Gönderi

400 syf.
7/10 puan verdi
·
54 günde okudu
Dürüst olayım, sonlara doğru bir elli sayfayı atlamış olabilirim. Vicdan azabı çekmedim, üzülmedim. Şayet o sayfaları okumuş olsaydım o zaman tek bir cümlesini dahi anlamadığım kısımları okuyarak kaybettiğim zamana üzülürdüm. Dünya Savaşı Z kitabı, filminden, söylenenlere göre, bambaşka bir işleyişi ele alıyor. Filmi izlemedim ancak tek bir kişi çevresinde dönen olayları konu aldığını biliyorum. Dünya Savaşı Z kitabında ise yaşanan olaylara daha üst perdeden bakıyoruz. Günün birinde dünyada "zombi" hastalığı baş gösteriyor ve kısa zamanda bu salgın hastalık, savaşa dönüşür bir hâl alıyor. Bu savaştan kurtulan insanlardan biri, ana karakterimiz diyebileceğimiz kişi, yaşananları kitaplaştırabilmek için farklı kişilerle röportajlar gerçekleştiriyor. İşte elimizdeki bu kitap, güya bu adamın kaleme aldığı röportajlardan oluşuyor. Röportajlar, "Salgının başlangıcı, salgının ortası, salgının sonu" minvalinde bölümlere ayrılmış (tabii tam olarak böyle değil, daha çok "Büyük Panik", "Topyekûn Savaş" gibi, daha havalı adlandırmalarla) ve kitabın tam adında da yazdığı gibi (Dünya Savaşı Z: Zombi Savaşı'nın Sözlü Tarihi) tamamen uydurma olaylar önümüze gerçek tarihimizcesine önümüze sunuluyor. Sahiden anlatılan olaylar epey gerçekçi aktarılıyor bize, zombi salgını her ne kadar bize imkânsız veya çocukça gelse de Max Brooks, böylesine tiye alınan bir kıyamet sonrası elementini dahi incelikle ele almayı başarıyor. Bu kısımdan sonrası spoiler içeriyor olabilir. İşte benim açımdan en büyük problemlerden biri, tam burada başlıyor. Özellikle sondan bir önceki bölüm olan "Topyekûn Savaş" kısmı, gerçekçiliği nedeniyle benim için okunması imkansız bir hâl aldı. Gerçi, gerçekçi olup olmadığı hakkında bile bir yorumda bulunamam zira okuduğum hiçbir şeyi anlamadım. Askerlerin kullandığı silahların modelleri, araçların modelleri, yeni ve eski savaş sistemleri ve her birinin açıklaması... O sahneleri gözümde canlandıramadım bile ve bir ton hem var olan hem uydurulmuş savaş terimi aklımda zerre yer edinmedi. İşte atladığım o sayfalar bu bölümün sayfalarıdır. Uzun süre okumaya çalıştım, kendimi okumak için zorladım ancak bu sadece kitabı okumayı ertelememe neden oldu. En fazla bir haftada bitirmiş olacağım kitabı bitirmem haftaları buldu. Bu yüzden bu kitabın bana öğrettiği şeylerden biri, zorlamamaktır. Sevmiyorsam, ilgi duymuyorsam, neden kendime eziyet ediyorum ki? Kitap okumak bir hobi değil midir, zevk almamız gerekiyor işin sonunda. Bir yük, bir sorumluluk haline geldiği vakit ne de çekilmez oluyor. Kitabı genel anlamda beğenmiş olmakla birlikte aklıma bir soru takıldı. Dünyanın neredeyse her yerinde, Yunanistan ve İran'da bile vuku bulan olaylar anlatılırken, hatta Kırgızistan'ın, Pakistan'ın ve birçok, bilinirliği nispeten az olan ülkelerin adı bir kere dahi olsa geçerken Türkiye'nin kitapta adeta yokmuş gibi görmezden gelinmesi, orada geçen bir olayın anlatılmamasını da geçtim, Türkiye'nin adının bir kere olsun ağza alınmaması nedendir? Adı sanı duyulmamış, az nüfuslu bir ülke değil, hem de böylesine bir "zombi savaşı" söz konusu olduğunda bence adına kesinlikle bir bölümün ayrılması gerektiğini düşündüğüm bir ülke. Kimseyi art niyete sahip olmakla suçlamıyorum elbette ancak bekledim işte, en azından adı geçsin diye. Tüm şikayetlerimin yanı sıra, kıyamet sonrası kurgularına ilgi duyuyorsanız, özellikle de zombi kıyameti düşüncesi ilginizi çekiyorsa kesinlikle okumanızı öneriyorum. Eğer bu konularla uzaktan yakından alakanız yoksa, sıkılacağınızı düşünerek okumanızı önermiyorum. Esenlikle kalın.
Dünya Savaşı Z
Dünya Savaşı ZMax Brooks · İthaki Yayınları · 2021103 okunma
·
1 artı 1'leme
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.