Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Fahr-i Kâinat efendimiz, bütün alemlere peygamber olarak gönderilmiştir. Tebliğ vazifesinin sınırları bütün alemi içine alır. Hiçbir topluluk bu çemberin haricinde değildir. İnsanlığı islamda kardeş olmaya davet etmişler, hiçbir toplulukta bulunmayan düşünce, hareket ve yaşayışı tesis etme gayretinde olup, taklitten uzak, Allah'ın emirleriyle sünnet-i seniyyeyi birbirine dahil ederek yepyeni bir yaşayış tesis etmişlerdir. "Kim bir kavmi severse Hz.Allah, o kimseyi onlarla beraber haşreder" buyururak, ümmetini ehl-i küfre benzemek ve onlara sevgi beslemekten sakındırmışlar; sünnet-i seniyyeleriyle de bunu fiilen tatbik etmişlerdir. Onlar saçlarını uzatırlarsa, o kısaltıyor, onlar yatarlarsa o uyanık duruyor, onlar bir gün oruç tutarlarsa, o iki gün tutuyor ve onlara muhalefeti ve sünnet-i seniyyeye sarılmayı emrediyordu. Ayet-i celilede "Şanım hakkı için muhakkak ki, size Rasülullah'ta pek güzel bir numune vardır." buyurulduğu üzere taklit edilecek, sadece O ve varisleridir. Yılbaşı, duvara asılmış veya masa üzerine konulmuş bulunan bir takvimin tükenip bir yenisinin konulacağını hatırlatmaktan başka hiçbir şeyi ifade etmez. Noel yortusu dedikleri gecenin ve yılbaşı gecesinin Müslümanlık ve Müslümanlarla uzaktan yakından hiç bir alakası yoktur. Mü'minler için islami kandil ve bayram günleri, nasıl büyük kazanç günleri ise, müslümanların inançları için tehlikeli olan kötü âdet ve sapıklıkların yaşandığı günler de, ebedi felakete düşürecek tehlikeli günler olduğu asla unutulmamalıdır. Dolayısıyla hakiki bir müslüman kendi bayramı gibi hristiyan yortusunu takip edemez, yılbaşını kutlayamaz. kutlamak şöyle dursun televizyonla evinin, ailesinin içine sokmamalıdır. Kendimize Numune-i imtisal ve rol model olarak dinimizin büyüklerini almalı ve böylece iki cihan saadetine ulaşmaya çalışmalıyız. Selam ve Dua ile...
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.