Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

BÜTÜN MÜSLÜMANLARA DUA ETMEK
Dua; Allâhü Teâlâ’dan af, mağfiret, lütuf ve yardım istemek demektir. Böyle bir talep, her şeyi yaratan Cenâb-ı Hakk’a imanın en büyük ve en güzel delillerindendir. Dua ile, onun kulu olduğumuzu izhar etmiş, ona karşı ihtiyaç ve acziyetimizi göstermiş oluruz. Binaenaleyh dua, bizim için bir kulluk vazifesidir. Duayı terk etmek, kula yakışmaz. Biz, dua ile, Allâhü Teâlâ’ya mânen yakınlık şerefine nâil olmayı, maddî ve manevî bütün hastalıklardan kurtulmayı niyaz ederiz. Bir Müslümanın, bütün ümmet-i Muhammed’e dua etmesi müstehâbdır. Nitekim Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur –meâlen-: “Ve o kimseler ki bunlardan sonra gelmişlerdir. Derler ki: Ey Rabbimiz! Bizim için ve iman ile bizi geçmiş olan kardeşlerimiz için mağfiret buyur ve bizim kalplerimizde, iman etmiş olanlar için bir kin bulundurma. Ey Rabbimiz! Şüphe yok ki Sen, çok esirgeyicisin, çok rahmet sahibisin.” (Haşr Sûresi, âyet 10) Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Kim ki her gün, ‘Allâh’ım, beni ve bütün müminleri mağfiret et.’ derse her müminden dolayı onun amel defterine bir sevap ilave edilir.” “Erkek ve kadın bütün müminler için kim istiğfâr ederse, o kimseye, her bir mümin ve mümine için bir hasene yazılır.” “Allâh’a, kulunun en sevimli duası, ‘Allâh’ım, ümmet-i Muhammed’in tamamına umûmî rahmetinle rahmet et.’ demesidir.” “Her kim ki; günde yirmi yedi defa, mümin erkek ve kadınlar için istiğfârda bulunursa duasına icâbet edilenlerden ve yeryüzündekilerin kendileri sebebiyle rızıklandığı kimselerden olur.” Bu vasıf, ebdâlin (bazı evliyanın) sıfatlarındandır. Mârûf-ı Kerhî rahmetullâhi aleyh de demiştir ki: “Her kim inanarak ve samimiyetle, ‘Allâh’ım ümmet-i Muhammed’i hidayet et, Allâh’ım Ümmet-i Muhammed’in sıkıntılarını bertaraf ediver, Allâh’ım Ümmet-i Muhammed’i bağışla.’ diye dua etse sâlihlerden yazılır.”
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.