Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

185 syf.
8/10 puan verdi
Onlarca eseri olmasına rağmen halen neden Türkçe'ye çevrilmemiş olduğunu sorguladığım, İstanbul'da entelektüel hayatın yaşayan önemli isimlerinden biri olan Rober Haddeciyan'ın Tavan isimli bu kısacık fakat şahane romanını okudum. Kahramanın ağzından anlatılan, tek hayatı bir hastane odasından ibaret olan, düşüncelerini mahkumu olduğu o beyaz daracık tavanına yansıtarak yaşayan 60 yaşında bir erkek. Aylar önce muz kabuğuna basıp düşmüş, o zamandan beri bir hastanede yatalak, iletişim kurduğu insanlar kendisini sık sık ziyarete gelen kızı, hastabakıcılar, hemşireler ve zaman zaman odasını paylaştığı diğer hastalar. Tek mekanda geçen romanda anlatıcı tek mekanın tasvirini yapmıyor sadece, biz onun zihnine giriyoruz, hayal kuruyoruz, geçmişe gidiyoruz, gelecekle ilgili varyasyonlar kuruyoruz. Anlatıcı yatalak fakat, bütünüyle umutsuz değil, intihar düşüncesi geçmiyor kafasından, küçük şeylerden mutlu oluyor. Fakat bir hayat muhasebesi de tutuyor tavanda, zaman ve mekan bazen algısını kaybediyor. Bütünüyle depresif olmasa da sorguluyor hep. Bana farklı şeyler hatırlattı Tavan, okurken ara ara durup düşündüğüm yerler oldu. Sıcak ve dokunaklı bir hikaye... Ben çok sevdim, tavsiye ederim. .. .. "Tam 6 bin saatten beri sırtımı yataktan kaldırmadım. Ve yine 6 bin saatten beri yere "basıp pencereye kadar gitmedim. Düşünün bir kere, tam 6 bin saat... İnsan bu kadar uzun süre mutluluğa bile dayanamaz. Insan bu kadar uzun süre eğlenmeye, tatile bile katlanamaz. İnsanoğlu yalnızca acıya bu kadar uzun süre eğlenmeye, tatile bile katlanamaz. İnsanoğlu yalnızca acıya bu kadar uzun süre dayanabiliyormuş." ..
Tavan
TavanRober Haddeciyan · Telos Yayıncılık · 199749 okunma
·
102 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.