Ah, becer,” diye inledi.
“Bir daha söyle.” İçine girip çıkmaya başladığımda nefessiz
kalıyordum.
“Bennett - becer."
Tekrar tekrar duymak istiyordum. Kendimi yukarı çekip dizlerimin
üzerinde durdum ve iki elimiz de hâlâ birbirine kenetlenmiş olarak daha
sabit bir şekilde içine girmeye başladım.
“Buna doyamıyorum.” Neredeyse boşalacaktım ve devam
ettirmem gerekiyordu. Çok uzun süre ondan ayrı kalmıştım ve o uzaktayken fantezisini kurduğum hiçbir şey bununla
karşılaştırılamazdı.
“Seni her gün bu şekilde istiyorum,” diye mırıldandım nemli tenine
doğru. “Bu şekilde ve masama doğru uzanmış olarak. Dizlerinin
üzerinde aletimi emerek.”
“Neden?” dedi sıktığı dişlerinin arasından. “Benimle böyle
konuşmanı neden seviyorum? Sen tam bir puştsun.”
Yeniden onun üzerine doğru eğildim, boynuna doğru güldüm.
Ter içindeki bedenlerimiz birbirinin üzerinde kayarak hiç çaba
göstermeden birlikte hareket ettik. İçine her yüklenişimde kalçalarım
yukarı doğru kaldırıyor, belime doladığı bacaklarıyla beni daha derine
çekiyordu. Onun içinde öyle kaybolmuştum ki zaman durmuş gibiydi.
Ellerimiz hâlâ başının üzerinde sıkıca kenetlenmişti ve ellerimi daha da
sıkmaya başlamıştı. Gelmek üzereydi, çığlık sesleri artıyor ve ismim
dudaklarından tekrar tekrar dökülerek beni sona yaklaştırıyordu.
“Bırak gitsin Chloe, her tarafıma boşal.”
“Ah Tanrım, Bennett,” diyerek inledi. “Başka bir şey söyle.” Ha
siktir. Pis konuşmamdan boşalmak üzereydi. “Lütfen.”
“Öylesine kaygan ve ateşlisin ki. Boşalmaya yaklaştığında,”
nefesim kesildi, “teninin her yeri kızarıyor ve sesin boğuklaşıyor. Ayrıca
boşaldığında yüzünün aldığı halden daha mükemmel bir şey yok.”
Bacaklarıyla beni daha da sıkıştırdı ve nefesinin aksadığını, beni
sıkıca kavradığını hissettim.
“Benim için inlediğinde şişmiş dudakların yumuşayıp açılıyor,
gözlerin daha iyi olmam için yalvarıyor, kahretsin, sonunda oraya
ulaştığında çıkardığın sesten daha iyi hiçbir şey yok.
Sayfa 213