Firari "Onu düşünürken akıntıya kapılmış düşüncelerim vardı. Tıpkı dümeni kırılmış bir gemi gibi sarsılıyordu zihnimde. Dengesini kaybetmiş bir martı çığlığıyla yankılanıyordu yüreğimde. Ne yapabilirdim ki? Sessiz hıçkırıklarla seyrediyordum hayatı!" Sevdiği kadının öldürülmesinden sonra akıl hastanesinde bir süre tedavi gören Selim, hastanede kaldığı süre boyunca bazı sanrılar görmüştür. Katillerin yüzleri başta olmak üzere olayın nasıl olduğu da dahil bazi bilgiler edinmiştir. Bu görüntülerden kimseye bahsetmeyen Selim bir gün arkadaşı Tuna tarafından hastaneden çıkartılır ve bir dağ evine yerleşir. Burada hem doğayla baş başa kalıp dinlenir hem de intikam planlarını uygulamanın yollarını arar. Bir tesadüf sonucu karşılaştığı yavru bir kurt köpeği olan Şanslı'yı sahiplenir. İkili her gecen gün biraz daha birbirine alışır ve çok iyi dost olurlar. Fakat Selim'in planlarını uygulayabilmesi için güvenebileceği birisine ihtiyacı vardır. Kasabada bir taksi şoförü olan Erdal ile samimiyeti arttıkça bu işi birlikte yapabileceklerine karar verir yalnızca biraz zamana ihtiyacı vardır. Fakat Erdal'ın sırrını öğrendiğinde önce onun intikamını alırlar. Bu sırada Selim bir öğretmen olan Nazlı'dan çok etkilenmiştir ama bir yandan da Sevda'nın intikamını almadan bu aşka başlamak onu rahatsız etmektedir. Selim bir gün gittiği başkentte öyle bir bilgi alır ki artık intikamını almak için hiçbir engel kalmamıştır. Fakat hesaba katmadığı öyle bir şey olur ki. Verdiği karar acaba doğru muydu? Selim intikamını alıp Nazlı ile yeni bir başka başlayabilecek miydi? Yazarın kalemi o kadar doğal ve akıcı ki sanki ben de o dağ evinin orda akan derenin sesini duyup, o şöminenin yanındaki sallanan sandalyede kahvemi içip kitap okuyormuş gibiydim. Çakan şimşekle korkmuş, açan güneşle içim ısınmıştı. Özellikle Şanslı ile dostluklarına hayran oldum. Doğa ve hayvanseverlik ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Ama aklımda cevapsız kalan sorular var. Bunların cevabını acaba ikinci kitapta mı alacağız diye düşünmeden de edemiyorum

FirariHüseyin Özkara · Dorlion Yayınları · 058 okunma

·

40 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

seda bayoglu