Gönderi

Yanılmazlık yanılgısı
Arkadaşla "hassasiyet cehennemleri"ne dair, yani ehlileştirilen Amerikan solunun besleyip büyüttüğü şekliyle "woke"a dair konuşurken bugün, söz ister istemez İsrail'in insan olmaklığa tecavüzüne geldi. Burada Finkılştayn bahsi açtı. Bir ilgisini gördü ki açtı. Hiç okumadım ben Finkılştayn. İsrail-Filistin meselesine de değindiği bir konuşmasında Mill'i alıntılamış. Kelimesi kelimesine değil tabi. Tembelliğimden uğraşmak istemedim tam ne dediğini aramakla. Skeptik namına yakışır bir şekilde şöyle demiş üç aşağı beş yukarı Mill: Tanrı olduğuna inanmıyorsan, her şeyi bildiğine (El-Âlim denilebilir, çünkü burada 'omniscient' tabirini kullanmış) inanmıyorsan, hakikat olduğunu düşündüğün (san-zan) şeyin hakikat olduğu bilgisini öğrenmeden önce, hakikat olduğunu bilemezsin. Çünkü herhangi biri de, hepsi de yanılabilir insanların. * Unless you believe you are God, unless you are convinced that you are omniscient, you have no grounds for the assumption that you know a priori -in advance-, that what you think is true actually is true. Because anybody and everybody can be wrong. Mill rahme düşmeden yaklaşık sekiz yüz yıl evvel, Londra'nın yaklaşık altı bin altı yüz kilometre uzağında bir yerde, adamın birinin sözledikleri aklıma geldi: - Bu yalŋuk atı boldı yalŋluk üçün, bu yalŋluk uruldı bu yalŋuk üçün. Yalŋuk adı oldu, yanıldığı için; bu yanılmak yaratıldı* yalŋuk için. *Taşa vurulur gibi. Uruldı, ur+mak/vur+mak, bugünkü dilde kazımak. Yalŋuk'un kökü tartışılmaya devam etse de, Uygurların bu sözcüğü "insan" için 'kişi' sözcüğüyle beraber kullandıkları sabit. Yazıtlarda (Göktürkçe) 'kişi' varken yalŋuk'a rastlanmaz. Linguistler, bu sözcüğün yalnızca Uygurca ve devamı olan Karahanlı Türkçesinde bulunduğuna dair ittifak halindeler. Kelimenin kökünün yalıŋ olduğunu düşünmemek elde değil. Kök, taşlarda var, fakat ek almış ve insan sözcüğünü karşılar olmuş hali olan yalŋuk yok. Yalın neydi? Çıplak.
·
217 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.