Gönderi

👉 birigli: Rızk veren, bağışlayan, lutfeden. Harezm Türkçesi satır arası Kur’an tercümesinde “birmek” fiilinden -gen sıfat-fiil ekiyle türetilen bir- gen sözcüğü Vehhȃb (Lütfeden, bağışlayan, veren) karşılığında kullanılır (Yüksekkaya, 2005: 185). KB’de ise aynı fiilden -gli sıfat-fiil ekiyle türe- tilen birigli şekli Allah’ın güzel isimlerinden Rezzȃḳ (Rızkı veren) kar- şılığında kullanılmıştır: “Saḳışsız birigli ḳamuġḳa ruzi / Yitürür ḳamuġnı ma yimez özi” (Herkese sayısız rızık verir; herkese yedirir, fakat kendisi yemez.) KB.4.; “Saŋa birdi dünya esirkemedi / Maŋa birmegeymü birig- li iḍi” (O sana hiç esirgemeden dünya nimetlerini verdi; vergili Rabb’im bana da vermez mi?) KB.3745. boynaġu boynın sığan: Zorba ve isyankȃrların boynunu kıran, zorba ve isyankȃrları cezalandıran. Esmâ-i hüsnâdan Ḳahhâr (Yenilmeyen ye- gâne galip) isminin karşılığıdır (Ata, 2004: 292).“Ol erk bu kün ol Taŋrıḳa kim bir turur boynaġularnıŋ boynın sıġan turur.” (Asileri kahreden güç Tanrı’nındır.) KT. 35/31b2=40:16. 👉 bütün işlig: Hüküm ve hikmet sahibi. Esmâ-i hüsnâdan Ḥakîm (Bü- tün emirleri ve işleri yerli yerinde olan) isminin karşılığıdır (Ata, 2004: 303). “Ol Taŋrı bilgen bütün işlig turur.” (O Tanrı bilen hüküm ve hikmet sahibidir.) KT.26/6b2=4:26. (39) 👉 emr iḍisi: Hüküm sahibi. Esmâ-i hüsnâdan Ḥakem (Son hükmü ve- ren) ve Ḥakîm (Bütün emirleri ve işleri yerli yerinde olan) isimlerine kar- şılıktır. “Eger yandursalar anı yalavaçḳa ya emr iḍisinge olardın bilgetiler anı.” (Eğer onu Peygambere veya hüküm sahibine bildirselerdi öğrenirler- di.) KT.26/50b1=4:83. 👉 erklig: Hükümdar, mülk sahibi. Esmȃ-i hüsnȃdan Melik (Görünen ve görünmeyen âlemlerin sahibi) isminin karşılığıdır (Ata, 2004: 343). “ Köndrür sen kimni tilese sen, sen biziŋ erkligimiz sen, örte bergil yazuḳu- muznı” (Sen kimi dilesen doğru yola iletirsin, sen bizim hükümdarımızsın, günahlarımızı bağışla.) KT.28/32a1=7:155. (10) Aynı sözcük KB’de uġan sözcüğüyle birlikte tekrar grubu olarak esmȃ-i hüsnȃdan Ḳȃdir (Güçlü, kuvvetli her şeye gücü yeten) / Ḳadîr (Tükenmez kudret sahibi olan Allah) (Devellioğlu, 2015: 551) isimlerini karşılar: “Ay erklig uġan mengü muŋ-suz bayat / Yaramaz senindin adınḳa bu at” (Ey kuvvetli, kadir, ebedî ve müstağni olan Tanrı, senden başkasına bu ad yakışmaz.) KB.6. esenlik bėrgen: Selamet veren. Esmȃ-i hüsnȃdan Selâm (Esenlik ve- ren) isminin karşılığıdır (Ata, 2004: 345). “Yoḳ anda aḍın Taŋrı meger ol erklig, arıġ, esenlik bėrgen, imin 👉 ḳılġan.” (Emin kılan, sağlık veren, günahsız ve güçlü olan O’ndan başka Tanrı yoktur.) KT.38/31b3=59:23. 👉 eşitgen: İşiten, duyan. Esmȃ-i hüsnȃdan Sem‘î (Her şeyi işiten) ismi- nin karşılığıdır (Ata, 2004: 348). “Ol Taŋrı erür eşitgen körgen.” (O Tanrı işiten ve görendir.) KT.26/29b3=4:58. (17) 👉iḍi: Sahip, Tanrı. Esmȃ-i hüsnȃdan Mâlikü’l-Mülk (Mülkün sahibi) isminin karşılığıdır. İslami Türk edebiyatının ilk dönem eserlerinde olduk- ça yaygın bir şekilde Tanrı’nın ismi olarak kullanılmıştır. Eski Türkçede isim olarak “sahip, efendi”; zarf olarak “tamamıyla, bütünüyle, çok, asla, hiç” anlamında kullanılan bu sözcük, sonraki dönemlerde ‒d sesinin de- ğişmesi dolayısıyla çeşitli şekillerde karşımıza çıkar. İsim olarak “sahip, efendi, emir, hâkim, ev sahibi” gibi anlamlar taşıyan terim, dinȋ manada “Tanrı, Rabb, Tanrıça, Allah” adı yerine bütün lehçelerde kullanılmakta- dır.“Sevüg sawçı ıḍtı baġırsaḳ iḍi / Buḍunda talusı kişide keḍi” (Esirgeyen Rabb’im halkın en seçkini ve insanların en iyisi olan sevgili Peygamberi gönderdi.) KB.34. (106); “Anıŋ bilmeki İḍim 👉üskinde ol.” (Onun bilmesi Tanrı nezdindedir.) KT.28/56a3=7:187. (280) AH’ta ise 13 yerde geçer: “bilig birle bilnür törütgen iḍi” (Yaradan Tanrı bilgi ile bilinir.) AH.121. DLT’de iḍi’ye “Allahu Te‘âlâ” anlamı verilmiştir. igitgen: Terbiye eden, eğiten, yetiştiren, besleyen. “İgitmek” (besle- mek, rızık vermek) (Arat, 1979: 189) fiilinden -gen sıfat-fiil ekiyle türetil- miştir. Esmâ-i hüsnâdan Rabb (idare eden, terbiye eden, gözetip koruyan, nimet veren, ıslah edip geliştiren) ve Rezzâḳ (Bol nimet, maddi ve manevi rızık veren) isimlerinin karşılığıdır. “Bayat atı birle sözüg başladı / Törüt- gen igiḍgen keçürgen tidi” (Tanrı adı ile söze başladı: -Yaratan, besleyen ve göçüren odur, dedi.) KB.3188. (6) keçürgen: Günahları affeden, bağışlayan, affı çok olan, cezada acele etmeyen. Allah’ın güzel isimlerinden ‘Afüvv (Günahları affeden) isminin karşılığıdır (Ata, 2004: 435). Bu isim “keçürmek” (Affetmek, bağışla- mak) fiilinden -gen sıfat-fiil ekiyle türetilmiştir: “Ol Taŋrı erür keçürgen yarlıḳaġan.” (Tanrı affedici ve esirgeyendir.) KT.26/19b2=4:43. (2); “Erür Taŋrı keçürgen örtgen ulaşu yarlıḳaġan.ˮ (Tanrı affeden, bağışlayan ve esirgeyendir.) KT.26/66b1=4:99.; “Örter sizni Taŋrı azḳa üküş bėrgen ke- çürgen.” (Az sevaba çok mükȃfat veren affedici Tanrı günahlarınızı bağış- lar.) KT.38/75a2=64:17.
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.