Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Artık Gitmek Gerek! - Ferîdun Kurt
Artık gitmek gerek! Bir turna katarı geçiyor sevgilim,görüyor musun? Görüyor musun dağları çekilmiş ve kokuyor coğrafyam. Yüzümde çok geç kalmış bir devrimin buruşuk izleri. Ne yana dönsem eksik bir türküye sarılan insanlar görüyorum. Nereye gitsem dilleri ve gözleri birbirine benzeyen kadınlar ve adamlar. Peki bunlar neden korkmuyorlar? Neden ölmüyorlar? Dön baba dön oynuyoruz başkasının kara parçalarında dön baba dön başkasının sularında. Kim çekip çıkaracak bizi bu şizofrenik kuyudan. Kim dokunacak yüzümüzde ki Allah kadar eski çizgilere. Hasbinallah! Ekşi, küflenmiş bir ekmek gibi kokuyor bu şehrin koltuk altları. Köpeği vurulmuş bir çoban sessizliğine gömülmüş gibi oluyor bu saatlerde. Herkes kendi ihanetine dönüyor ve herkes bir 'kes' arıyor 'kes' sizliğinde! Kocaman adamlar ve kadınlar kahkahalarında saçları daha yeni örülecek kıvama gelmiş kızları, önce doğurup sonra boğuyorlar! -... Şimdi küfretmeden Allah ‘a ve kara parçalarına koşmak gerek. Terlemiş bir attan beter kokan bir ülkeden bahar kokan bir ülkeye pamuk toplamaya gitmek gerek. Söz vermek ve sözünde durmak gerek. Gerektiğinde değil doğru zamanda doğru yerde olmak/ölmek gerek. Lastik ayakkabılarımızı güneşe koyup kocaman bir sessizliği kokutmak gerek. Ekmek arası torak yemenin hazına süphan eteğinde varmak gerek. Karacadağ da tektonik bir gölde tüm günahlarımızdan arınıp şiirimizi oraya bırakmak gerek. Lâ havle! Yetmişlik bir adamı on yedilik bir kız çocuğuna dokunurken boynundaki muska ile boğmak gerek. Otogarları ve Muş'u yakmak gerek.! Tanık olduğum her anı belleğimden nasıl sileriz bilmem ama tanık olabileceklerimi bıyıklı pis bir adamın gözü önünde bayrak yapıp yakmak gerek. Patnos'a,Bulanık'a otobüs gitmemeli.! Ergen /erken ölüyor o zaman küçük kadınlar. Tüm dağları ve terminalleri saçları boyalı bu adamların başına yıkmak gerek. Yani anlayacağın sevgilim mazot içirteceksin sonra sıratı bu dünyada kuracaksın bu tipsiz adamlara. Bir tane vêl deresi yetmez bunlara Fırat Munzur ve Dicle'yi birer vêl eyleyip ayak parmaklarından yakmaya başlayacaksın. -yani? -yani; sen hiç otogarda çalışmadın ki! Bu sebepten sevgilim senin yaşadığın yere gelmek gerek. Oradan başlamak ve değiştirmek gerek. Renkli potinli çocukların belleklerinden öpüp başlarına birer şiir geçirmek sonra kocaman şehirlerin aslında birer cehennem olduğunu/ kendi cennetinizi tahtaya çizin deyip çok taşlı çok kara bir coğrafyanın aslında bir yurt olduğunu anlatmak gerek. Bırak küfür etsinler... Bırak kavga etsinler. Ama verdikleri sözlerde durmalarını söyle. Dağları anlat onlara. Beş bin xarzan'lı kadın ve erkek savaşçıyı. Bindokuzyüzyetmişsekizi anlat onlara. Unutmasınlar. Koynumuzda ölen/ beraber yattığımız /kara kaşlı çocukları anlat. Beş nolu cezaevi de onlara. Anlarlar. Susmazlar. En kara olan kız çocuğuna bir tane toka al. De ki; bu toka senin örüklerinin kelepçisidir. Sarıl örüklerine ve kaptırma de! İşte bu yüzden sevgilim senin tamda olduğun yerden dünyaya bakmak gerek. Kızamık bile çıkarmadan ölen çocukların hikayesini resmetmek için burayı terk edip kocaman/amele gülüşlü dağlara beş yüz koyunla dönmek gerek.!
··
230 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.