaya uçurulması gibi. Öte yandan uzak gibi görünen ama çok olası olan şeyleri de hafife alır: sağlıksız besinler tüketmekten biriken yağ, masa başında oturmaktan kademeli olarak eriyen kaslarınız gibi.’ S-205 ’Hemen hemen her alanda başarı, geç gelecek bir ödül uğruna yakın zamandaki ödülü yok saymayı gerektiriyor.’ sooo true :( Bitmek bilmeyen sınav sürecimde kendime defalarca, defalarca ve defalarca tekrarladığım şey bu oldu. S-243 ’Kaynayan su bir patatesi yumuşatırken bir yumurtayı sertleştirir.’ Patates misin yumurta mısın önce kendini bilmen gerek ve olduğun şeyi değiştiremezsin. Sonra da ne olmak istediğini bilmen gerek ve nasılını. Başkasında işe yarayan şeyler sende işe yaramayabilir. S-252 ‘Başarının karşısındaki en büyük tehdit başarısızlık değil, sıkıntıdır. İnsanlar amaçları uğruna çabalamak için ‘heyecan duymaktan’ bahsederler. Konu ister iş ister spor ister sanat olsun, insanların ‘Her şey tutkuya dayanıyor’ dediğini duyarsınız. Ancak başarılı insanlar da diğer herkes gibi motivasyon eksikliği yaşıyor. Fark, başarılı insanların sıkıntı duygusuna rağmen yola devam etmenin bir yolunu bulmalarıydı.’ Yine etkileyici bir paragraf. Sürekli bazı insanların işini tutkuyla yaptığını ve sanki hiç zorluk çekmiyorlar hiç işlerini yapmaktan sıkılmıyorlarmış gibi düşünüyoruz. Oysa insan sıkılgan bir varlıktır, önemli olan gerçekten o sıkıntıyla baş edebilmek. Kendime de bunu sıkça hatırlatmalıyım.
Atomik Alışkanlıklar
Atomik AlışkanlıklarJames Clear · Pegasus Yayınları · 202210.7k okunma
·
326 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.