Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
AYNI ÖZDE İKİ ADEM
Siyah ve beyaz… Siyah diğer renkleri kendi içinde kaybeder. Beyaz ise diğer renklerin içinde kaybolur. Birbirlerinden ne kadar da farklılar öyle değil mi? Halbuki ikisi de aynı renklerden oluşuyor. Mavi, kırmızı ve yeşil… Sadece biri boyalarla biri ışıklarla… Yani özünde ikisi de aynı renkleri barındırıyor. Aynı özden güç alıyor. Bir Siyah Musa Bangura ve Bir Beyaz Gülseren Gümüş… İkisi de Hz Adem’in soyundan geliyor. Gülseren Hollanda’da İslamın ince yaşantısını anlatıyor, Musa ise ümmetin sahip çıkmaya çalıştığı Afrika’da. Bangura sanki Firavun’un sarayında yetişmiş bir Musa. Gülseren ise küçücük yaşında ‘’ Ben sana inanıyorum ya Muhammed! ‘’ diyebilecek yüreğe ve cesarete sahip Ali. Musa, Hristiyanlığın karanlığına sığınan insanları rahmet yağmurunun altına çağırıyor. Gülseren ise rahmet yağmurunun altında bulunanlara bu yağmura toprak olmayı öğretiyor. İnsanlığın bittiğine inandığımız gün karşımıza çıktı bu iki güzel insan. Onlar müslümanlardan arındırılmaya çalışılan coğrafyalarda karşılarına çıkan her zorluğu yenmeye çalıştılar. Ümmetin yetim bıraktığı coğrafyalara bir baba ve bir anne edasıyla kucak açtılar. Kurumuş olan bu verimli topraklara yağmur oldular. Vicdanının sesini yitirmiş olan insanlığa hatırlatma yaptılar : Hesap günü var ve her geçen gün yaklaşıyor bize… Gülseren hareket ettirebildiği üç parmağının hesabını nasıl verebileceğini kendine dert edindi. Musa babasını İslam ile şereflendirememenin huzursuzluğuyla daha çok çalıştı didindi, İslam için. Karanlığı savunurken durmayan Musa İslamın inceliğini anlatırken nasıl durabilirdi? Onun hedefi Afrika’da tek bir papaz kalmasındı. Gülseren tekerlekli sandalyesini kendine yoldaş bilirdi. Asla rabbine isyan etmezdi. Allah’ın verdiği ve vermediği bütün nimetler için şükrederdi. Onlar iki farklı coğrafyada İslam için didinen iki güzel insandı. İnsanlığın kalesi oldular bizim için. Savunma hattı sağlam bir kale. Dilce susup bedence konuştuğumuz bu çağda fiillerin tüm yanlışları yıkıp doğruları inşa edebileceğini gösterdiler bize. İnsanın eşref-i mahlukat olduğunu bedence anlattılar bize. Her zorluğun ardında mutlaka bir kolaylığın var olduğunu anladık onlarla. Onlar bize öğretmen oldular. Dünya hayatımız için çabalayan bize; Gülseren abla davamız için yorulmayı öğretti, Musa ağabey azimle Allah’a dayanmayı öğretti. İnsanın büyük yaralar aldığı bu çağda yaralarımızı sarmayı öğrendik onlarla. Siyah ve Beyazın aynılığını öğrendik. Demiştik ya siyah ve beyaz aynı özdendi. Tıpkı Gülseren abla ve Musa ağabey gibi.
Davet Yolunda Bir Siyah Bir Beyaz
Davet Yolunda Bir Siyah Bir BeyazRamazan Kayan · Sahra Kitap · 2022918 okunma
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.