Gönderi

10/10 puan verdi
·
Beğendi
Başucu kitabı. 15. yüzyılda yazılmasına rağmen güncelliğini hala koruyan başyapıt. Hümanizm'in en önde gelen temsilcisi, tüm Avrupa'nın ve Hristiyanlığın revizyona gitmesinde en büyük payı olan Erasmus'un eseri. Dönemin Avrupa'sındaki siyasal,toplumsal ve dinsel çarpıklıklara sanatsal bir başkaldırıdır. Rönesans döneminin yergi türündeki en iyi örneklerinden biridir. Kitabı Erasmus yegane dostu Thomas More'a adamıştır ve bir hafta gibi kısa bir sürede yazmıştır. Eserin başkarakteri Delilik yani "Stultitia" ve kendisi bir tanrıçadır. Yan karakterler olarak toplumda ki bütün aymazlıkları kişileştirerek onları Delilik yani Stultitia'ya emanet etmiştir ve hepsini birer tanrı/tanrıça olarak betimlemiştir. bkz. Kendini Beğenmişlik, Dalkavukluk, Unutkanlık, Tembellik , Haz, Kaçıklık, Şehvet, Taşkınlık ve Uyku. Kitabın genel akışı, Erasmus adeta yüksek bir yerin üzerine çıkmış da halka seslenirmiş gibi bir hitabet barındırıyor. Kitap, kendi içerisinde ikilik taşımaktadır. Erasmus önce deliliği över sonrasında ise deliliği yerer. Övdüğü delilik, tanrı katında olan kutsal deliliktir yani "Stultitia" ve bu kutsal deliliğin özünde bilgelik yatmaktadır. Yerdiği ise bildiğimiz tanımıyla "aptallık, budalalık, ahmaklık" anlamına gelen deliliktir. Toplumun her kesimine karşı içinde büyük bir yergi barındırır. Kadın-Erkek ilişkileri, evlilik yaşantısı gibi toplumsal konulara değinmiştir. Dönemin krallarından tutun, kralların yardakçısı olan soytarılara, yine dönemin filozof ve retorikçilerine, hukukçulara ve avukatlara, tüccarlara, edebiyatçılara, öğretmenlere, din adamlarına ( daha doğrusu din tüccarlarına) karşı lafını esirgememiş adeta yerden yere vurmuştur. Aynı zamanda insanın bebeklik ve yaşlılık dönemleri arasında ki benzerlikleri delilik vasıtası ile değerlendirmiştir. "Deliliğin" 'gerçek' bilgelik olduğunu, kendini bilge olarak atfedenleri ise gerçek bir deli olduklarını ve sadece kendilerini kandırdıklarını yüzlerine vurur. Hristiyanlık öğretisini skolastik detaylardan arındırmayı ve İsa'nın yaşadığı dönemde ki saf ve kirletilmemiş haline geri döndürmeyi amaçlamıştır. Bu düşünceleri Martin Luther'e büyük öncülük etmiştir. Kendi hayatını "Hiç bir şey benim doğumum kadar bedbaht olamaz." diye açıklar. Küçük yaşlarda almış olduğu özgür sanatlar ve manastır eğitiminin zıtlıklarını zihinsel bir gerilim olarak yaşamıştır. Gezgin bir kişiliğe sahip olan Erasmus, kendini hiç bir ülkeye ve dile bağlamayıp tüm dünyayı evi gibi görmektedir. Bu yüzdendir ki üniversiteler de ki öğrenci değişim programlarına "Erasmus" adı verilir. Yaşadığı ülkelerde adı parklara,köprülere ve sokaklara verilmiştir. Onda ki bu büyük yergi yeteneğinin kuşkusuz en büyük etkisi Yunan yergi üstadı Lukianos'un çevirilerinde saklıdır. Kitap sayısız kez yasaklanmasına ve toplatılmasına rağmen günümüze kadar ulaşmıştır.
Deliliğe Övgü
Deliliğe ÖvgüDesiderius Erasmus · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202311,8bin okunma
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.