Fallen Gods üçlemesinin ilk kitabı Tanrıkatili’nin yorumuyla geldim Bir gecede yiyip bitirdiğim çok güzel bir fantastik maceraydı Büyüleyici bir ilk kitaptı, evrenden tutun da ilgi çekici karakterlerine, çıktıkları yolculuğa, nedenlerine, başlarına gelenlere ve sonunda yaşananlara kadar her şey çok güzel kurgulanmıştı. Okurken kafamda canlı bir görsel şölen vardı ki bunda kitabın kapak resimleri ve haritası da aşırı yardımcı oldu Ben inanılmaz keyif aldım ve türü severlerin de çok keyif alacağını düşünüyorum . Hikayeminiz kahramanları; bir tanrı, bir tanrıkatili, bir çocuk ve eski bir şövalye kumandanı. Bir noktada bir araya gelen bu grubun varcakları ortak noktaya kadar sürelenen macera ve sonlarına doğru yaşanan ufak bir romantizm ile birlikte heyecanlı bir final yapıyor. Sonu oldukça tatmin edici ama devamı da merak uyandırıyor. Konu başlıkları ve kapak size çocuksu gelmesin çünkü öyleymiş gibi durabilir fakat asla öyle değil. İyi yazılmış sürükleyici bir fantezi okumak istiyorsanız mutlaka bir şans verin derim . Konudan bahsedeyim. Aslında kitabımız geçmişte yaşanan çok üzücü bir olayla başlıyor. Kissen’in ailesi ateş tanrısı tarafından yakılıyor ve Kissen’in babası, deniz tanrısına kendi canı karşılığında onun hayatını kurtarmasını kurtarmasını istiyor ve kızımız Kissen, o gün sadece ailesini değil tek bacağını da kaybediyor. O artık bir tanrıkatilidir hem de en güçlü ve en korkulanından. Bir gün bulunduğu başka bir köyde küçük bir kız kendisinden yardım istiyor. Kızımız Inara, beş yıl önce ortaya çıkan beyaz yalanlar tanrısı Skedi’ye bağlanmıştır. . Küçük bir tavşan boyutunda, boynuzlu ve kanatlı bu küçük tanrı ile ayrılamıyorlar aksi takdirde ikisi de acı çekiyor fakat Skedi beş yıl öncesini ve nerden geldiğini, mabedini asla hatırlamayamadığı gibi özgür kalmak istiyor. Inara’da onu serbest bırakmak için Kissen’dan yardım istiyor. Bir krallatili olan Kissen bunu reddediyor fakat o gün kızın yaşadığı çok acı bir olay sonrası onu terk edemeyip yardım edeceğine söz veriyor. Fakat bunun için eski tanrılardan yardım almalılardır ve onları bulabilecekleri tek yerde yıllar önce Tanrılar Savaşı’nda yok edilen ölü şehir Blenraden’dır. . Diğer taraftan, şu an fırıncılık yapan fakat eskiden kralın şövalye kumandanı olan Elogast, eski arkadaşı ve şimdinin yeni kralı Arren tarafından ziyaret edilir. Onun için her şeyi göze alabilecek olan Elo, bir sebeple Arren’ın hayatı için Blenraden’a gitmesi ve eski tanrıları bulması gerekir. Böylelikle yolları kesişen bu dörtlü başlangıçta bir birlerine hiç güvenmiyorlardır, üstelik sakladıkları sırlar da vardır, ayrıca yalanlar tanrısı sayesinde bir kaç sınamadan da geçmişlerdir. Öte yandan içlerinden biri yüzünden iblisleri de üzerine çektikleri gibi yolculukları tehlikeli bir boyuta ulaşmıştır ama hiçbiri Blenraden’da onları bekleyen korkutucu gerçekler ve tanrılar gibi değildir. Peki bundan sonra neler yaşandı dersiniz? Çok çok daha fazlası ile birlikte okuyup öğreniyoruz

TanrıkatiliHannah Kaner · Olimpos Yayınları · 202392 okunma

·

146 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elif Özkan