Gönderi

708 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
UYGARLIĞIN KÖKENİ OLARAK "İLYADA"
Söyleyin Musalar! İnsanı cümle mahlukattan ayıran ‘söz’’ün kaynağını söyleyin Hani evvel zaman içinde bir kadın vardı ya Mezopotamya bölgesinde Tohumu toprakla buluşturup başağa dönüştürmeyi öğretmişti ona ataları Hükmü geçiyordu toprağa, işliyordu onu Ama tohuma can veren yağmurun hikmetine sır erdiremiyordu aklı Sonra bir anda almıştı esinini Helicon'un tanrıçalarından. Aydınlanmıştı zihni Düşünmüştü ilk defa, daha once hiç olmamış biçimde Anlamak istemişti görünenin arkasındaki gizi Anlamlanacaktı böylece hayatı Tutunacaktı yaşama, daha sıkı Bir daha hiç kapanmayacak bir yol açmıştı insanlığa. ‘’Demekki’’ demişti; '‘yukarıda, yeryüzünde görünenden, duyulandan daha kudretli bir şey var'’ , ''tohumun toprağa ekilmesi insan eliyle olabiliyor ama ne zaman yağmur yağacağına doğa tanrısı karar veriyor' Işte öyle başlamışdı ‘söz’ söz olmaya, ‘insan’da insan Ve artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı yeryüzünde Çünkü ‘o söz’ durmamıştı yerinde, çıkmıştı bitip tükenmez bir yolculuğa Dilden dile söylenir olmuştu değişerek ‘’Mitos’’ demiştiler ona çok sonra, bilinenin ötesini açıklayan her söze. İlk adını almıştı ‘söz’ böylece O kadar yayılmıştı ki bu söylenceler Artık yetmez olmuştu sadece bilmek Ruha işleyen bir hale bürünmesi gerekmişti Ve Sümer diyarından adı bilinmez bir ozan ilk tohumu ekmişti Coşkusunu eklemişti mitosun içine Kafiyelerle süslemişti Kral Gılgameş'in hikayesini Yeni bir yola girmişti 'söz' Cümlelere güzellik veren ozanın yeteneğince...... "Mitos", "epos" olmuştu böylece Geçmeden İlyada'nın hikayesine 'Söz'ün son adını da anlatmak gerek herkese Estetik de yetmedi ben_i âdem'e Gerçeğin peşine düştü 'söz', bu sefer de Olimpos zırvaları bir tarafa bırakıldı Sorgulama ve eleştri çağı başladı Görüneni vareden maddenin aslı arandı 'Doğada olan, ancak doğanın yasasıyla açıklanır ' dedi Thales, bilimin babası. Gördü o Suyun donduğunda buza, kaynadığında buhara dönüştüğünü Görünenin arkasındaki esasın su olduğunu düşündü 'Söz' de son hâli 'logos'a büründü ........................................................ Bu büyük çoğunluğu uyduruk hikaye tabiki dilin oluşumunu açıklamaktan uzak. Ama şüphesiz, iki ayağıyla yürümeye başladığından beri diğer maymun kuzenlerinden ayrılıp kuantum fiziğiyle evrenin yasalarını açıklayacak düzeye ulaşan insan; bu ilerlemeyi bir çok yeteneğiyle birlikte bence en temelde dile borçlu. Hatta bazı uzmanlara göre düşüncenin hatta aklın sınırları da dilde saklı. Sözcüklere dökemeyeceğimiz, açıklayamayacağımız, ifade edemeyeceğimiz bir şeyin düşünülemez olduğunu iddia ediyor bu uzmanlar. Tabiki bunun istisnaları da var. Örneğin Enstein bir sinestetti, yani kelimelerle değil sesle düşünüyordu daha çok. Ama dili harflerden ibaret görmek de doğru değil. Mesela evrenin yasalarını (bilimi) çözmemiz için matematiği (matematik bilim değildir.Dildir.) keşfetmemiz yani sayılarla düşünmemiz gerekiyordu. Ya da müziği ele alalım. Sesin melodiye dönüşmesini sağlayan bir dili (Nota) var müziğin. Hemde matematik gibi evrensel bir dil. Yahu bütün bunların İlyada ile ne alakası var demeyin."Üç bin yılın hesabını göremeyen karanlıkta yolunu bulamaz, günü gününe yaşar ancak." Demiş ya Goethe. Gelin üç bin yılın hesabını, Homeros'un ışığıyla görelim. Bunu da önce bir takvim inşa ederek yapalım. Miladı İlyada olsun. İLYADA'DAN ÖNCE Homerosun anlattıkları kendine ait değildi. Mitlere ve efsanelere dayanıyordu cümleleri. Mitler insanın evreni ve kendini anlamada yetersiz kaldığında bu durumla başa çıkmak için kurguladığı(uydurduğu) imgelerdir. Ama o kadar etkilidir ki hayalinde canlandıran kişi kolaylıkla başkalarını da ikna eder anlattıklarıyla. Sonra yayılır, yayılır; yayıldıkça çeşitlenir hatta insan beyni geliştikçe mitler de görece mantığa bürünür. Böylece milyonlarca mit önce dönemin paradigmasına göre ayıklanır. Sonra tasnif edilir. Ve hooop din oluverir. Kabul edelim ki insanın neye, nasıl inandığı bugünü vareden herşeyin başlangıcıdır. Bunu da bize ilk gösteren kaynaklardan(yazılı) biri İlyada'dır. İLYADA İLE BİRLİKTE Öyle bir kitap ki içindeki bilgilerin hemen hemen