Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dostoyevski'nin Karamazov Kardeşler adlı kitabında çok güzel bir hikâye vardır. Bin sekiz yüz yıl sonra İsa, "Gidip tekrar dünyayı ziyaret etmem gerek, çünkü bin sekiz yüz yıllık Hıristiyanlığın ardından artık yeryüzü beni kabul etmeye hazır olabilir. Artık beni geçmişte yaptıkları gibi reddetmezler çünkü daha önce oraya gittiğimde tek bir Hıristiyan bile yoktu, ben bir yabancıydım. Şimdi dünyanın yarısı Hıristiyan; milyonlarca kilise ve rahip surekli İsa'nın kelimelerini tekrar ediyor. Artık kabul görürüm, beni çok iyi karşılarlar; bana tüm kapılar açılır. Artık zamanı geldi. Daha önce olsa gidemezdim; daha zamanı gelmemişti, diye düşünür. Tekrar gelir, tabii bir Pazar sabahı çünkü haftanın diğer günlerinde kimin Hıristiyan olup kimin olmadığını anlamak çok zordur. Mümkün Heğildir çünkü herkes aynıdır! Sadece Pazar günleri bir Hıristiyan'ı ayırt edebilirsin çünkü din Pazar günlerine mahsus bir olaydır. Hayatla bir ilgisi yoktur, o sadece yapılması gereken bir ritüel, yerine getirilmesi gereken bir formalitedir; içine gönlünü koymana gerek yoktur. İsa köyüne, bin sekiz yüz yıl önce geldiği yere, Betlehem'e ulaşır. Pazar yerinde durur, biraz çekingendir çünkü insanlar ona bakmalarına rağmen kimse onu tanımaz ve herkes kiliseye gitmekte ya da oradan dönmektedir. Ve sonra birkaç kişi onun etrafına toplanmış ve ona, "Tıpkı İsa'ya benziyorsun; iyi bir aktör olmalısın, çok iyi rol yapıyorsun!" der. İsa, "Ben aktör değilim. Gerçek İsa'yım," diye yanıt verir. Bunun üzerine adamlar gülmeye başlar ve "Eğer gerçek İsa isen rahipler dışarı çıkmadan önce buradan kaç, yoksa başın derde girer," der. Sonra sokak çocukları taş atmaya, insanlar gülmeye, alay etmeye başlar "Gerçek İsa geldi, Yahudilerin kralı geldi! Bu çarmıha gerilmiş olar adam; yeniden doğmuş!" Bir yandan şaka yapmaya, gülmeye devan ederler. İsa çok fazla şey hisseder... Çünkü bunlar onun insanlarıdır, artık Yahudi değillerdir. Onlar Hıristiyan'dır; onu takip etmiş kişilerdir ama yine de onu tanıyamazlar. Ama İsa bekler, "En azından rahipler beni tanıyacaktır. Bu insanlar belki aptal, cahil kişilerdir ama benim rahiplerim beni tanır," diye umut eder. Sonra rahip gelir. İnsanlar ona duydukları saygı nedeniyle gülmeyi bırakırlar. Ona yol açarlar, kalabalık onun geçmesine izin verir, önünde derin bir saygıyla eğilirler. İsa için için güler, "Benim önümde eğilmediler, bana saygı duymadılar ama rahibe saygı duyuyorlar. En azından bu iyi bir işaret çünkü bu benim rahibim. Beni onun sayesinde tanıyabilirler. Beni onun aracılığıyla tanıyorlar, doğrudan değil çünkü körler ve göremiyorlar," diye düşünür. Sonra rahip ona bakar ve "Gel buraya kabadayı! Tanrı'mıza hakaret etmek neymiş, sen kim olduğunu sanıyorsun?" der. İsa, "Beni tanıyamadın mı?" diye sorar. Rahip onu yakalar ve "Seni gayet iyi tanıyorum. Yürü, beni takip et," der. Onu kiliseye götürür ve bir hücreye kilitler. İsa çok şaşırır "Şimdi ne olacak? Benim insanlarım beni yine çarmıha mı gerecek?” diye düşünür. Sonra, gece olduğunda rahip elinde küçük bir mumla geri gelir ve kapıyı açar, içeri girer. Kapıyı içeriden kilitler eğilir. İsa'nın ayaklarına kapanır ve şöyle der, "Seni tanıdım! Ama bunu pazar yerinde, tapınanların önünde yapamadım çünkü sen eski bir baş belasısın. Bir şekilde her şeyi iyi bir şekilde yönetmeyi başardık ama sen her şeyi bozarsın. Şu anda işler yolunda gidiyor, Hıristiyanlık yerleşmiş durumda, dünyanın yarısını Hıristiyan yaptık, eninde sonunda diğer yarısı da olacak. Sen sadece orada bekle, buraya gelmen gerekmiyor! Burada olsan tek bir insanı bile Hıristiyan yapmayı başaramazsın ve biz çok iyi gidiyoruz, çok iyi idare ettik; bize minnettar olman gerek. "Ve sen kimse değilken seni tanıdık ama bunu başkalarının önünde yapamayız çünkü sen din adamlarına karşısın, kiliseye karşısın, kuruma karşısın. Ve ısrar edecek olursan o zaman seni tekrar çarmıha germek zorunda kalırız. Burada değilken sana tapınabiliriz çünkü bu kimseyi rahatsız etmez. Her şey sorunsuz bir şekilde, iyi gidiyor; bak ne kadar iyi idare ettik! Yeryüzünün yarısı Hıristiyan oldu, milyonlarca kilise ve rahip senin sözlerini vaaz ediyor. Tatmin olman gerek. Bu yüzden hemen buradan kaç ve tekrar gelme. Biz burada aracıyız ve ne yapmak istiyorsan bizim aracılığımızla yapabilirsin. Kitlelerin arasında doğrudan hareket etmene izin yok. Sen tehlikelisin!" Bu rahip en temel gerçeklerden birini ifade ediyor: O da din adamlarının dindar olamayacağıdır. O Buda'nın bir rahibi olabilir ama Buda'ya karşıdır. Onun için çalışır ya da öyle gibi gözükür; onun sözlerini söyler ya da öyle gibi gözükür. Ama eğer Buda gelecek olursa seninle onun arasında durur ve senin girmene izin vermez çünkü bir Buda, bir İsa her zaman başkaldırandır, asla kurallara uyan biri olmaz. Bir devrim yaratabilir, bir kurum yaratamaz.
Sayfa 258 - Ganj yayıneviKitabı okudu
·
128 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.