Çetin Altan, bu kitabında dört yıllık milletvekili anılarını, mecliste yaptığı konuşmaları ve karşılaştığı zorlukları anlatıyor. 1961 Anayasasının yürürlüğe gelmesiyle daha özgürlükçü haklar ve bu hakların korunması hukuk tarafından korunduğu garanti edilmektedir. Bu yolla sosyalistler ilk defa mecliste kendilerine yer bulabilmiştir, ancak azınlık içinde bulunmaları ve yaptıkları her konuşmada AP'li milletvekilleri tarafından komünistlik ve vatan hainliği ile suçlanmışlardır. Çetin Altan belki de dönemin en çetin muhalefet yapan milletvekillerinden biri olarak kayda geçer, nitekim kendisi bu muhalifliğinden dolayı milletvekilliği dokunulmazlığı alınmaya kadar gider. Diğer azınlıktaki muhalif partileri aksine, Çetin Altan ve arkadaşları dönemin şartları nedeniyle kendilerine karşı daha sert tepkilerle karşılaşırlar. Bunlar sözlü tacizden şiddete kadar bir çok şekil alır. Sol bir partinin mecliste olmanın faydalarını anlatmaya çalışan Çetin Altan önemli konulara parmak basar. Misal, CHP kendisini artık ortanın solu olarak tanımlamaya başlamıştır, ancak mecliste tam bir sol partinin eksikliğinde insanların solun ne olduğunu anlatmak gerekmektedir. Solun eksikliğinde ortanın solunu bulamazsınız. Aynı dönemlerde, İsveç'te, Almanya'da, Fransa'da sol parti hükümetlerinin başta olmasının, komünistlik olmadığını dört yıl boyunca dile getirir. O zamanlarda sosyal adalet ve eşitlik için verilen mücadeleler ne yazık ki dönemin iktidarı AP tarafından komünistlik olarak adlandırılmış, insanlar ötekileştirilmiş, ve sonunda silahlı örgütlenemeye kadar gitmiştir ve ülkenin daha da gerilemesine sebebiyet vermiştir. Aynı tabiler ise 2000 yılı sonrası tekrar önem kazanmıştır ve her partinin amacı olmuştur.

Ben Milletvekili İkenÇetin Altan · İnkılap Kitabevi · 200543 okunma

·

42 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Alican Gümüşay