tamamı, yazıldığı (ya da söylendiği) tarih; hatta yazarı bile efsanevi.... Çanakkeleye gidip Truva Atını ziyeret edenlere de kötü bir haberim var. Destanda bahsedilen Troya kentinin yeri hala kesin olarak belli değil(tabi öyle bir yer varsa eğer). Peki bu kadar belirsizliğin içinde önemli olan ne? Şimdi ona bakalım. """""Söyle, tanrıça, Peleusoğlu Akhilleus’un öfkesini söyle. Acı üstüne acıyı Akhalara o kahreden öfke getirdi, ulu canlarını Hades’e attı nice yiğitlerin, gövdelerini yem yaptı kurda kuşa. Buyruğu yerine geliyordu Zeus’un, ilk açıldığı günden beri araları erlerin başbuğu Atreusoğluyla tanrısal Akhilleus’un."""""""" Böyle başlar Homeros'un destanı. İlyada ile efsanelerin içeriğiyle birlikte söyleniş şekli(biçimi) de önem kazanmaya başlar. Yani dilin içine estetik zehir bulaşır. Bu da edebiyatın habercisidir. Edebiyat sadece bir sanat türü diye nitelenecek bir kavram değildir. Ne diyor Yunus EMRE, "Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı." Söz sanatı çok etkilidir.Şimdi anlatmaya sayfalar yetmez. Ama hatırlayalım. Hitler zekasından çok hitabıyla etkiledi insanları. İLYADA'DAN SONRA Evet, insanoğlu anlam arayışını mitler uydurarak ya da onlara estetik zenginlik katarak sonlandırmadı tabiki. Zamanla sorgulamaya başladı mitleri ve efsaneleri. Sorgulama felsefeyi varetti, felsefe de bilimi... Yani Homeros olmasaydı Thales de olmayacaktı. Thales olmasaydı da Einstein olmayacaktı. Bu incelemeyi Azra ERHAT'ın Mitoloji Sözlüğü'nün önsözünde geçen aşağıdaki alıntıdan esinlenerek yazdım: "İlkin Söz vardı, der Kitap. Bunu Platon duysa, söz mü, hangi söz, diye sorar Çünkü eski Yunan dilinde söz kavramını vermek için bir değil, üç sözcük vardır: Biri "mythos", öbürü "epos", üçüncüsü "logos". Mythos söylenen veya duyulan sözdür, masal, öykü, efsane anlamına gelir. Ama mythos'a pek güven olmaz, çünkü insanlar gördüklerini, duyduklarını anlatırken birçok yalanlarla süslerler. Bu yüzdendir ki Herodot gibi bir tarihçi mythos'a tarih değeri olmayan güvenilmez söylenti der, Platon gibi bir filozof da mythos'u gerçeklerle ilişkisiz, uydurma, bos ve gülünç bir masal diye tanımlar. Epos daha değişik bir anlam taşır: Belli bir düzen ve ölçüye göre söylenen, okunan sözdür, epos insana tanrı armağanıdır, güzelim süslü sözleri bir araya getirerek büyüler dinleyicilerini bir ozan. Ozanın sözünü tanımlayan epos böylece şiir, destan, ezgi anlamına gelmiş ve o gün bugün epik ve epope dive Batılı dillerin hepsinde yerini almıştır. Mythos 'la epos arasında ilkinden bir yakınlık vardır, mythos söylenen sözün, anlatılan öykünün içeriği ise, epos da onun doğal olarak aldığı ölçülü, süslü ve dengeli biçimidir. Epos ne kadar güzelse, mythos o kadar etkili olur, epos la mythos'un bu başarılı evlenmesidir ki, ilkçağdan kalma efsanelerin ürün vere vere günümüze dek yaşamasını ve mythos kavramının çağlar ve uluslararası bir nitelik kazanarak ölmezliğe kavuşmasını sağlamıştır. Ama bir de logos vardı. Onun sözcüğünü başta Herakleitos olmak üzere İonya düşünürleri eski deyimiyle "physiologoi", yani doğa bilginleri yapmıştır. Onlara göre logos gerçeğin insan sözüyle dile gelmesidir. Logos bir yasal düzeni yansıtır, insanın bedeninde ve ruhunda bir logos bulunduğu gibi, evrenin ve doğanın da logos'u vardır. Logos insanda düşünce, doğada kanundur, her yerde ve her şeyde vardır, ortaklaşa ve tanrısaldır. Logos'u bulmak, sırlarını göz önüne sermek, insan sözüyle dile getirmek düşünürün asıl ödevidir. Logos kavramıyla açılan bu çığır dosdoğru bilime varmış, öyle ki logos-logia bugün herhangi bir araştırma dalında bilgini ve bilimi dile getirmek için kullanılan birer ek olmuştur." ........................................................................ İlyada ile birlikte Mitos, Epos ve Logosun (sözün üç halinin); insanlık tarihinde ne derece etkili olduğunu anlatmaya çalıştım. İLYADA NASIL OKUNUR? Eserin içeriğinden ya da mitolojiden bahseden binlerce içerik mevcut. Az bir Mitoloji bilgisine ve Azra ERHAT'ın muhteşem çevirisine sahipseniz, okurluk düzeyiniz ne olursa olsun rahatça üstesinden gelirsiniz.
İlyada
İlyadaHomeros · Türkiye İş Bankası Yayınları · 20147,4bin okunma
·
312 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.