Yusuf Baran Beyi'nin yazmış olduğu "Süngü ve Yara kitabında" Dersim katliamından sağ kurtulan (sağ denirse tabii) insanların ne denli vahşice, kalleşçe, adice öldürüldüklerini bu olayı yaşamış olanlardan öğrenip, kitabına aktarmıştır. Dersim katliamını bilmeyen yoktur, özellikle yok edilmek isteyen kürt ve alevi kardeşlerim. Bilmeyen varsa da atalarına, kimliğine yabancılaşmış asimile olmuş Kürt ve Alevi kardeşlerimdir. Dersim acının, gözyaşının yurdu hâline gelmiştir. İnsanlar katledilmekle kalmayıp cenazelerini bile kurda kuşa yem etmişlerdir. Dersim aşiretlerinden olan bazıları kendi milletini satıp, devlete hizmet ederlerse kurtulacaklarını zannetmişlerdir lakin hepsi de öldürülmüştür. Buna örnek olarak kitaptaki bir kesiti bırakıyorum. "Atatürk Dersim Mebusu olan Hasan Hayri'yi yanına çağırır. Cumhuriyeti kuruyoruz ancak ortada bir sorun var bu ülkede 2 tane mezhep var Cumhuriyeti Azam ve imamı Caferi, bu ülkeyi hangi mezhep üzerine kuralım bir Alevi olarak ne dersin? Hayri Bey'in cevabı ise şu oluyor: Ülkede imamı Azam sayısı daha çok, Cumhuriyeti İmam cafer'i mezhep üzerine kurarsan huzursuzluk çıkabilir. Atatürk'de ona fena bozulur, sen de biçim adamsın deyip o ve arkadaşlarının idamına karar verir bu konudan çıkarması gereken Hasan Hayri benim Hasan Hayri Bey'in ihanet edici olması ikincisi ise Mustafa Kemal'in Alevi sefer olarak gösterilmesidir" Zeynel, Ali, muhtarı da bu hainler arasına ekleyebiliriz. Sağ kalan Dersimliler acısını anlatırken o anı hâlâ yaşıyormuşçasına ağlayarak, ağıtlar yakarak anlatmışlardır. Katliamdan sağ kurtulan Dersimlileri de kimliğine yabancılaşmaları için batı memleketlerine sürgün edip, oradaki halka, onların bir canavar olduklarını söyleyip insanların onlardan nefret etmesini sağlamışlardır. Tabii insanlar onları görünce zorbalıklar başlamıştır. Onlar yaşadıkları kötü anılardan sonra, bunların yaptıklarını hiçbir şey gibi görüp zorda olsa hayatlarına idame etmişlerdir. Sürgün edilen Dersimlilerden birisi de Hüseyin Dede'dir. Onun evine korka korka gelen çift, Dersimlileri yakından tanıdıktan sonra fikirleri değişmiştir. Kimliğine yabancılaşma çabaları sonuç vermiştir ve Hüseyin Dede'nin oğlu avukat olup Chp Elazığ milletvekili adayı olmak istemiştir. Soyunu araştırıp, öğrenen CHP'liler buna müdahil olmuşlardır. İnsanların ırkından, dininden ötürü öldürüldükleri hiçbir dava savunulamaz. Bu ve bu gibi katliamlar da unutulmamalıdır. Yazarımızın uğraşıp, yazdığı ve bu katliama bir ses olduğu için teşekkür ederim. Okumanızı şiddetle tavsiye ettiğim kitaplar arasında yerini almaktadır.

Süngü ve YaraYusuf Baran Beyi · Dipnot Yayınları · 201210 okunma

·

1 artı 1'leme

·

85 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ebedihayatyolcusu