Sen Varsan Ben Varım ~ Eddi Anter Varoluşun döngüsü, ölümün gerçeği ve anlam arayışı etrafında şekilleniyor. Her birimiz, bu döngünün içinde var olurken; değişim ve anlam arayışının içindeki yaşamın gerçek parçası olduğumuzu kabul ediyoruz ancak ne derece fark ediyoruz? Bana kalırsa asıl değişim o döngünün içindeki sürprizlerden birinin kırılması ile başlıyor. Bazen düşünüyorum da, yaşamı belirleyen bir sırla başlıyoruz hayata. O sır ise, ölüm! Hayatımızın en başından beri, belli belirsiz bir süre içinde ne olacağını biliyoruz fakat düşüncelerimizi; eve giren güneşin gölgede kalan kısmı kadar benimsiyoruz. Ölümün kaçınılmaz olduğunu ama asıl meselenin bu gerçeği kabul etmek ve yaşamın içindeki anlamını kavramak olduğunu ya anlamıyor ya da anlamamazlıktan geliyoruz. Hayatın içinde gördüğümüz ve yaşadığımız olumsuzluklar aslında bir ders. Zamanla bu dersler içsel derinliklerimizi besleyerek bizi olgunlaştırıyor. Hani hep deriz ya; "yaş aldıkça olgunlaşıyoruz?" diye. Acaba yaş aldıkça mı olgunlaşıyoruz yoksa yaşadıkça mı? Öyle ya, kimisi on beş yaşında kucaklıyor hayatı kimisi ise yetmiş beş yaşında... Ya hastalıklar? Onlarda insanın yaşına bakar mı? Peki ya ertelenen zamanın içinde bilinmeyen hayatın kıymeti? Ölüm denen gerçeğin, hayatın kapısına vurduğunda mı anlaşılır değeri? Bir öksürük ile başlıyor her şey. Sonrasında yaşanılan süreç peşi sıra takip ediyor olacak olanları. O odanın içerisinde insan düşünmeye epeyce bir fırsat buluyor; dününü, bugününü ve yarınını. Çünkü öncesinde göze batmayan birçok şey sonradan çapak olup göz pınarlarını acıtıveriyor. Çok yakından bilirim bu durumu. Bundan sebeptir, yazarın kelimeleriyle dokunmaya çalıştığı o yaranın sızısını almam. Kitap bittiğinde ise dakikalarca bakıştığım cümleyi sizlerle de paylaşmak isterim. "Hiçbir zaman var değildin, o yüzden de yok olmayacaksın!" Bana kalırsa yazar bu cümlesinde; varlığın sürekliliğini ve benzersizliğini vurguluyor. Hayatımız boyunca var olduğumuzu düşünüyoruz. Hatta hiçbir zaman yok olmayacağımızı kabul ediyoruz. Ölümü biliyor ancak ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz. Her an, geçmişten geleceğe yönelik bir süreç içindeyiz ve bu süreç aslında varoluşumuzun bir parçası. Bir bakıma geçmişin ve geleceğin iç içe geçtiği, hiçbir zamanın gerçekten var olmadığı ancak her anın varoluşumuzun bir parçası olduğu gerçeğini yansıtıyor. Yani, yaşadığımız her anın değerini anlamaya ve her anı özenle yaşamamız gerektiğine dikkat çekiyor. Ölüm, aslında hayatın içinde gizlenmiş bir anlamdır ve bu anlamı keşfetmek için değişim ve anlam arayışımıza odaklanmamız gerekmektedir. Ayrıca yaşamın biricik sabiti ve insanın varlık nedeninin en derin bilincidir. Hayatımızı değerli kılan şeyleri bulmak, anlamlı ilişkiler kurmak, kişisel gelişimimize önem vermek ve şu anda olduğumuz anı değerlendirmek için adımlar atmaktır. Yazarın da dediği gibi; "Ne zaman öleceğini bilmemek, her günü tek gün gibi yaşamayı gerektirir. Yaşanan her günün de hakkını vermek için güzellikleri bulmak şarttır. Tanrı'nın bizler için neler hazırladığını bilmediğimiz, yarına bağlı olduğumuz bir zaman kavram ve karmaşası içerisinde, elimizde olanı fark edip onun tadını çıkarmak Tanrı adına yapacağımız en basit iştir. Bizden başka ne ister sanıyorsunuz?" Bu arada, kitabın sonlarına doğru geldiğinizde büyük bir gerçekle yüzleşeceksiniz. Bu yüzden kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Şimdiden okuyacak olanlara keyifli okumalar diliyorum.

Sen Varsan Ben VarımEddi Anter · Destek Yayınları · 202366 okunma

·

23 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

şᴜ̈ʀᴀ ᴀᴋɢᴜ̈ɴᴇş