Gönderi

“İyilik eden, iyilik bulur”. Geceye bir hikaye bırakalım.
Bir zamanlar Hindistan'da, denize bakan muhteşem bir kalede kötü kalpli bir dev yaşarmış. Dev, savaşlara katılmak için uzun yıllar evinden uzak kaldığından, yakındaki köyün çocukları devin güzel bahçesine girip büyük bir keyifle oyunlar oynarmış. Bir gün, dev evine dönmüş ve küçük çocukların hepsini bahçesinden atmış. Tiksinti ile meşe ağacından yapılmış devasa kapıyı çarparak 'Bir daha buraya gelmeyin!' diye bağırmış. Sonra çocukları uzak tutmak için bahçenin etrafında muazzam bir mermer duvar yaptırmış. Kış Hindistan Yarımadasının kuzey kısımlarının aşina olduğu gibi şiddetli soğuklarla gelmiş ve dev sıcak günlerin geri gelmesini dilemiş. İlkbahar devin kalesinin altındaki köye geri gelmiş, ama kışın buzlu pençeleri devin bahçesini terk etmemekte direniyormuş. Sonra bir gün, dev penceresinden ilkbaharın güzel kokularını ve güneşin sıcaklığını duymuş. 'Sonunda bahar geldi' diyerek bahçesine koşmuş. Ama karşısında beliren görüntü için hazırlıksızmış. Köyün çocukları kale duvarına tırmanmayı bir şekilde başarmış, bahçede oyun oynuyorlarmış. Bahçenin karlar altında çorak bir yerden güller, nergisler ve orkideler İle dolu yeşillik bir yere dönüşmesinin nedeni bu çocukların varlığıymış. Biri dışında tüm çocuklar kahkahalar ile gülüyor ve kıkırdıyormuş. Gözünün kenarından baktığında dev diğer tüm çocuklardan daha ufak tefek bu çocuğu fark etmiş. Çocuğun gözlerinden yaşlar akıyormuş, çünkü bahçenin duvarına tırmanma gücünden yoksunmuş. Dev bu çocuk için üzülmüş ve yaşamında ilk kez kötü olmaktan pişmanlık duymuş. 'Bu çocuğa yardım edeceğim' diyerek ona doğru koşmuş. Diğer tüm çocuklar devin onlara doğru koştuğunu görünce can havliyle bahçeden dışarı kaçmışlar. Fakat ufak tefek oğlan yerinde durmuş. Kekeleyerek 'Devi öldüreceğim. Oyun alanımızı savunacağım' demiş. Dev çocuğa yaklaştığında kollarını iki yana açarak 'Ben senin dostunum' demiş. 'Sana duvarın ötesine geçip bahçeye girmene yardım etmek için geldim. Bu, artık senin bahçen olacak. ' O anda çocukların kahramanı olan minik oğlan mutlulukla dolmuş ve 'Bu benim uğurlu kolyem. Onu sana vermek istiyorum' diyerek her zaman taktığı altın kolyesini deve vermiş. O günden sonra çocuklar muhteşem bahçesinde devle oynamışlar. Ama devin en çok sevdiği cesur küçük oğlan hiçbir zaman geri gelmemiş. Zaman geçtikçe dev hastalanmış, güçten düşmüş. Çocuklar bahçede oynamaya devam etmişler, ama devin artık onlara eşlik edecek gücü yokmuş. Bu sakin günlerde devin en fazla düşündüğü o küçük oğlan çocuğuymuş. Bir gün, şiddetli kış ayazının ortasında dev pencereden dışarı bakarken gerçek bir mucize görmüş; bahçesinin büyük kısmı karlarla kaplı olmasına rağmen, bahçenin ortasında büyüleyici renklerde çiçeklerle kaplı muhteşem bir gül bahçesi varmış. Güllerin yanında, tatlı tatlı gülümseyerek devin sevdiği minik oğlan duruyormuş. Dev mutlulukla dans ederek çocuğu kucaklamak İçin dışarıya koşmuş. 'Bu kadar yıl nerelerdeydin, benim küçük dostum? Seni tüm kalbimle özledim' demiş. Çocuk düşünceli bir şekilde 'Uzun yıllar önce sihirli bahçene girmem için beni duvarın ötesine taşımıştın. Şimdi de ben seni kendi bahçeme götürüyorum' diye yanıtlamış. O günün ilerleyen saatlerinde çocuklar devi ziyaret etmeye geldiklerinde yerde onun cansız bedeniyle karşılaşmışlar. Başından ayak ucuna kadar vücudu binlerce güzel gülle kaplıymış.
Sayfa 287Kitabı okudu
··
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.