《Müslümanlık huyun güzelliğinden ibarettir.》
Hadis-i Şerif (1)
Biz ki yarmıştık şu'ûnun en büyük ummânını;
Çiğnemiştik yükselen emvâc-i bì-pâyânını;
Biz ki edvarın, kurûnun, hadisâtın
rağmına,
Hakim olmuştuk bütün bir
âlemin eyyamına;
Şimdi tek bir dalganın
pâmâl-i izmihlâliyiz!
Şimdi sâhillerde mahkûmiyyetin timsâliyiz!
Böyle bir sadmeyle altüst olsun en müdhiş gemi...
Dehşetin te'sîri hâlâ sarsıyor endişemi!
Öyle salgındır felâket, öyle ânîdir ölüm:
Hem görür göz, hem aceb rü'yâ mıdır, der,
gördüğüm?
Nerde rü'ya! Gördüğün aynıyle vâki'dir
senin.
Gayr-i vāki noktalar: Ancak o mühlik
sadmenin,
Bir dışardan, bir kaza, bir nâgehânî olması;
Bir de -en yanlış kana'at- âsümânî olması.
Dâhilîdir sadme... Hâriçten değil... Aslâ
değil!
Sonra, olmaz ez-kazâ dünyada bir şey,
böyle bil!
Nagehânî lâfzının ma'nâsı yoktur, herzedir:
En beyinsizler bu istikbali zîrâ kestirir.
Gökten inmez bir de hiçbir şey...
Bütün yerden taşar,
Kendi ahlâkıyle bir millet ölür, yahud yaşar.
Çiğnenirsek biz bugün, çiğnenmek istihkâkımız:
Çünkü izzet nerde, bir bak, nerdedir ahlâkımız.
Müslümanlık pâk sîretten ibaretken, yazık!
Öyle saplandık ki levsiyyâta: Hâlâ çıkmadık! Zulme tapmak, adli tepmek, hakka hiç aldırmamak;
Kendi âsûdeyse, dünya yansa, baş kaldırmamak;
Ahdi nakzetmek, yalan sözden tehâşî etmemek;
Kuvvetin meddâhı olmak, aczi hiç söyletmemek;
Mübtezel birçok merâsim: Înhinâlar, yatmalar,
Şaklabanlıklar, riyalar, muttasıl aldatmalar;
Fırka, milliyyet, lisan nâmiyle dâim ayrılık; En samîmî kimseler beyninde en ciddi açık;
Enseden arslan kesilmek, cebheden yaltak kedi...
Müslümanlık bizden evvel böyle zillet görmedi!
Hâlimiz bir inhilâl etmiş vücüdun hâlidir; Rûh-i izmihlâlimiz ahlakın izmihlalidir.
Sâde bir sözdür fakat hikmetlerin en mücmeli:
Bir halâs imkânı var: Ahlâkımız yükselmeli, Yoksa pek korkunç olur katmerleşip hüsrânımız...
Çünkü hem dünya gider, hem din, eğer yapmazsanız.
Şiir: Mehmet Âkif Ersoy
Sözlük ;
Şuûn : hadiseler olaylar
Bî payan:sonsuz
Edvâr -Çağlar , zamanlar
Kurûn- Çağlar ,yüzyıl
Rağm- İnadına
Eyyâm- Günler
Pâmal- Ayakları altında ezilmiş
İzmihlâl -Yok olma, Perişan olma
Sadme- Vuruş, Çarpma , Musibet
Nâgehâni-Ansızın
Herze-boşsöz
Âsumâni- Beşeri olmayan ,semavi olan
İstihkâk-Hak edilen şey
Sîret-İnsanın manevi hali, ahlak
Levsiyat-Kirli ve pis şeyler
Âsûde-Sıkıntılardan uzak, rahat
Nakzetmek-Bozmak
Tehâşi-Korkmak ,sakınmak
Meddah-Övmek
Mübtezel-Değersiz ,aşağılık
İnhina-Eğrilik
İnhilâl-Dağılma,Çözülme,erime