Gönderi

375 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Hayvan Mezarlığı - S. KING / Ölüme hiç bu pencereden bakmadınız!
Belki de ölüm sahip olduklarımız içerisinde en kıymetlisi... Creed ailesi... Onlar için her şey öyle güzel başlar ki... Maine kırsalında yeni bir ev, yeni bir iş, yeni ve güzel bir hayat beklentisi; anne, baba, birbirinden şirin iki çocuk ve ailesinin şirin mi şirin kedisi... Tam bir mutlu aile tablosu! Her şeyin güzel gitmemesi için hiçbir sebep yok... Ve evlerinin yakınında sır dolu bir orman! Bir orman bir ailenin hayatında neleri değiştirebilir? Sizde de olur mu, hiçbir problem yokken, her şey güzel giderken, kesin bir şey olacak ve hayat alt üst olacak hissi? Genellikle de öyle olmaz mı zaten, bütün felaketler insanın en beklemediği anda ve savunmasız bulunduğu zamanda gelir, art arda... Ancak o zaman anlarsın hayatının aslında ne kadar kıymetli olduğunu... Ancak kaçınılmazdır bu,
Elias Canetti
Elias Canetti
Ölüm Üzerine
Ölüm Üzerine
isimli eserinde der ki: "İnsanların en çok ortak oldukları şey, felaket mi?" Ve
Bertrand Russell
Bertrand Russell
ılımlı yaklaşır olaya, "Büyük üzüntüler bile unutulabilir; mutluluğa yaşam boyunca son verecek gibi görünen felaketler bile zamanla kabuk bağlar ve acıları hemen hemen duyulmayacak derecede azalır." Azalır mı sahiden? Peki ya bu felaketin sonucunu değiştirebilmek mümkün olsaydı? İnsanların kaderiyle oynamak? Hiç ölmüş bir insanın yeniden dirilmesini istediğiniz oldu mu? Ya da bu mümkün deselerdi bunun için çaba gösterir miydiniz? Her şey eskisi gibi olur muydu bir ölümün önüne geçtiğinizde?
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
diye bir eser okumuştum yıllar önce. Ölüm dünyayı terk ediyordu ve kimse ölmemeye başlıyordu. Bir zaman sonra fark ediyordu ki insanlar, ölümsüz yaşanmıyordu. Yine aynı eserde altını çizdiğim bir cümle vardı: "Hayat böyleydi işte, kaşıkla verir verir sonra bir gün kepçeyle verdiklerinin tümünü geri alırdı." Tıpkı Creed ailesinin başına gelen gibi, adım adım mutluluğa doğru giderken gelen bir kepçe darbesi... Gerilim dolu bir eser... Ama beni germekten ziyade düşündürdüğünü; hayata, ölüme, insanlara karşı bakışımı sorgulattığını söyleyebilirim. Tıpkı Adem'le Havva'nın bir elmayı yemesiyle her şeyin bambaşka bir seyir alması gibi bir ölümle bambaşka bir hale bürünüyor her şey. Pascow ardında bir sır bırakarak ölüp gidiyor ama bu sır Creed ailesinin peşini bırakmıyor. Hiç tanımadıkları bir adamın ölümünden sonra ne baba eski baba olabiliyor, ne anne eski anne, ne çocuklar eski çocuk... Ve hatta ne kedi aynı kedi... Doğanın gücüne inanır mısınız? Bu güce müdahale eder ve onu kızdırırsanız ne gibi sonuçlar doğurur? Aciz bir varlık insan... Boyundan büyük işlere kalkışmamalı... Yaratılışın sırlarıyla oynanamamalı... En sevdikleri için dahi olsa... Uzaktan konuşmak kolay biliyorum. Hatta
William Shakespeare
William Shakespeare
ne der, "Yarayla alay eder, yaralanmamış olan." Ama bir alay değil bu, o kadar çok acı var ki... İnsan bazen durup kabullenebilmeli. Yoksa daha çok yorulmaktan, yıpranmaktan ve daha da kaybetmekten başka bir şey gelmez elinden. "Öylesine acı çekiyorum ki, uyurken bile bir an dinlendiğim yok..." (s. 268) "İnsan, bugün açan, yarın solan kır çiçekleri gibidir, insanın zamanı ancak bir mevsimdir, gelir ve geçer." (s. 195) Eserden bir ana fikir çıkaracak olsam bu cümle olurdu sanırım. Belki bir mevsim, belki birkaç mevsim. İnsan ne kadar müdahale etmeye çalışsa da çok daha fazlası olmuyor; geliyor ve geçiyor insan, kır çiçekleri gibi, akıp giden ve bir daha asla eski yerine dönmeyen, dönse de kendisi olmayan su gibi. Gage döndüğünde eskisi gibi olabildi mi? Rachel olabilecek mi? Ah Louis, neler yaşadın sen böyle... Bir insan kaybetmeye başladığında kedisi dahi kalmıyor geriye, hatta belki en başta o gidiyor... "Kediler hayvan dünyasının gangsterleriydi, yasanın dışında yaşarlar ve çoğunlukla da orada ölürlerdi. Ateşin yanında kıvrılıp uyuyarak yaşlanan pek azdı." (s. 43) Esere kendimi öyle kaptırdım ki bıraktığı psikolojiden bir türlü kopamadım. Yolda yürürken gördüğüm kedilere dahi Church gözüyle bakmaya başladım. Biter bitmez 2019 yılında çekilmiş olan filmini izledim. Eserle arasında kısmi farklar barındırıyor olsa da geri dönüş sahnelerini oldukça başarılı bulduğumu ifade edebilirim. -Ama hepsi geçti, artık döndün. +Nereden döndüm? Dönmek... Bambaşka bir dünyadan... "Ben ölüyüm değil mi baba?" Filminin de benim için zorlayıcı olduğunu söyleyebilirim. Jud haklıydı belki de. Bazen ölmek daha iyiydi. Diğer türlüsü... konuşmak bile zor. - Yorgun görünüyorsun. +Ölesiye yorgunum. Bir hayvan mezarlığı... Başka güçlere ait bir orman ve hiçbir şeyden habersiz oraya taşınan bir aile... Okuduğunuza pişman olmayacak, etkisinden uzun süre çıkamayacaksınız. Tam bir
Stephen King
Stephen King
romanı. Kendi hayatından da büyük izler barındırıyor. Okutmuyor, yaşatıyor. Bunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz.
Hayvan Mezarlığı
Hayvan MezarlığıStephen King · Altın Kitaplar · 201911.9k okunma
·
1 plus 1
·
1,169 views
Kardelen Yasemin ARLI okurunun profil resmi
Benim okunduğumda iliklerime kadar işleyen keşke gerçek olsa dediğim yanları çok güzel dile getirmiş analiz etmişsiniz
Mikail Balcı
Mikail Balcı
ben hâlâ etkisinden çıkamıyorum desem yeri...
Hayvan Mezarlığı
Hayvan Mezarlığı
ndan sonra uzun süre
Stephen King
Stephen King
okuyamamıştım...Kitapla kalın mutlu yıllar dilerim 🤗
Mikail Balcı okurunun profil resmi
22/11/63'ü de çok seversiniz eminim. Mutlu yıllar. 😊
Herhangi Biri okurunun profil resmi
Merhaba, kitabın içinde 18 yaş üstü içerikler var mı?
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Merhaba. Ölüm, korku unsurları oldukça mevcut ama onun dışında problem oluşturacak durumlar yok.
1 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.