Gönderi

Hucurat suresi
10. Mü’minler ancak kardeştirler. O halde kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’ın emirlerine uygun yaşayın ki rahmete nâil olasınız. Dipnot Mü’minler birbirinin derdine ortak olarak, kötülük yapmalarına ve batıla meyletmelerine engel olarak, hayırda yardımlaşarak, selamlaşarak, ziyaretleşerek, hediyeleşerek, birbirini koruyarak, Allah yolunda yürüyerek, İslâm düşmanlarına karşı birlik olarak kardeştirler. Aralarındaki üstünlük ancak takvâ ile Allah’ın emirlerine uygun yaşamakladır. Bunun dışında, kan bağları ve beşerî tedbir ve usullerin hiçbiri dinin getirdiği bu kardeşliği tesis edemez. Bundan dolayı şirkten kaçınmış olan mü’minler, İslâm’ın amelle ilgili şartlarını tam yerine getiremeseler bile Kur’an’ın ifadesi gereği iman yönünden kardeş olduklarını bilmeli ve kelime-i tevhîd dâvâsında birleşmelidirler. 11. Ey iman edenler! Bir topluluk, bir toplulukla alay etmesin. Ola ki (alay edilen adamlar, Allah yanında) kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kadınlar da kadınları alaya almasın. Ola ki onlar, kendilerinden daha hayırlıdırlar. Birbirinizi ayıplamayın. Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İman ettikten sonra (kişinin) fâsıklık (damgası yemesi veya din ve ahlâk sınırını aşması) ne kötü isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerin ta kendileridir. 12. Ey iman edenler! Zandan çokça sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Günah olan zan, iyi kimseye beslenen kötü zandır... Dipnot Birbirinizin gizli kusurunu (casus gibi) araştırmayın ve biriniz, diğerini çekiştirmesin. Resûlullah’a, “Gıybet nedir?” diye sorulunca; “Gıybet, din kardeşini hoşlanmayacağı bir şekilde anmandır. Eğer o şey kendisinde mevcut ise onun gıybetini yapmış olursun, değilse iftira etmiş olursun.” buyurdu. AYETİN DEVAMI Herhangi biriniz (normal insan olarak) ölmüş kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte bundan iğrendiniz (değil mi?) O halde ‘Allah’a saygı duyup emrine uygun yaşayın’ aykırı davranmaktan sakının. Şüphesiz Allah tevbeleri kabul edendir, çok merhametlidir. 13. Ey insanlar! Şüphesiz biz, sizi bir erkekle bir kadından yarattık (ırkınız ve şahsınızla övünmeniz için değil; sırf iyilik uğrunda) tanışasınız (yarışıp ve yardımlaşasınız) diye sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Hiç şüphesiz ki sizin Allah yanında en şerefliniz, en takvâlınız (Allah’ın emirlerine en uygun yaşayanınız ve günahlardan sakınanınız)dır. Şüphesiz, Allah hakkıyla bilendir, (her şeyden) haberi olandır. DİPNOT Takvâ sahibi olmak; bütün günahlardan ve günaha giden yollardan sakınmak, nefsi terbiye ve tezkiye etmektir. Bu da nefsi her türlü kötü ve batıl duygu ve isteklerden arındırarak, Allah’ın emrine ve Resûlü’nün sünnetine uygun yaşamak; insanlara karşı dış yaşantısını Allah’a karşı da iç yaşantısını tertemiz süslemektir. Muttakîlik köşeye çekilme değil, aynı zamanda emr-i mâruf nehy-i münkeri yerine getiren aksiyoner bir hayat tarzıdır. Âyet-i kerîmeden anlaşıldığı üzere dünyada bütün insanlar arasında, insan olma yönünden hiçbir farklılık ve üstünlük yoktur. Eşitlik, karşılıklı saygı, müsamaha ve hayat hakkını tanıma4 vardır. Halbuki bu hareket Batı’da ancak 15. asırdan sonra hümanizm ile gelişmiştir. Ancak Allah’a olan inanç ve kulluğun yerine getirilmesi bakımından O’nun katında dereceler ve üstünlükler vardır.
·
75 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.